Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5219 E. 2024/3762 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davalarında kusur durumu, tazminat ve nafaka taleplerinin değerlendirilmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanması gereken hukuk kuralları dikkate alınarak, davacı-davalı erkeğin temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/296 E., 2023/445 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Çankırı 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2016/382 E., 2021/794 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın da kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurularının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılmasına ve kabul edilen yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, taraf vekillerinin diğer yönlere ilişkin istinaf başvurularının ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı-davalı erkek dava dilekçesinde özetle; tarafların 2016 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocukları olmadığını, kadının, hakaret ve tehdit ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını iddia ederek davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 162 ncı maddesi hükmü uyarınca boşanmalarına, erkek yararına 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı-davalı erkeğe birleşen dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davacı-davalı erkek tarafından süresinde cevap dilekçesi sunulmamıştır.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeğe aykırı olduğunu, erkeğin, agresif, ilgisiz, kıskanç olduğunu, alkol kullandığını, birlik görevini ihmal ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ve tehdit ettiğini iddia ederek tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL yoksulluk nafakası, 100.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; tarafların 2016 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocukları olmadığını, erkeğin, agresif, ilgisiz, kıskanç olduğunu, alkol kullandığını, birlik görevini ihmal ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ve tehdit ettiğini iddia ederek birleşen davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, asıl davanın reddine, kadın yararına 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL yoksulluk nafakası, 100.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl dava yönünden yapılan incelemede; kadının, erkeği göğsünden bıçakladığı ve hayati tehlike geçirecek şekilde yaralanmasına sebebiyet verdiği, 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesinin yasal koşullarının oluştuğu ve davanın süresinde açıldığı, birleşen dava yönünden yapılan incelemede ise erkeğin, fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, kıskanç olduğu, bu hususun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle, asıl davanın 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesi hükmü uyarınca, birleşen davanın ise aynı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası hükmü uyarınca kabulü ile tarafların boşanmalarına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kusurlu olduğu dikkate alınarak kadın yararına 2.000,00 TL maddî tazminat, 2.000,00 TL manevî tazminat, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, evlilik süresi dikkate alındığında kadın yararına 10.04.2021 tarihi itibariyle aylık 300,00 TL tedbir nafakası, karar kesinleştiğinde ise 3.600,00 TL toptan yoksulluk nafakası, erkeğin manevî tazminat isteminin ise reddine karar verilmiştir.

2.İlk Derece Mahkemesinin 29.12.2021 tarihli ek kararıyla; erkek tarafından açılan asıl davanın kabulüne karar verildiği, erkeğin manevî tazminat isteminin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 305 inci maddesi hükmü uyarınca erkek yararına 3.500,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kusurlu bir davranışının olmadığı, kadının ise tam kusurlu olduğu, kadının davasının reddine karar verilmesi gerektiği, kadın tarafından erkeğin hayatına kast edildiği ve verilen mahkumiyet hükmünün temyiz incelemesinden de geçerek kesinleştiği, erkek yararına hükmedilen manevî tazminat miktarının az olduğu, daha yüksek miktarda erkek yararına manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadın yararına tazminata ve nafakaya hükmedilmesinin ise hatalı olduğu belirtilerek; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, ek karar ile erkek yararına manevî tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu, kadın yararına hükmedilen tazminat ve nafaka miktarlarının az olduğu belirtilerek; 29.12.2021 tarihli ek karar, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ek karar yönünden yapılan istinaf incelemesinde, taraflardan herhangi birinin talebi olmamasına rağmen İlk Derece Mahkemesi tarafından hükmün tamamlanması yoluna gidilerek erkek yararına manevî tazminata hükmedilmesinin isabetli olmadığı, davalı-davacı kadın vekilinin ek karara yönelik istinaf talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği, asıl karar yönünden yapılan incelemede ise her iki dava yönünden de delillerin ve kusurların bir arada değerlendirilmesine gerekirken İlk Derece Mahkemesince yazılı şekilde değerlendirme yapılmasının hatalı olduğu, her bir dosya yönünden ayrı ayrı kusur değerlendirmesinin yapılmasının hatalı olduğu, tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; her ne kadar erkeğe, kadına hakaret ettiği vakıası kusur olarak yüklenmişse de bu vakıanın ispatlanamadığı ve erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, İlk Derece Mahkemesince taraflara yüklenen ve gerçekleşen kusurlu davranışların yanında erkeğin birlik görevlerini ihmal ettiği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu, kadın vekili tarafından erkeğin kabul edilen davasına yönelik istinaf itirazında bulunulmadığı ve erkeğin davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına dair verilen kararın kesinleştiği, kadının boşanma davasının konusuz kaldığı ve birleşen dava ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerektiği, kadının birleşen davayı açmakta haklı olması sebebiyle vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin birleşen davada erkek aleyhine hükmedilmesi gerektiği, kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinde ve miktarında isabetsizlik bulunmadığı, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, evli kalınan süre dikkate alındığında kadın yararına toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin isabetli olduğu, ancak yoksulluk nafakasının amacı dikkate alındığında miktarının az olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu dikkate alındığında tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek; taraf vekillerinin istinaf başvurularının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılmasına ve kabul edilen yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, İlk Derece Mahkemesinin kusur ilişkin gerekçesinin yukarıda belirtildiği şekilde düzeltilmesine, İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen ek kararın kaldırılmasına, birleşen dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, erkek aleyhine maktu vekâlet ücretine, birleşen davada yapılan yargılama giderlerinin erkek üzerinde bırakılmasına, kadın yararına 30.000,00 TL toptan yoksulluk nafakasına, tarafların tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, taraf vekillerinin diğer yönlere ilişkin istinaf başvurularının ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun kısmen kabulüne dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile kadının davasının reddine karar verilmesi gerektiği, kusur belirlemesi, tazminat talebinin reddi, yoksulluk nafakası, vekâlet ücreti yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve hukuki nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davalarında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, erkek yararına manevî tazminata hükmedilmesi için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, vekâlet ücreti düzenlemesinin isabetli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanunu'nun 190 ıncı maddesi, 323 üncü ve devamı maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 162 nci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 175 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı- davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,23.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.