Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5165 E. 2024/4340 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında açılan boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, velayet, maddi ve manevi tazminat taleplerinin değerlendirilmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/315 E., 2023/482 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara Batı 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/487 E., 2021/304 K.

Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı vekili erkek dava dilekçesinde özetle; davalı-karşı davacının, eşine ve ailesine hakaret ettiğini ve eşini küçümseyerek özgüvenini yitirmesine yol açtığını, aşağılayıcı sözler söyleyerek duygusal şiddet uyguladığını, en son Nisan 2019'da kavga ettiklerini ve Haziran 2019'da davalının istemi ile davacının evden kovması ile müşterek haneden ayrıldığını, ilk açılan boşanma davasından sonra tarafların psikologa gittiklerini ancak davalının gitmek istememesi sebebiyle terapilerin yarım bırakıldığını, davalı-karşı davacının, eşine karşı ilgisiz davrandığını, saygı duymadığını, "işinde beceriksizsin, kimse seni sevmiyor, beceriksiz, başarısızsın" diyerek eşini küçük düşürdüğünü, davalı-karşı davacının ailesinin eve geldiğini ancak erkeğin ailesinin müşterek konuta gelemediğini, eşini ailesinden ve arkadaşlarından soyutladığını ve görüşmesine izin vermediğini, cinsel ilişkiden kaçındığını ve istemediğini, eşine "sen erkek misin" diyerek küçümsediğini belirterek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesini, çocuklar için ayrı ayrı aylık 500,00'er TL tedbir-iştirak nafakası ile yasal faizi ile 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata ve ziynet alacağına karar verilmesini talep ve dava talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde yer alan iddiaların doğru olmadığını, davacı-karşı davalının ailesinin, kadını ve ailesini beğenmeyen aşağılayan tavır ve davranışlarda bulunduğunu, alay ettiklerini, küçük gördüklerini, erkeğin evlilik birliğinin yükümlülüklerini yerine getirmediğini, tarafların feragatla sonuçlanan boşanma davasından sonra aile terapisine gitmeye başladıklarını, ortak karar ile terapiye gitmekten vazgeçtiklerini, çocuklarla ve eşiyle yeterince ilgilenmediğini, son zamanlarda yatağını ayırarak geceyi salonda geçirmeye ve eve geç gelmeye başladığını, bir gün müvekkiline dinen kendisini boşadığını söylediğini, evliliği devam ettirme niyetinin olmadığını ortaya koyduğunu, erkeği 2019 yılı Ramazan bayramının ikinci gecesi başka bir kadınla gizlice mesajlaşırken yakaladığını, evi terk ettiğini belirterek, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince

boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin kadına verilmesini, çocuklar lehine aylık 2.000,00'er TL tedbir-iştirak nafakasına, müvekkili lehine yasal faizi ile birlikte 200.000,00 TL maddî 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının erkeğin ailesi ile görüşmediği, eş ve ortak çocuklarında erkeğin ailesi ile görüşmesine engel olduğu; erkeğin ise eş ve ortak çocuklarla yeterince ilgilenmediği, çocukların sağlık sorunları ile de ilgilenmediği, müşterek hanenin kadına tahsisine karar verilmesi akabinde erkeğin müşterek hane olan lojmanın elektriklerini kestirerek kadın ve ortak çocukların evden ayrılmasına neden olduğu, erkeğin gereğinden fazla harcama yaparak borçlandığı, kredi çektiği gerekçesi ile asıl ve karşı davanın ayrı ayrı kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuklar yararına dava tarihinden geçerli olmak üzere hükmedilen ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına bu nafakanın, hükmün kesinleşmesinden itibaren iştirak nafakası olarak devamına, kusur durumu dikkate alınarak kadın lehine 70.000,00 TL maddî ve 60.000,00 TL manevî tazminatın davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya ödenmesine, davacı-karşı davalının maddî manevî tazminat taleplerinin kusur durumu dikkate alınarak reddine, davalı davacının ziynet talebinin iş bu dosyadan tefrikine ayrı bir esasa kaydına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyet ve kadın lehine hükmedilen tazminatların miktarı yönünden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi ve tazminat miktarları yönünden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince erkeğe "mahkemece müşterek hanenin davalı kadına tahsisine karar verilmesi akabinde davacı karşı davalının müşterek hane olan lojmanın elektriklerini kestirerek davalı ve ortak çocukların evden ayrılmasına neden olduğu" şeklinde kusur yüklenilmiş ise de; asıl davanın 28.06.2019 karşı davanın ise 17.07.2019 tarihinde açıldığı, kadının 30.07.2019 tarihli dilekçe ile erkeğin lojman tahsis kararın iptal ettirip, elektriği kestireceği belirtilerek tedbir kararı verilmesine istediği, İlk Derece Mahkemesince 31.07 2019 tarihinde " Davalı/ karşı davacının ... Mah. ... Cad. No: 29/5 ... /Ankara adresinde mukim taşınmaz üzerinde (kurum kararı hariç) tek taraflı irade beyanı ile lojman tahsisi/kiralanmasının sona erdirilmesinin boşanma kararına kadar tedbiren önlenmesine" karar verildiği, dava tarihinden sonra meydana gelen söz konusu olayın erkeğe kusur olarak yüklenilmesinin hatalı olduğu, yine her ne kadar erkek tarafından dosyaya birtakım mesajlar sunulmuş ise de; mesajların 2019 yılı Ocak ayına ait olduğu, kadının mesajlaşmanın bütünün dosyaya sunulmadığı, erkeğin tahrikleri sonucu söz konusu yazışmaya zemin hazırlandığı şeklinde itirazda bulunduğu, söz konusu yazışmalardan sonra evlilik birliğinin devam ettiği, bu halde kadının davranışının erkek tarafından affedildiği veya en azından hoşgörü ile karşılanması gerektiği gözönüne alındığında yazışma içeriklerinin kadını kusur olarak yüklenilmemesi doğru olduğu, İlk Derece Mahkemesince erkeğe" davacı kocanın gereğinden fazla harcama yaparak borçlandığı, kredi çektiği" şeklinde kusur yüklenilmiş ise de; tanık ...'in taraflar arasında görülen ilk boşanma davası sırasında erkeğin kredi çekerek borçlanması sonucu tarafların biraraya geldikleri ve borçları beraber ödedikleri şeklindeki beyan kapsamında, affedilen veya en azından hoş görü ile karşılanan bu vakıanın da erkeğe kusur olarak yüklenilmesi hatalı olduğu, erkeğin kendisini dinen boşadığına vakıa olarak dayandığı, tanık ..., kız kardeşi olan davalı-karşı davacıdan, erkeğin evli bir kadınla mesajlaşması sonucu evden ayrıldığını duyduğunu, davacı-karşı davalı ile iki saate yakın telefon ile konuştuğunu, Serkan'ın ayrılacağını hatta dinen de ayrıldığını söylediğini beyan ettiği, bu halde kanıtlanan söz konusu vakıanın erkeğe kusur olarak yüklenilmemesi hatalı olduğu, bu halde, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; erkeğin kişisel harcamalarının yüksek olduğu, evinin ve çocuklarının ihtiyaçlarının karşılanması, çocuklarla ilgilenme gibi konularda birlik görevlerine yerine getirmediği, eşini "dinen boşadığını" söyleyerek evden ayrıldığı, kadının ise eşinin ailesi ile görüşmediği ve eşinin görüşmesini istemediği boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu, sair hükümlerin usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile tarafların kusur belirlemesine yönelik istinaf istemini kısmen kabulü ile boşanma davalarına ve kadının manevî tazminat talebinin kabulüne ilişkin kusura ilişkin gerekçe açıklanan şekilde düzeltilmiş, tarafların sair yönlere ilişkin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı- karşı davalı erkek vekili; kusur belirlemesi, velâyet, maddî ve manevî tazminatlar, karşı davanın kabulünün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat miktarlarının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'ileri istemine ilişkin davalarda taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davalarının kabulü kararının yerinde olup olmadığı, kadın yararına yararına tazminat şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı, velâyet düzenlemesi noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 336 ncı maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,06.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.