"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/244 E., 2023/432 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara Batı 8. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/559 E., 2021/876 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Kanun'un öngördüğü yargılama sistemine göre İlk Derece Mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup, bu hâlde İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı davacı-davalı erkek vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmamış olup, Mahkemece belirlenen kusurlar erkek yönünden kesinleşmiştir. Bu nedenle davacı-davalı erkek vekilinin istinaf edilmeyerek kesinleşen bu yöne ilişkin temyiz hakkı bulunmadığından bu yöne ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı-davalı erkek vekilinin diğer yönlerden temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde; kadının psikolojik durumu nedeniyle kadınlık görevlerini yerine getirmediğini, çocuk sahibi olan arkadaş ya da akrabalarla görüşmeyi kestiğini, erkeği de çevresinden soyutlayıp yalnızlaştırmak için özel çaba sarfettiğini, sürekli tartışma ortamı yarattığını, 2020 yılında tarafların arasında sorunlar başladığını, yeni eve taşındıklarını ve kadının bu evdeki eşyaların ikinci el olması nedeniyle tartışma yarattığını, kadına alınan araba ile geceleri arkadaşları ile gezmelere çıktığını, en son 20.08.2020 tarihinde eve perde takmak için gelen perdecinin yanında tartışma çıkardığını, erkeğin evi terk ederek 3 gün eve gelmediğini, geri döndüğünde aynı tartışmanın devam etmesi üzerine erkeğin 23.08.2020 tarihinde evden ayrıldığını, bu olaydan sonra kadının erkeği arayarak hakaretler ettiğini, kadının erkeğin bir çok arkadaşını arayarak gerçeğe aykırı beyanlarda bulunduğunu, erkeğin iş yerine gelerek erkeği rezil etmeye çalıştığını ve tehdit ettiğini, iş yerindeki amirlerine gerçeğe aykırı mesajlar attığını belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, 100.000,00 TL manevî tazminata, ortak konutun mevcut borcu ile birlikte erkeğe aidiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; tarafların evlendikleri gün erkekten kaynaklanan sebeple cinsel birliktelik yaşayamadıklarını, ikinci gün ise erkeğin bu konuda kadını suçlayarak fiziksel şiddet uyguladığını, kadının halen bakire olduğunu, erkeğin tedavi olmayı reddetmesi nedeniyle kadının çocuk sahibi olamadığını, erkeğin tarafların cinsel birliktelik yaşayamamalarını aile mahremiyetine aykırı olarak annesine anlattığını, annesinin de kadının ailesine anlattığını, kadının utançtan kimsenin yüzüne bakamadığını, cinsel birliktelik yaşayamama kusurunun kadına yüklenmeye çalışıldığını, ağır fiziksel şiddet altında olan kadının boşanma konusunu açamadığını, kadının maaş kartına el koyduğunu, erkeğin aldığı maaşı kadından sakladığını, erkeğin iş seyahatlerine gittiğini belirterek eve neredeyse hiç uğramadığını, erkeğin başka birisi ile yaşadığını düşündüğünü, erkeğin kadının rızası ve haberi olmadan ortak konutu satarak yeni bir ev aldığını, bu evin daha küçük olduğunu, erkeğin tüm eşyaları satarak yeni eve kadından habersiz eşyalar aldığını belirterek karşı davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesi uyarınca, olmadığı takdirde 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının, erkekle son tartışmalarından sonra erkeğin iş yeri müdürüne "eşinin Petrol Ofisinde çalıştığını, eşi tarafından dolandırıldığını, kimseye ulaşamadığına" dair mesaj göndermek suretiyle, eşini iş yerinde küçük düşürmeye ve rezil etmeye yönelik davranışlarda bulunuğu; erkeğe yüklenen kusur yönünden yapılan değerlendirmede ise tarafların cinsel ilişki kurmasına fiziki, anatomik ve psikolojik bir engellerinin bulunmadığına, kadının bakire olduğuna dair sağlık raporlarının mevcut olduğu, kadının cinsel birliktelikten kaçındığının ispatlanamadığı,tanık beyanlarından da anlaşıldığı üzere erkeğin tedaviden kaçındığı, bu durumda cinsel birlikteliği gerçekleştiremeyen erkeğin bu yönden kusurlu olduğu, ayrıca son tartışmadan sonra erkeğin evi terk ettiği ve tarafların bir araya gelmedikleri, tarafların diğer iddialarının sabit olmadığı, mevcut kusur durumuna göre erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu, kadının 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesine dayalı boşanma talebi şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadının 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesine dayalı boşanma talebinin reddine, kadının düzenli geliri bulunması nedeniyle tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, kadın yararına 20.000,00 TL maddî 20.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine, usulüne uygun açılmayan mal rejimi tasfiyesine ilişkin davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesine dayalı boşanma talebinin reddi, kusur belirlemesi, hükmedilen tazminatların miktarı, nafaka taleplerinin reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatların miktarlarının az olduğu gerekçesiyle kadının maddî ve manevî tazminatların miktarına ilişkin istinaf talebinin kabulüne, kararın hüküm kısmının ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerlerine yeniden hüküm kurulmasına, kadın yararına 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata, kadının sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verlmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının ağır kusurlu kabul edilmesi gerektiğini, hükmedilen tazminatların haksız olduğunu belirterek kusur belirlemesi ve hükmedilen tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı-davalı erkek vekilinin "kusur belirlemesine" yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2.Davacı-davalı erkek vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,28.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.