Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5217 E. 2024/4041 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ve kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı gözetilerek maddi ve manevi tazminat miktarlarının fazla olduğu gerekçesiyle karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/413 E., 2023/577 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gediz Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2022/291 E., 2022/522 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesi ile;erkeğin fiziksel şiddet uyguladığını, ilgisizlik olduğunu geceleri eve geç geldiğini ve sadakate aykırı eylemlerde bulunduğunu, ... isimli bayanla birlikte olduğu söylentilerinin yayıldığını, davalının oğlu ...'ın davalıyı ...'nin evinden çıkarken bizzat görmesinden sonra davacının oğlu ile birlikte evden ayrılıp kendilerine yeni bir ev tutuklarını, bunun üzerine davalının oğlunu arayarak defalarca tehdit ettiğini ve ortak çocukları oğlu ...'a ...'nin küçük kızı ...'in kardeşi olduğunu kabul etmesini söylemesi ile de eşini aldattığının netleştiğini belirterek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası, 100.000,00 TL manevî, 100.000,00 TL maddî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, eşini sevdiğini, evliliklerini sonlandırmak istemediğini, davacının, davalı eşinin evlilik dışı ilişkisini öğrendikten sonra uzun yıllar eşiyle birlikte yaşamaya devam etmekle onu bağışladığını, kadının ilgisiz kaldığını, ona sevgisini göstermediğini, cinsel hayatlarının bile olumsuz etkilendiğini, davacı eşinin zaman zaman bir takım davranış bozuklukları olduğunu gördüğünü ancak hiçbir zaman sorun çıkarmayarak evliliğini sürdürme çabası içerisinde olduğunu, son yıllarda davacının davranış bozukluklarının arttığını, müvekkiline karşı saldırgan tutum içerisine girdiğini, hatta en son 2019 yılı Ağustos ayı başında davacının eline bıçak alarak uyumakta olan müvekkiline ölümle tehdit ederek saldırdığını, davacının bu saldırısını o gün orada tesadüfen bulunan kuzenlerinin engellediğini, müvekkilinin sırf evlilik birliğini sürdürebilmek ve eşine olan sevgisinden dolayı davacı eşi hakkında şikâyetçi olmadığını beyan etmekle boşanma talepleri ile birlikte nafaka ve tazminat taleplerini de kabul etmediklerini ve davacının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesinin 03.06.2021 tarihli ve 2019/363 Esas, 2021/286 Karar sayılı kararı ile; davalının on yıldır ... . isimli bir bayanla gönül ilişkisi yaşadığı, bu ilişkiden bir kız çocuğunun olduğu, davalının eşine karşı sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, bu durumu dile getiren davacıya şiddet uyguladığı, evlilik birliğini temelinden sarsan olaylar nedeniyle tarafların birbirlerini affetmediği, evlilik birliğinin bu aşamaya gelmesinde davalının tam kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, kadın için aylık 200,00 TL tedbir, boşanma kararının kesinleşmesinden sonra aynı miktarda nafakanın yoksulluk nafakası olarak devamına, 50.000,00.TL maddî, 50.000,00.TL manevî tazminatın boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine yönelik verişlen karara karşı davacı vekili; maddî ve manevî tazminat, yoksulluk nafakası yönünden, davalı vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde; davalının aldığı aylık maaş tutarı ile aynı miktarda geliri bulunan davacı yararına nafakaya hükmedilmiş olmasının yasaya ve hakkaniyete uygun olmadığını, hükmedilen yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat miktarının fahiş olduğunu bildirerek, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi talebiyle istinaf kanun yoluna başvurmuş, Bölge Adliye Mahkemesinin 20.05.2022 tarihli kararı ile tarafların istinaf talebinin kabulüne, diğer istinaf sebepleri bu aşamada incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin kararının tamamının kaldırılmasına, öncelikle kamu düzenini ilgilendiren görev hususu dikkate alınarak, eldeki boşanma davasında Aile Mahkemesi sıfatıyla yargılama yapılarak ve Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 27 inci maddesine göre boşanma kararında tarafların Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, adı, soyadı yanında, doğum yeri ve tarihi, baba ve ana adları ile kadının evlenmeden önceki soyadı ve aile kütüğünde kayıtlı olduğu yer bilgileri, evlilik içinde doğmuş çocukları ve bunların kimlik bilgileri yazılarak, usul ve yasaya uygun karar verilmesi için, diğer istinaf sebepleri bu aşamada incelenmeksizin dosyanın İlk Derece Mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmiştir.

2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalının dava dışı bir bayanla birlikteliği olduğu, davalının eşine karşı sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, davalının davacıya karşı güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, tarafların birbirlerini affetmediği, evlilik birliğinin bu aşamaya gelmesinde davalının tam kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına aylık 600,00 TL tedbir, karar kesinleştikten sonra aylık 600,00 TL yoksulluk nafakası, karar kesinleştikten sonra işleyecek yasal faiziyle birlikte 20.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarının yetersiz olduğunu belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; hükmün tamamı yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesininyukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında, kadın yararına yoksulluk nafakasına ve tazminatlara hükmedilmesi doğru ise de, nafaka ve tazminatların miktarların az olduğu gerekçesi ile davalının istinaf talebinin esastan reddine, davacının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarlarına yönelik istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılmasına, davacı kadın yararına aylık 750,00 TL yoksulluk nafakası takdirine, 100.000,00 TL maddî tazminat ile 100.000,00 TL manevî tazminat takdirine, kararın kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı erkekten alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davalı erkek vekili; davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davacı kadın vekili katılma yolu ile; İstinaf Mahkemesince tedbir nafakasına ilişkin bir hüküm kurulmaksızın doğrudan yoksulluk nafakasına yönelik hüküm kurulmasının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'ileri istemine ilişkin davada taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davasının kabulü kararının yerinde olup olmadığı, kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminat şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı, noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle; İlk Derece Mahkemesince verilen dava tarihinden itibaren aylık 600,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine yönelik hükmün geçerli olduğunun ve Bölge Adliye Mahkemesince hükmün bu kısmının kaldırılmasına karar verilmediğinin anlaşılmasına göre davacı kadın vekilinin tüm, davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davacı kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat çoktur. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen maddî, manevî tazminat miktarları yönünden erkek yararına BOZULMASINA,

2. Davacı kadın vekilinin tüm, davalı erkek vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davacıya yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davalıya iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,30.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.