Logo

2. Hukuk Dairesi2023/521 E. 2023/3169 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davalarında, evlilik birliğinin temelden sarsılıp sarsılmadığı, sarsılmışsa kusurun kimde olduğu ve birleşen davanın kabul edilip edilmeyeceği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları, hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre, usul ve yasaya uygun bulunan bölge adliye mahkemesi kararının temyiz incelemesinde bozulmasını gerektirecek bir neden olmadığı değerlendirilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1029 E., 2022/1656 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 7. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/641 E., 2021/445 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın açılmamış sayılmasına, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı- davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı davalı asıl dava dilekçesinde özetle; 2 yıl önce davalı- davacı kadının kendisini aldatmasından dolayı boşanma davası açtığını, 8 ay kadar süren dava sonunda ortak çocukların Çocuk Esirgeme Kurumuna verilmemesi için boşanmaktan vazgeçtiğini, çocuklar artık büyümüş olduklarından böyle bir korkusunun kalmadığını, yaklaşık 1 yıla yakın bir zaman olmasına rağmen kadının, önceki yaptığı hatalara devam ettiğini, 2 yıldır da düzelmediği için eve gitmediğini, inşaatlarda demircilik yaptığı için genelde geceleri inşaatlarda kaldığını belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; davacı- davalı erkeğin alkol alarak müvekkiline fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, alkollü olarak eve gelirken zaman zaman erkek arkadaşlarını da getirdiğini, müvekkilinin bundan rahatsız olduğunu defalarca söylemesine rağmen devam ettiğini, müvekkilini aşağıladığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, müvekkili ve çocuklar ile ilgilenmediğini, işini bahane ederek günlerce eve gelmediğini, müvekkilinin çalışmasını engellediğini, çocuklar hastalandığında ilgilenmediğini, zaman zaman müvekkilini aldattığını, oğullarını sevgilisi ile tanıştırdığını, ortak çocuk ... evde iken sevgilisi ile cinsel ilişkiye girdiğini, sevgilisine tek taş yüzük aldığını, erkeğin, müvekkilinin aldatma olayına ilişkin ileri sürdüğü olaydan sonra boşanma davası açtığını, tarafların bu davadan feragat ettiğini belirterek asıl davanın reddini, birleşen davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin müvekkiline verilmesine, müşterek çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 20.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl davanın açılmamış sayılmasına, birleşen davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ... ... için 05.03.2020 tarihinde hükmedilen tedbir- iştirak nafakasının 19.06.2020 tarihinden itibaren kaldırılmasına, ortak çocuk ... ... yargılama sürecinde ... olduğundan velâyet talebi ve iştirak nafakası talebi konusunda karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına 05.03.2020 tarihinde hükmedilen aylık 750,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleştiğinde aylık 750,00 TL yoksulluk nafakası olarak devamına, her yıl TEFE TÜFE oranında artırılmasına, kadın yararına 15.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı- davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; yeterli araştırma yapılmadan, tanık beyanlarına başvurulmadan karar verildiğini, boşanmaya neden olan olaylarda davalı - davacı kadının kusurlu olduğunu, ortak çocuklar dinlenseydi somut gerçeğin ve asıl kusurlu tarafın ortaya çıkacağını, İlk Derece Mahkemesince resen tanık dinlenilmesine karar verilmese dahi ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, kararın isabetli olmadığını, kadının sunduğu ve müvekkilinin sadakatsiz davranışlarının ortaya konulduğu iddia olunan hukuka uygun bir şekilde elde edilip edilmediği açık olmayan bir fotoğraf gerekçe gösterilerek müvekkilinin asli kusurlu sayılmasının hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin, inşaat işçisi olduğunu, ortalama 2.500,00 TL ücret ile çalıştığını, tazminatların hakkaniyete aykırı olduğunu, tazminatların reddi gerektiğini, ayrıca miktarlarının fahiş olduğunu, davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi ve fahiş miktarda maddî ve manevî tazminata karar verilmesinin usul, yasa ve hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek her iki davada verilen kararlar yönünden kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı - davalı erkek tarafından açılan asıl boşanma davasında 25.09.2020 tarihinde yapılan duruşmaya davacı - davalı erkek vekiline usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen katılmadığı, mazeret de sunmadığı, davalı - davacı kadın vekilinin de asıl davayı takip etmediklerini beyan ettiği, İlk Derece Mahkemesince asıl dava yönünden dava dosyasının işlemden kaldırılmasına karar verildiği, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 150 nci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca da yenilenmeyen asıl davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın isabetli olduğu, birleşen dava yönünden ise; daha önce erkeğin kadına karşı açtığı boşanma davasında ... 9. Aile Mahkemesinin 18.04.2016 tarih ve 2015/1228 Esas 2016/641 Karar sayılı ilamı ile delil bildirilmediği, davanın ispatlanamadığı gerekçesi ile reddine karar verildiği, reddedilen davadan sonra tarafların bir süre daha evliliklerinin devam ettirdikleri, ceza davasına yansıyan ve 25.06.2015 tarihinde gerçekleşen erkeğin kadına şiddet uyguladığı olaydan sonra tarafların evliliklerini devam ettirdikleri, kadının, erkeğin bu kusurunu affettiği, en azından hoşgörü ile karşıladığının kabulü gerektiği, affedilen ve hoşgörüyle karşılanan olayların taraflara kusur olarak yüklenemeyeceği, yine İlk Derece Mahkemesince davacı - davalı erkeğin nişanlandığı ve nişanlısına yüzük aldığı, buna ilişkin fotoğrafların dosyada olduğu, erkeğin sadakatsiz davranışlarda bulunduğu kabul edilmiş ise de dosyaya sunulan fotoğraf ile erkeğin sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğinin kabul edilemeyeceği, bu nedenle hükme esas alınamayacağı, davalı-davacı kadının tanık deliline dayandığı, ancak tanık bildirmediği, toplanan diğer deliller ile de erkeğin şiddet uyguladığı ve sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini ispat edemediği, gerçekleşen bu durum karşısında davalı - davacı kadının, evlilik birliğinin sarsılmasında davacı - davalı erkekten kaynaklanan kusurlu bir davranışı kanıtlayamadığı anlaşılmakla birleşen davanın reddi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesi ile; ... erkeğin birleşen davanın kabulüne, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminata yönelik istinaf taleplerinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin gerekçeli kararın birleşen davaya ilişkin bentlerinin hüküm fıkrasından kaldırılmasına, kusurun yukarıda gösterildiği şekilde düzeltilmesine, davacı - davalı erkeğin sair istinaf taleplerinin esastan reddine, birleşen davanın reddine, davalı - davacı kadın yararına dava tarihinden hükmün kesinleşmesi tarihine kadar geçerli olmak aylık 750 TL tedbir nafakasına, ortak çocuk ... yararına dava tarihinden ... olduğu tarihe kadar geçerli olmak üzere aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; dosyada erkeğin sadakatsizliğinin ispatlandığını, kendisine yapılan şiddet olaylarını asla affetmediğini belirterek; kendi davasının reddi yönünden temyiz talebinde bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davalarında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, birleşen davanın kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.