Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5203 E. 2024/2972 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davası devam ederken yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizi davasının açılması üzerine, tanıma davasının bekletici mesele yapılıp yapılmayacağı ve boşanma ile fer'ilerine hükmedilmesinin doğru olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Yabancı mahkemece verilen boşanma kararının tanınması halinde, bu kararın kesin hüküm etkisi doğuracağı ve tarafların yabancı mahkeme kararının kesinleştiği tarihte boşanmış sayılacağı, bu nedenle de tanıma davasının boşanma davası bakımından bekletici mesele yapılması gerektiği gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/690 E., 2023/723 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/295 E., 2022/1040 K.

Taraflar arasındaki davacı kadın vekili tarafından açılan boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, ziynet alacağının taleple bağlı kalınarak kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre, davalı vekilinin dava konusu ettiği alacak miktarı Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalmaktadır. Açıklanan nedenlerle davalı erkek vekilinin ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.

Davalı erkek vekilinin temyiz başvurusunun reddine karar verilenler dışında kalan ve gerekli şartları taşıdığı anlaşılan boşanma davasına yönelik temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini, erkeğin kusurlu davranışlarının neden olduğunu iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, her bir çocuk yararına ayrı ayrı aylık 5.000,00 TL tedbir ve iştira nafakasına, kadın yararına aylık 10.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 200.000,00 TL maddî ve 300.000,00 TL manevî tazminata, ziynetlerinin aynen olmadığı takdirde şimdilik 1.000,00 TL’nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu davanın reddine, velâyetin babaya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin eşine hakaret ettiği, boşanırsa çocuklara bakmamakla tehdit ettiği, boşanırsan benden birşey alamazsın, Türkiye'ye dönerim dediği, ayrılık sürecinde kendini yakmakla ve kendine zarar vermekle tehdit ettiği, konuttaki eşyaları boşalttığı, cinsel taciz içeren mesajlar attığı; kadının ise eşine hakaret ettiği, çocuklarla yeterince ilgilenmediği, yemek temizlik konularında üzerine düşen yükümlülüğü ihmal ettiği, eşinin annesi ile görüşmesini istemediği, sen bana karışamazsın senden izin mi alacağım dediği, bu şekilde tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı evliliğin devamında tarafların ve toplumun yararına bir menfaat kalmadığı evlilik birliğinin sona ermesinde kadının az, erkeğin ağır kusurlu olduğu; kadının ziynetleri geri verilmek üzere ev alınırken verdiğini, erkeğin iade etmediğinin sabit olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, her bir çocuk yararına ayrı ayrı aylık 5.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 40.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata, kadının tedbir ve yoksulluk nafaka talebinin reddine, ziynet talebinin kısmen kabulüne, 92.800,00 TL değerinde, 22 ayar, fantezi ve işçiliği olmayan, her biri ortalama 20 gram olan 10 adet burma bilezik,30.840,00 TL değerinde, 22 ayar, fantezi ve işçiliği olan, ortalama 60 gram olan 1 adet set, 62.800,00 TL değerinde, 22 ayar, her biri ortalama 7 gram olan 20 adet tam altın, 12.560,00 TL değerinde, 22 ayar, her biri ortalama 7,20 gram olan 4 adet reşat altını, 9.048,00 TL değerinde(toplam 18.096,00 TL değerinde 22 ayar fantezi ve işçiliği olmayan 3 adet çocuk bileziğinin yarısı oranında) çocuk bileziği bedeli olmak üzere belirlenen ziynet eşyalarının belirlenen toplam bedeli olan 208.048,00 TL'den taleple bağlı kalınarak 1.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, tedbir ve yoksulluk nafaka talebinin reddine karar verilemesinin hatalı olduğunu, iştirak nafakası ve tazminat miktarlarının az olduğunu, ziynetin tespit edilen tam miktarı üzerinden ıslah ettiklerini ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka miktarları ile reddedilen nafaka talebi ile ziynet alacağı yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; Hollanda Mahkemelerinde boşanma kararı verildiğini, iki ayrı hüküm olduğunu, tazminat ve nafakaya hükmedilmesinin hatalı olduğunu, ziynet alacağının kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığını ileri sürerek kararın boşanma ile ferileri ve ziynet alacağı yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile boşanma ve kişisel eşyanın iadesi davasının kabulünün doğru olduğu, hükmedilen tedbir, iştirak nafakaları ile tazminat miktarlarının uygun olduğunu, tedbir yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmesinin isabetli olduğunu, istinaf incelemesi aşamasında ıslah yapılmasının mümkün olmadığı gerekçesi ile tarafların istinaf başvurularının 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine; 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca ziynet alacağı yönünden kesin olarak karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf başvuru dilekçesini tekrarlamakla birlikte, yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizi için dava açtıklarının, boşanma kararı var iken yeniden boşanmaya karar verilmesinin hatalı olduğunu, her iki hükümde de çocuk yararına nafakaya hükmedildiğini tazminat koşullarının oluşmadığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının tümü yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, boşanma davası sırasında açılan tanıma ve tenfiz davasının bekletici mesele yapılmasının gerekip gerekmediği ile davanın kabulü ile fer'îlerine hükmedilmesinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesi, 182 nci maddesi, 330 uncu maddesi. 6100 sayılı Kanun’un 165 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

Davalı erkek vekili, yargılama sırasında, davalı erkek ile davacı kadının Avustralya Federal Aile Mahkemesince boşanmalarına karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini bildirmiş, temyiz dilekçesinde de bu kararın tanınması için dava açtıklarını Kayseri 8.Aile Mahkemesinin 2023/160 Esas sayılı dosya ile yargılamanın devam ettiğini belirtmiştir. Yabancı mahkemece verilen boşanma kararının tanınması halinde, bu ilamın kesin hüküm etkisi, yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ve sonuç doğuracak, dolayısıyla taraflar yabancı mahkeme kararının kesinleştiği tarihte boşanmış olacaklardır. Öyleyse, tarafların boşanmalarına ilişkin hüküm verilebilmesi, tanıma davasının sonucuna bağlıdır. Yabancı mahkemece verilen boşanma kararının tanınması eldeki davanın sonucunu etkileyecek niteliktedir. Bu bakımdan tanımaya ilişkin davanın bu dava bakımından bekletici sorun (6100 sayılı Kanun md. 165/1) yapılarak sonucuna kadar yargılamanın bekletilmesi ve hasıl olacak neticesine göre karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle

1.Davalı erkeğin ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

2.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,

3.İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,29.04.2024 tarihinde oy birliği ile karar verilmiştir.