Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5124 E. 2024/4086 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında tarafların kusur durumu, boşanmaya bağlı maddî ve manevî tazminat, yoksulluk nafakası ve çocuk için iştirak nafakası miktarlarının belirlenmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ve ihlal edilen menfaatler gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının, hükmedilen tazminat ve nafaka miktarlarının azlığı nedeniyle bozulmasına, kararın diğer kısımlarının ise onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1279 E., 2023/35 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 17. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/217 E., 2020/102 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerinin kaldırılarak kaldırılan yönden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin çalışma konusunda baskı yaptığını, sözlü şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, ihtiyaçları karşılamadığını, bağırıp çağırdığını, baskı yaptığını, fiziki şiddet uyguladığını, çalıştığı müddetçe maaşını elinden aldığını, çocuk istemediğini, hamile kaldığında destek olmadığını, çocuk doğduktan sonra yatakları ayırdığını, davacı kadının anne ve babasının eve gidip gelemediğini belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, aylık 500,00 TL tedbir-iştirak nafakasının, aylık 1.500,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, nafakaların yıllık enflasyon artış oranına göre her yıl arttırılmasına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek süresinde verdiği cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının doğru olmadığını, davacı kadının doğum yaptıktan sonra psikolojisinin bozulduğunu, evde temizlik, yemek yapmadığını, yılın altı ayında ailesinin evinde kaldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, taraflar arasında geçimsizlik olduğu, davalının, davacı eşine ekonomik şiddet uyguladığı, 5 kuruşun hesabını dahi sorduğu, eşinin ve evinin ihtiyaçlarını karşılamadığı, faturalarını ödemediği, küçük nedenlerden dolayı tartışma çıkardığı, davalının evde misafirlerin olduğu ortamda davacı eşine "sen karı mısın, sen ne biçim kadınsın, niye sofrayı düzgün kurmuyorsun, niye benim çayımı kontrol etmiyorsun" şeklinde küçük düşürücü sözler sarfettiği, bu şekilde evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, tarafların bundan sonra tekrar bir araya gelmelerinin mümkün olmadığı ve taraflar arasında yaşanan olaylardan sonra tarafları birlikte yaşamaya zorlamanın da anlamsız olacağı gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocukları 14.10.2017 doğumlu Nurdan Yağmur`un yaşı, anne ile birlikte yaşıyor olması ve alıştığı çevrenin değiştirilmesinin kişisel gelişimini olumsuz etkileyeceği gerekçesi ile velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere ortak çocuk için aylık 300,00 TL tedbir nafakasının davalı babadan alınarak küçük çocuğa velâyeten davacı anneye verilmesine, karar kesinleştikten sonra iştirak nafakası olarak devamına, bu nafakanın her yıl yıllık enflasyon oranında arttırılmasına, dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere davacı için aylık 500,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar kesinleştikten sonra yoksulluk nafakası olarak devamına, bu nafakanın her yıl yıllık enflasyon oranında arttırılmasına, mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz yada daha az kusurlu tarafın kusurlu taraftan uygun bir maddî tazminat isteyebileceğinin öngörüldüğü, toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddî tazminat isteyen davacının kusurunun daha ağır olmadığı, boşanma sonucu davacının, en azından davalının maddî desteğini yitirdiği, boşanmaya neden olan olaylar yüzünden davacının kişilik hakları zarar gördüğü gerekçesi ile 10.000,00 TL maddî ve 7.500,00 TL manevî tazminatın karar kesinleştiğinde davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davalı erkek vekili; boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen tazminatlar, nafakalar ve vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davacı kadın vekili katılma yoluyla; tazminat ve nafaka miktarları yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda ekonomik şiddet uygulayan beş kuruşun hesabını soran, eşinin ve evinin ihtiyaçlarını karşılamayan faturaları ödemeyen, "sen karı mısın, sen ne biçim kadınsın, niye sofrayı düzgün kurmuyorsun, niye benim çayımı kontrol etmiyorsun" şeklinde küçük düşürücü sözler sarfeden erkeğin tam kusurlu olduğu, kadına atfı kabil bir kusurun varlığı ispat edilemediğinden boşanma davasının kabulüne karar verilmesi koşulları oluştuğu için kadın lehine maddî-manevî tazminata ve boşanma ile yoksulluğa düşecek olması nedeniyle de yoksulluk nafakasına karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu, yoksulluk nafakasının miktarının makul olduğu, maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesi ile davalı erkeğin kusur tespiti ve hükmün bütününe yönelik istinaf talepleri ile kadının kusur tespitine esas vakıalar ve nafakaların miktarına ilişkin istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine, davacı kadının tazminat miktarlarına yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili hükümlerinin kaldırılmasına, yerine yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle davacı kadın lehine takdiren 30.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminatın davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davalı erkek vekili; boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen tazminatlar, nafakalar ve vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davacı kadın vekili, tazminat ve nafaka miktarları yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davasının kabulü, maddî, manevî tazminat ile nafaka koşullarının davacı kadın yararına oluşup oluşmadığı, miktarları ve davalı erkek yararına reddedilen yönlerden vekâlet ücreti verilmesi gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu`nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerekmiştir.

3.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

4.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı görülmüş ve bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda (2), (3) ve (4) numaralı paragraflarda belirtildiği üzere davacı kadın yararına maddî ve manevî tazminat, yoksulluk nafakası ve ortak çocuk için hükmolunan iştirak nafakasının miktarları yönünden BOZULMASINA,

2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin ise sair temyiz tirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıdaki temyiz giderinin ..'e yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran ...'e iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,30.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.