Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5133 E. 2023/3915 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında tarafların kusur durumu, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanması gereken hukuk kuralları değerlendirilerek, erkeğin temyiz itirazlarının kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemesi nedeniyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/13 E., 2022/620 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında karar verilmesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 17. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2017/932 E., 2019/583 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının davasının reddi ile erkeğin davasının kabulüne ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı -davalı erkek vekili 21.11.2017 tarihli dava dilekçesi ile cinsel isteklerini geri çeviren kadının gururunu kırdığını, başka biriyle ilişkisi olan kadının bu kişiyle samimi mesajlarının olduğunu, kadının kendisine hakaret ettiğini, sık sık ailesinin yanına gittiğini söyleyerek eve gelmediğini, müşterek çocuğa da kötü davrandığını, çocuğa hakaret ettiğini, kadının başka erkekle mesajlaştığını öğrendiği 15.06.2016 tarihinden itibaren ayrı yaşadıklarını ileri sürerek 4721 sayılı Kanun'un ( 4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince boşanmalarına karar verilmesini, müşterek çocuğun velâyetinin babaya verilmesini talep ve dava etmiştir.

2. Davacı- davalı erkek vekili 19.01.2018 tarihli cevaba cevap ve karşı davaya cevap dilekçesi ile mesajlardan sonra tatile gitmelerinin ortak çocuğun iyiliği için olduğunu, af anlamına gelmediğini, ailesine hakaret ettiğini ileri sürerek 10.000 TL manevî tazminat talebinde bulunmuştur.

II. CEVAP

Davalı- davacı kadın vekili 28.12.2017 tarihli cevap ve karşı dava dilekçesi ile ... 4.Aile Mahkemesinin 31.10.2017 tarih ve 2017/865 Esas sayılı tedbir nafakası istemli dava açıldığını, dava dilekçesindeki iddiaların atılmış iftiralar olduğunu, mesajlardaki şahsın kadını tüm uyarılarına rağmen rahatsız etmeye devam ettiğini, bu mesajları gerek davacı eşine ve gerek ablasına söylediğini, tarafların bu mesajlardan sonra da bir arada yaşamaya devam ettiğini, bu durumda kadını affetmiş sayılacağını, aksine erkeğin kadını birden fazla kişiyle aldattığını, evin geçimi ile ilgilenmediğini ileri sürerek 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin müvekkiline verilmesine, kadın yararına 500,00 TL tedbir ve yoksulluk, çocuk yararına 1000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesini, kadın yararına 5.000,00 TL maddî ve 5.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

2. Davalı-davacı kadın vekili 28.03.2018 tarihli ikinci cevap ve karşı davaya cevaba cevap dilekçesi ile erkeğin tartışma sırasında eşyalara zarar verdiğini, karısını gece yarısı şiddet uygulayarak evden kovduğunu, annesine haraket ettiğini ileri sürmüştür.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesi'nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının S. . isimli bir erkekle cinsel içerikli mesajlarının bulunduğu, dosyaya celp edilen gsm operatör kayıtlarından da kadının S. Ç. adına kayıtlı telefon ile görüşme ve gönderi sayılarının çok fazla olduğu, bu görüşme sıklığının makul kabul edilmesinin mümkün olmadığı, her ne kadar kadın eşinin kendisini affettiğini iddia etmiş ise de, bu iddiasını ispat edemediği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kadın eşin ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile erkeğin davasının kabulü ile kadının davasının reddine, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına 600,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 500,00 TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası ile tazminat taleplerinin reddine, erkek yararına 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davalı- davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, kusur tespitinin hatalı olduğunu, kusurun erkekte olduğunu, kadının , yoksulluk nafakası ve maddî- manevî tazminat taleplerinin reddinin hatalı olduğunu, erkek yararına manevî tazminat şartlarının oluşmadığını, iştirak nafakasının miktarının az olduğunu ileri sürerek karar kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davacı- davalı erkek vekili katılma yolu ile istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kadının çocukları hasta iken bırakıp gittiğini, kadının bu davranış yüzünden çocukların kuruma yerleştirildiğini bu nedenle velâyetin anneye verilmesinin çocukların yararına olmadığını, iştirak nafakası miktarının yüksek olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince kadının ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile kadının davasının reddine karar verilmiş ise de kusur belirlemesinin hatalı olduğu, erkeğin kadını kovduğu, hakaret ettiği, güven sarsıcı davranışta bulunduğu, kadının da güven sarsıcı davranışlarının olduğu, erkeğe hakaret ettiği, tarafların eşit kusurlu olduğu, bu nedenle kadının davasının da kabulüne karar verilmesi gerektiği ancak bu konunun istinaf kapsamı dışında kaldığı bu nedenle eleştirmekle yetinildiği, eşit kusurlu erkek yararına manevî tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu; eşit kusurlu kadın yönünden 4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesinde belirtilen yoksulluk nafakası koşullarının oluştuğu gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusurun gerekçesinin düzeltilmesine, kadın yararına aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına, tarafların tazminat taleplerinin reddine; erkeğin tüm, kadının ise, sair istinaf istemlerinin kararının usul ve kanuna uygun olması gerekçesi ile esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesi'nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı- davalı erkek vekili temyiz dilekçesi ile, erkeğe atfedilen kusurların eski tarihli olaylar olduğunu, bu kusura delil olarak ileri sürülen telefon kayıtlarının hukuka aykırı delil olarak elde edildiğini, çocuk ve kadın yararına hükmedilen nafakalara ilişkin hiç bir ödeme belgesi sunulmadığını, miktarlarının da çok olduğunu, manevî tazminat talebinin reddinin doğru olmadığını, kusur belirlemesi ile derecesinin hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, iştirak ve yoksulluk nafaka şartlarının oluşup oluşmadığı, miktarlarının hakkaniyet ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı, erkeğin reddedilen manevî tazminat taleplerinin verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 175 inci, 182 nci, 327 nci, 328 inci ve 329 uncu maddesi, 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup ... erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.