"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/360 E., 2023/543 K.
DAVA TARİHİ : 26.04.2019-09.05.2019
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/330 E., 2021/762 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulü ile boşanma ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava ile cevaba ve karşı davaya cevap dilekçesinde; erkeğin, kadının kazandığı tüm gelirine ve maaş kartına el koyduğunu, hakaret ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, kadını hiçbir yere gezmeye, tatile ya da bayramlarda dahi yakınlarına götürmediğini, onu evde hizmetçi gibi gördüğünü, kötü davrandığını, 07.04.2019 tarihinde pazar dönüşü kadını azarladığını, fiziksel şiddet uyguladığını, kadına ve ailesine küfür ve hakaret ettiğini, evden kovduğunu, kadında kanser bulguları çıkmasına rağmen "Geçmiş olsun, nasılsın" dahi demediğini, erkeğin iddialarını kabul etmediklerini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesine, çocuk lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, nafakanın enflasyon oranında arttırılmasına, müvekkili lehine 100.000,00 TL maddî ve 80.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ile karşı dava dilekçesinde; kadının iddialarını kabul etmediklerini, 07.04.2019 tarihinde tarafların semt pazarına gittiklerinde, kadının elini sallayarak erkeğe yüksek sesle "Bana baksana lan, baksana" diye bağırdığını, müvekkilinin eve geldiklerinde kadına "Lan" diye bağırarak rencide ettiğini sorduğunu, kadının alaycı bir şekilde "Demişsem ne olmuş, demişsem demişim" gibi sözler söylediğini, müvekkilince uyarılması üzerine kadının, "Bağırsam ne olur lan" şeklinde söylereyek mutfaktan tava alıp, müvekkilinin kafasına, eline, koluna vurduğunu, müvekkiline ortak çocuğun ve annesinin yanında hakaret ettiğini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, çocuk lehine aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine 50.000,00 TL manevî tazminata, kadının davasının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının, eşine karşı herkesin yanında saygısızca davrandığı, "Ulan" şeklinde bağırdığı, sitem edip tepki gösteren eşine tavayla vurduğu, hakaret ve küfür ettiği, erkeğin ise eşinin maaşını aldığı, kadına ekonomik şiddet uyguladığı, yakınlarıyla görüşmesini pek istemediği, kadının yakınlarına ziyarete gitmediği, son tartışmadan sonra kadını yakınları gördüğünde kollarında morluk, göğsünde şişlik olduğu, ancak doktor raporu alınmadığı, gerçekleşen olaylara göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babasına verilmesine, anne ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, çocuk lehine takdir edilen aylık 300,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren aylık 400,00 TL'ye artırılmasına, kararın kesinleşmesinden sonra aylık 400,00 TL iştirak nafakası olarak devamına, kadının maddî ve manevî tazminat ile erkeğin manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili, boşanma kararını istinaf emediklerini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ile miktarı, kadının reddedilen maddî ve manevî tazminat talebi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı erkek vekili, boşanma kararını istinaf etmediklerini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, erkeğin reddedilen manevî tazminat talebi ile ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, erkeğin reddedilen manevî tazminat talebi ile ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası miktarı yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası miktarının uygun olup olmadığı, erkeğin reddedilen manevî tazminat talebi noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 182 nci, 327 nci, 328 inci ve 330 uncu maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi,
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle ortak çocuğun temyiz inceleme tarihi itibariyle ergin olduğunun anlaşılmasına göre, usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.