Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5098 E. 2024/3035 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olayların ispatı, kusur belirleme, velayet, nafaka, maddi ve manevi tazminat ile ziynet ve mehir alacaklarının tespiti hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/537 E., 2023/211 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Elazığ 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/465 E., 2022/35 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı boşanma davasının kabulü ile boşanma ve fer'îlerine, kadının ziynet ve mehir alacağı davasının kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı- karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının evliliğin gerektirdiği yükümlülüklere aykırı davrandığını, kadının ailesinin taraflarının evliliğine sürekli müdahalelerde bulunduğunu, erkeğe karşı sürekli hakaret ve tehditlerde bulunduğunu, onur kırıcı davranışlar sergilediğini, erkeğe karşı darp uyguladığını, annesinin erkeğe hakaretlerine sessiz kaldığını, erkeğin annesini ve teyzesini, erkeği evden kovduğunu, erkeğe tekme atmaya çalıştığını, tarafların yaşanan olaylardan sonra ayrılıp yeniden barıştıklarını, kadının eylemlerine devam ettiğini, en son kadının çıkardığı tartışmada erkeğe hakaret ettiğini, en son 27.05.2019 tarihinde evden ayrıldığını, çocuğu görmeye gittiğinde kadının erkek kardeşinin hakaret edip bıçak çektiğini iddia ederek; evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin tarafına verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı- karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; iddiaları kabul etmediklerini, erkeğin evliliğin gerektirdiği yükümlülüklere aykırı davrandığını, hamilelik ve doğumunda kadına destek olmadığını, erkeğin ve annesinin evde söz sahibi olduklarını, tartışmada erkeğin kadını darp ettiğini, sonrasında evi terk edip elektrik ve doğalgaz aboneliklerini kestirdiğini, 26.02.2018'de erkeğin boşanma davası açtığını, sonrasında barıştıklarını, erkeğin annesinin yönlendirmesiyle hareket ettiğini, annesinin müdahalesine sessiz kaldığını, kadını boşanmakla tehdit ettiğini, kadının maaşını harcadığını, kendi maaş miktarını gizlediğini, erkeğin annesinin sürekli müşterek konutta kaldığını, erkeğin kadını küçük düşürdüğünü, hakaret ettiğini, kadının ailesinin eve gelmesine müsaade etmediğini, erkek ve annesinin kadının ailesine küfür ve hakaret ettiklerini, erkeğin birkaç kez kadını evden kovduğunu, küstüğünde erkeğin yatağını ayırdığını, kadının telefonuna gizlice casus programını yüklediğini, erkeğin telefon şifresini gizlediğini, tehditte bulunduğunu, çocuğun hastalığı ile ilgilenmediğini, fiziksel şiddet uyguladığını, kadını annesiyle birlikte yaşamaya zorladığını, instagram hesabında müstehcen pozlar vermiş kadınların bulunduğunu iddia ederek, karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasa faizi ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata, nafakalara her yıl ÜFE oranında artışa, çeyiz eşyalarının aynen iadesi mümkün değilse şimdi 3.000,00 TL'nin tahsiline, mehir alacağı 20.000,00 TL'nin şimdilik 1000 TL'sinin tahsiline, ziynet ve takıların aynen iadesi, mümkün değilse şimdi 3.000,00 TL bedelin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekilinin 05.01.2022 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; kadına ait 1 adet set (gerdanlık,küpe ve bileklikten oluşan) 22ayar 85 gram,10 adet fantezi bilezik herbiri 18 gram ve 22 ayar, 15 adet çeyrek altın, 2 adet yarım altın, 6 adet tam altının aynen iadesine,aynen iade mümkün olmadığı taktirde ziynetlerin fiili ödeme günündeki bedellerinin yasal faiziyle birlikte erkekten tahsiline, 21.361,00 TL takı parasının yasal faizi ile birlikte tahsiline, mehir senedinde (nikah akdinde) taahhüt edilen 20.000,00 TL’nin yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının erkeğin annesine ve erkeğe hakaret içerir beyanlarda bulunduğu, kadının erkeğin ailesini ve akrabalarını istemediği ve erkeğin ailesi ile görüşmediği, erkeğin ise, kadının ailesinin kapısının önüne gelerek kapıyı tekmelediği ve "açın lan kapıyı tepenize bineceğim, yaşatmayacağım sizi" şeklinde bağırdığı, çocuğun hastalığında kadının kendisini aramasına rağmen çocuk ile ilgilenmediği, ayrıca her ne kadar kadın erkeğin telefonuna casus yazılım yüklediğini iddia etmiş ise de, Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/15771 Soruşturma sayılı dosyası ile erkeğin üzerine atılı haberleşmenin gizliliğini ihlal etmek, bilişim sistemine hukuka aykırı olarak girme ve orada kalma suçundan müştekinin soyut beyanı dışında yeterli delil elde edilemediğinden kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, bu halde tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl ve karşı davanın ayrı ayrı kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki tesisine, kadın yararına takdir edilen 350,00 TL tedbir nafakasının karar tarihine kadar devamına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, ortak çocuk için 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, nafakanın devam eden yıllarda kararın kesinleşmesi tarihi itibari ile TÜİK'in belirlediği ÜFE oranında artırılmasına, kadının maddî-manevî tazminat taleplerinin reddine, davalı tarafından çeyiz eşyaları davacıya teslim edildiğinden konusuz kalmakla çeyiz eşyasına yönelik açılan davada karar verilmesine yer olmadığına, kadının ziynet alacağı davasının kısmen kabulü ile 1 adet 22 ayar 85 gram set, 9 adet 22 ayar 18'er gram bilezik, 6 adet çeyrek altın, 6 adet tam altın, 1800 Euro, 10.000,00 TL takı parasının aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde toplam 97.135,00 TL'nin 3.000,00 TL'sinin karşı dava tarihi 09.09.2019, 94.135,00 TL'nin ıslah tarihi olan 05.01.2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte erkekten tahsiline, kadının mehir alacağı davasının kabulü ile, 20.000,00 TL mehir alacağının 1.000,00 TL'sinin karşı dava tarihi olan 09.09.2019 19.000,00 TL'nin ıslah tarihi olan 05.01.2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte erkekten tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı- karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, kabul edilen mehir ve ziynet alacağı, velâyet yönünden kararın kaldırılmasını istemiştir.

2.Davalı-karşı davacı kadın istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar, tedbir ve iştirak nafakasının miktarı, kadın için tedbir nafakasının kaldırılması, yoksulluk nafakasının reddi, kişisel ilişki süresi, ziynet alacağının reddedilen kısmı, ziynet alacağının fiili ödeme günündeki değerlerine hükmedilmemesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı- karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kadının boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi ve velâyet yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı- karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar, tedbir ve iştirak nafakasının miktarı, kadın için tedbir nafakasının kaldırılması, kişisel ilişki süresi yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında asıl ve karşı boşanma davasının ispatlanıp ispatlanmadığı, asıl ve karşı davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadın lehine maddî ve manevî tazminat, tedbir ve yoksulluk nafakası verilmesinin yasal şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, kabul edilen tedbir ve iştirak nafakası miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin çocuğun menfaatine olup olmayacağı, kurulan kişisel ilişki düzenlemesinin kapsam ve süre itibariyle ortak çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci, 323 üncü, 324 üncü, 327 inci ve 329, 330 uncu maddesi, 336 ncı maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 3 üncü ve 12 nci maddesi. Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesi 3 üncü ve 6 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,30.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.