Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5214 E. 2024/3621 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, kadının daha önce açtığı ve reddedilen boşanma davası nedeniyle kusurlu olup olmadığı, erkeğe hükmedilen maddi tazminatın miktarının uygunluğu ve erkeğe vekalet ücreti ödenip ödenmeyeceği hususları.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme, velayet ve iştirak nafakası hususunda kesinleşmiş bir karar olmamasına rağmen, bu konularda hüküm kurulmamış olmasını hukuka aykırı bularak kararı bu yönlerden bozmuş, diğer yönlerden ise temyiz itirazlarını yerinde görmeyerek kararı onamıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/559 E., 2023/622 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ortaca 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2018/370 E., 2019/502 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'ilerine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın asıl ve davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın dava dilekçesinde; daha önce açtığı boşanma davasının reddine karar verildiğini, kararın 17.06.2015 tarihinde kesinleştiğini, karardan sonra erkek ile bir araya gelmediklerini belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuklar ... ve ...'un velâyetlerinin anneye verilmesine, ...'ın velâyetinin babaya verilmesine, ... ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklar yararına açılan nafaka davasında hükmedilen tedbir nafakasının artırılmasına, boşanma halinde iştirak nafakası olarak devamına, nafakanın her yıl ÜFE-TÜFE oranında artırılmasına, kadın yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.0000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; daha önce açılan ve reddedilen dava ile erkeğin kusurunun ispatlanamadığını, bu nedenle kadının tazminat taleplerinin reddi gerektiğini, erkeğin bir araya gelmek için uğraştığını ancak sonuçsuz kaldığını, kadının boşanma davası açarak evlilik birliğini zedelediğini ve erkeğin güvenini sarstığını belirterek boşanmaya, kadının tazminat taleplerinin reddine, ortak çocuk ...'ın velâyetinin babaya verilmesine, annede kalan çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuklar yararına hükmedilen tedbir nafakasının iştirak nafakası olarak devamına, erkek yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadın tarafından açılan önceki boşanma davasında erkeğin kusurunun ispatlanamaması nedeniyle davanın reddine karar verildiği, iş bu davada da erkeğin kusurunun ispatlanamadığı, bu nedenle kadının tazminat taleplerinin reddi gerektiği, erkeğin, maddî ve manevî tazminat taleplerinin dayanağının, kadının sırf ayrılık sebebine dayalı boşanma davası açmakla kusurlu hale geleceğine ilişkin olduğu anlaşıldığından ve bundan başka kadının kusurlu davranışlarını ispat edemediğinden maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği, taraflarca taraflarca açılan ve birleştirilerek görülen ortak çocuklar yararına nafaka talepli davalarda anne yanındaki ... ve ... için ayrı ayrı aylık 280,00 TL tedbir nafakasına, hükmedilen nafakanın yıllık ÜFE ve TÜFE oranında artırılmasına, baba yanındaki ortak çocuk ... için aylık 161,90TL tedbir nafakasına hükmedildiği, kararın 06.12.2018 tarihinde kesinleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, tarafların tazminat taleplerinin reddine, ortak çocukların velâyeti ve iştirak nafakaları yönünden kesinleşmiş mahkeme kararı bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadın tarafından açılan ve reddedilen boşanma davasında erkeğin kusurunun ispatlanamadığını, kadının ilk boşanma davasını açarak evlilik birliğinin bozulmasına ve ayrı yaşama sebebiyet verdiğini, kadının bu nedenle kusurlu olduğunu, erkek yararına tazminata hükmedilmesi gerektiğini belirterek kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar yönünde istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının açtığı ve ispatlanamayan boşanma davası ile tarafların ayrı yaşamalarına sebep olduğu, bu nedenle fiili ayrılığa dayalı boşanma davasında kadının tam kusurlu kabul edilmesi ve erkek yararına maddî tazminatlara hükmedilmesi gerektiği, kadına yüklenen kusurun kişilik haklarını ihlal etmemesi nedeniyle erkeğin manevî tazminat talebinin reddi gerektiği gerekçesiyle erkeğin kusur belirlemesi ve maddî tazminata ilişkin istinaf talebinin kısmen kabulü ile kararın kusur gerekçesinin düzeltilmesine, erkeğe 10.000,00 TL maddî tazminata, erkeğin sair istinaf taleplerinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın asıl ve davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı kadın asıl, katılma yolu ile temyiz dilekçesinde özetle; boşanma davasının erkek tarafından da kabul edilmesi nedeniyle boşanma ile sonuçlandığını, bu nedenle kusur değerlendirmesi yapılmasının hatalı olduğunu, ilk açılan boşanma davasında kadına kusur yüklenmediğini, hükmedilen maddî tazminatın haksız olduğunu belirterek kusur belirlemesi ve maddî tazminat yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmakla reddedilen tutar üzerinden lehe vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek vekâlet ücretine hükmedilmemesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadının ilk boşanma davasını açmakla kusurlu olup olmadığı, erkek yararına hükmedilen maddî tazminatın koşul ve miktarının dosya kapsamına uygun olup olmadığı, davalı erkek yararına vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin son fıkrası,174 üncü maddesinin birinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri

3.Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre tarafların aşağıdaki paragraf kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Velâyet ve iştirak nafakası yönünden kamu düzenini ilgilendirdiği gerekçesiyle re'sen yapılan incelemede; İlk Derece Mahkemesince verilen kararda, tarafların ortak çocuklarının velâyeti ve iştirak nafakaları yönünden kesinleşmiş Mahkeme kararı bulunduğu gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince, kusur ve maddî tazminat yönünden karar değiştirilmiş olup velâyete ve iştirak nafakalarına ilişkin hükme dokunulmamıştır. Her ne kadar, İlk Derece Mahkemesince velâyet ve iştirak nafakaları yönünden kesinleşmiş Mahkeme kararı bulunduğu belirtilerek karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de, bu yönde kesinleşmiş bir mahkeme kararı bulunmamaktadır. Velâyete ve iştirak nafakalarına, boşanma hükmü ile birlikte karar verilebilir. Taraflar arasında geçici tedbir nafakalarına ilişkin açılmış ve kesinleşmiş mahkeme kararları mevcut ise de, bu kararlar velâyet ve iştirak nafakaları yönünden kesin hüküm oluşturmaz. O halde, boşanma dosyası ile birlikte velâyet ve iştirak nafakaları yönünden de inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının velâyet ve iştirak nafakaları yönünden BOZULMASINA,

2.Tarafların sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,21.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.