"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1351 E., 2022/1420 K.
KARAR : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Aile Mahkemesi
SAYISI : 2017/430 E., 2020/543 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından "kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile miktarları, vekâlet ücreti ve yargılama giderleri" yönünden; davalı kadın vekili tarafından ise "erkeğin kabul edilen davası, kusur belirlemesi ve vekâlet ücreti" yönünden temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre İlk Derece Mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm, davalı kadın tarafından istinaf edilmediğinden, kadın yönünden kesinleşmekle davalı kadın vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı erkek vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle: kadının erkeğin yurt dışındaki iş yerini sürekli arayarak erkeği taciz ettiğini, yetkililere haraket edip erkeğin iş akdinin sonlanmasına neden olduğunu, erkeğe hakaret ettiğini, aşağıladığını, tehdit ettiğini, erkeğin akrabalarını da sürekli telefonla taciz ettiğini, kadının olumsuz davranışları nedeniyle erkeğin sosyal ilişkiler kuramadığını, saldırgan tavırlar sergilediğini, erkeği manevi olarak yalnız bıraktığını, psikolojik şiddet uyguladığını, ilgisiz davrandığını, bağımsız konutta yaşamak istemeyip kendi ailesi ile yaşadığını, birlik sorumluluklarını yerine getirmediğini, onur ve haysiyetini zedeleyici hareketlerde bulunduğunu ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, erkek yararına 50.000,00 TL maddi, 50.00000 TL manevi tazminatın kadından tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; Erkeğin bağımsız konut temin edemediğini, çok borcu olduğunu, savurgan yapıda olduğunu, alkol kullandığını, fiziksel şiddet uyguladığını, sadakatsiz davranışlarda bulunduğunu, uzun süredir başka kadınla ilişkisi olduğunu, yurt dışına çalışmaya gittiğinde de kadını aldattığını, kadına ve ortak çocuğa maddi destekte bulunmadığını, ortak çocuğun psikolojisinin bozulmasına sebep olacak şekilde başka kadınla ilişkisi olduğunu söylediğini, kadını tehdit ettiğini, hakaret ettiğini, başka kadınla beraber yaşadığını, nafaka vermemek için işe girmediğini, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğunu ileri sürerek davanın reddine, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine, boşanma kararı verilecek olursa aynı miktar üzerinden yoksulluk nafakası takdirine, kadın yararına 100.000,00 TL maddi, 200.000,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin yurt dışındayken başka kadınlarla beraber olduğu, güven sarsıcı davrandığı, başka kadınlar ile olan fotoğraflarını kızına göndererek "bunlar senin cici annen, annenin üzerine kuma getireceğim" şeklinde sözler söylediği, kadına hakaret ettiği, hasta olan çocuğuna ara sıra para gönderdiği, çoğunlukla ihtiyaçlarını karşılamadığı, kadının ise evin camından erkeğin akrabalarına sinkaflı sözlerle bağırdığı, erkeğin ailesi ile görüşmek istediğinde sorun çıkardığı, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin ikinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir, boşanmakla yoksulluğa düşeceğinden kararın kesinleşmesinden sonra 400,00 TL yoksulluk nafakası ödenmesine, yasal koşulları oluştuğu gerekçesiyle kadın yararına 20.000,00 TL maddi, 18.000,00 TL manevi tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine, erkek yararına vekâlet ücretine hükmedilmesi ile yargılama giderlerinin kadın üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönünden kaldırılasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince belirlenen kusurların gerçekleştiği, böylece boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin ağır kadının az kusurlu olduğu yönündeki belirlemenin doğru yapıldığı, geliri bulunmayan kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakası verilmesinde ve nafakaların miktarında isabetsizlik bulunmadığı, az kusurlu kadın yararına tazminat ödenmesinde ve tazminatın miktarlarında kanuna aykırılık olmadığı, mahkemece yargılama giderleri ve vekâlet ücretinde hata edilmediği gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının iftira niteliğinde isnatlarda bulunduğunu, erkeğe hakaret ettiğini, erkeği hor gördüğünü, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda kadının ağır kusurlu olduğunu, dolayısıyla erkek aleyhine nafaka ve tazminata hükmedilmesine ilişkin koşulların oluşmadığını, miktarların fazla tayin edildiğini, mahkemece yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönünden hatalı karar verildiğini ileri sürerek, kararın kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile bunların miktarları, vekâlet ücreti ve yargılama giderleri yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin kusurlu bulunmuş olmasına rağmen davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, kadının kusurunun olmadığını, kadın yararına maddi ve manevi tazminata karar verilmiş olmasına rağmen lehine vekâlet ücretine hükmedilmediğini ileri sürerek erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi ve vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, erkek tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına nafaka ve tazminat ödenmesine ilişkin koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleşti ise miktarların hakkaniyete uygun olup olmadığı ile erkeğin davası kabul edildiği halde vekâlet ücreti ve yargılama giderleri konusunda erkek yararına hüküm kurulup kurulmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı kadın vekilinin "erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi ve vekâlet ücreti"ne yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2.Davacı erkek vekilinin temyizinin incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.