"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2262 E., 2023/127 K.
KARAR : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Osmaniye 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/364 E., 2021/271 K.
Taraflar arasındaki aile konutu üzerine konulan ipoteğin kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekilin dava dilekçesinde; davacının eşi davalı ... 'un kredi kullandığını, davacının ve eşinin birlikte yaşadıkları ve ...'a ait olan Osmaniye İli, ... İlçesi, ... Mah. 744 ada 63 parsel 4. Kat 10 nolu bağımsız bölüm üzerine davacının bilgisi ve muvafakati dışında davalı lehine ipotek tesis edildiğini, ipotek konutu olan taşınmazın aile konutu olduğunu, davalı kurumun Osmaniye 1. İcra dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlattığını, davacının hak kaybına uğramaması için tedbir kararı verilerek dava sonuçlanıncaya kadar takip ve satış işlemlerinin durdurulmasını talep ettiklerini, aile konutu üzerine konulan ipoteğin geçersiz olduğunu, açıklanan nedenlerle açmış oldukları davanın kabulüne, öncelikle davalı tarafından Osmaniye 1. İcra dosyasının ipoteğin paraya çevrilmesi takipibinin ve satış işlemlerinin durdurulmasına, aile konutu üzerine konan ipoteğin kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kooperatif vekili cevap dilekçesinde; davacının açmış olduğu davayı icra dosyası vasıtasıyla haberdar olduklarını, davacının iddialarının asılsız olduğunu, öncelikle ipoteğin kaldırılması davasında yetkili mahkeme'nin icra hukuk mahkemesi olduğunu, davacı tarafın açtığı davanın süresi içerisinde açılmadığını, icra dosyasında borçluya yapılan tebligatların ve kıymet takdiri tespit tutanaklarının incelendiğinde davacının icra takibinden ve satıştan haberdar olduklarını, davacının eşinin kullandığı kredi de davacının rızası ve imzası olduğunu, daha sonra ipoteğe binaen çekilmiş 45.000,00 TL bedelli krediye de davacının kefil olduğunu, ayrıca ipotekten ve krediden dolayı 04.04.2016 tarihinde taahhütnamesi olduğunu, ayrıca kooperatifin ipotek tesis ederken taşınmazın üzerinde aile konutu şerhi olmadığını, ...'un kullandığı kredilere davacının kardeşi ...'de kefil olduğunu bu nedenle davacının ipoteğe ve kredilere rızası olmadığı iddiaları asılsız olduğunu, davacı ve eşi bu davayı borçtan kurtulmak ve icra satışını düşürmek için bilinçli olarak açtıklarını, davacının eşinin birden çok borcu olduğunu taşınmaz üzerinde hacizler olduğunu, açıklanan nedenlerle öncelikle davacının açmış olduğu davanın görevsizliğine, yetkili icra hukuk mahkemesine gönderilmesine, taşınmazın satışının durdurulması talebinin ve açtığı davanın reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların 05.07.2019 tarihinde boşanmalarına karar verildiği ve kararın 27.08.2019 tarihinde kesinleştiği, bu durumda davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerektiği, davalı tarafından delil olarak dosyaya sunulan kefalet sözleşmesinde 17.07.2012 tarihinde davacının da tapu sahibinin eşi olarak imzasının bulunduğu, ayrıca 04.04.2016 tarihinde davacının davalı eşinin davalı kurumdan alacağı krediye müteselsil kefil olmayı kabul ederek imzaladığı, dava dilekçesinde imzaya itiraz olmadığı, verilen kesin süreye rağmen delil avansı tamamlandığı, davacı tarafın davayı gereksiz sürüncemede bırakmaya çalıştığı, kaldı ki taraflar arasında anlaşmalı boşanmalarına karar verilen davada anlaşmalı boşanma kararı verildiği, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 194 üncü maddesinin sağladığı korumayı kendi rızası ile bertaraf ettiği, boşanmaya karar verilen taraflarca sunulan protokol uyarınca 'evlilik birliği edinilen mallar ve kişisel eşyalarla ilgili karşılıklı talebi olmayacağına ilişkin protokolü kendi iradesi ile imzaladığı görülmekle yargılama giderleri ve maktu vekâlet ücretinın davacıya yükletilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davalının müvekkilin açık rızasını almadan işlem yaptığından ipotek işleminin geçersiz olduğu, bu sebeple aile konutu niteliğindeki dava konusu taşınmazın üzerine konulan ipoteğin kaldırılması gerektiği, dava açıldıktan sonra müvekkilin davalıdan boşandığı, müvekkil ile ortak çocukların başka konutları olmadığı, dava konusu konutta yaşadıkları, bu nedenle ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçeleri ile kabul edilmeyen dava yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; toplanan delillerden, davacı ve eşinin 27.08.2019 tarihinde kesinleşen kararla boşandıkları, evliliğin boşanma ile sona erdiğine göre dava konusu taşınmaz aile konutu olma niteliğini kaybettiği, bu husus gözetilerek mahkemece konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf başvuru dilekçesini tekrarla kabul edilmeyen davası yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı ve davalı eşinin boşanmaları nedeniyle dava hakkında konusuz kaldığından bahisle verilen karar verilmesine yer olmadığı kararının doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 331 inci, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesi, 194 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,17.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.