"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/345 E., 2023/448 K.
DAVA TÜRÜ : Boşanma- Ziynet
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 7. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/304 E., 2022/910 K.
Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davasının yapılan muhakemesi sonunda Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından duruşma istemli olarak kusur belirlemesi ve reddedilen tazminatlar; davalı erkek tarafından boşanma davasının kabulü ve fer'îleri yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda 20.01.2025 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde duruşmalı temyiz eden davacı ... vekili Avukat ... geldi. Karşı taraf temyiz eden davalı ... ve vekili gelmedi. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
1.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Somut olayda; İlk Derece Mahkemesince davalı erkeğin bir çok defa davacı kadına psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığı, bu suretle tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davacı kadının davasının kabulü tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına karar verilmiş, her iki tarafın istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; taraflar arasında yaşanan ve ceza dosyasına yansıyan son olaya kadar tarafların birlikte yaşadıkları, bu tarihe kadar gerçekleşen olayların affedildiği, Agustos 2016 tarihli son olayda ise tarafların karşılıklı olarak birbirlerine fiziksel şiddet uyguladıkları, agresif ve sinirli yapıda oldukları ve birbirlerinin giysilerini yırttıkları vakıalarının sabit olduğu, bu durumda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle kusurun gerekçesi düzeltilerek kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir. Karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Toplanan delillerden, dinlenen tanık beyanlarına göre; davalı erkeğin şiddet eylemlerinin süreklilik arzettiği, erkeğin saldırgan ve agresif bir tutum içerisinde olduğu, son yaşanan tartışma sonunda da tarafların karşılıklı birbirlerini yaraladıkları ve yargılanarak ceza aldıkları anlaşılmıştır. Bu durumda birliğin sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğunun kabulü gerekirken yanılgılı kusur belirlemesi ve değerlendirme sonucu tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
3.4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrasında mevcut ve beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz yada daha az kusurlu olan tarafın, kusurlu taraftan uygun bir tazminat isteyebileceği, aynı maddenin ikinci fıkrasında boşanmaya sebebiyet vermiş olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevî tazminat isteyebileceği öngörülmüştür. Yukarıdaki paragrafta açıklandığı üzere, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, erkeğin kusurlu eylemlerinin kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği anlaşılmıştır. O halde, Mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen "hakkaniyet kuralları" da dikkate alınarak davacı kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
KARAR,
Açıklanan sebeplerle; ,
1.Davacı kadının temyiz itirazının kabulü ile, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden BOZULMASINA,
2.Davalı erkek vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz eden ...'e iadesine,
Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden ...'e yükletilmesine,
Duruşma için takdir olunan 28.000,00 TL'lik vekâlet ücretinin ...'den alınarak, ...'e verilmesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,20.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.