"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1448 E., 2023/224 K.
KARAR : Başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Samandağ 1. Asliye Hukuk ( Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2019/67 E., 2020/144 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, her iki davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmiş, Bölge Adliye Mahkemesinin 17.05.2023 tarihli ek kararı ile temyiz harç ve masraflarının muhtıraya rağmen süresi içerisinde yatırılmadığı gerekçesiyle temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiştir,
Bölge Adliye Mahkemesinin 17.05.2023 tarihli ek kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Bölge Adliye Mahkemesinin 25.01.2023 tarihli asıl kararına karşı davalı-davacı erkek vekili tarafından yasal süre içinde temyiz başvurusunda bulunulmuş, Bölge Adliye Mahkemesinin 03.05.2023 tarihli muhtırası ile gerekli harç ve gider avansının ikmal edilmediği belirtilerek, 1 haftalık kesin süre içerisinde belirtilen miktarın yatırılması, aksi durumda temyiz isteminden vazgeçilmiş sayılacağı belirtilmiştir. Muhtırada belirtilen süre içerisinde temyiz harç ve giderlerinin ikmal edilmediği gerekçesi ile 17.05.2022 tarihli ek karar ile temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiş ise de; Bölge Adliye Mahkemesince, davalı-davacı erkek vekiline çıkartılan muhtıraya ilişkin tebligat ile temyiz başvuru dilekçesinin tebliğ edildiği, muhtıranın tebligata eklenmediği, bu halde davalı-davacı erkek vekilinin harç ve gider avansını süresinde yatırdığı anlaşılmakla, süresinde harç ve gider avansının yatırılmadığı gerekçesiyle verilen temyiz başvurusunun yapılmamış saylımasına dair ek kararın usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmış olup temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına dair 17.05.2023 tarihli ek kararın kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen 25.01.2023 tarihli asıl kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin işi gereği iki ayda bir eve gelip gittiğini, erkeğin olmadığı zamanlarda aynı apartmanda oturan erkeğin ailesinin kadının hayatına müdahale ettiğini, erkeğin psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, erkeğin ailesinin kadını sadakatsizlikle suçladığını, erkeğin iş dönüşünde ailesi ile konuşup suçlamayı öğrenince kadını dinlemeden 3 ay önce evden kovduğunu belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, velayetin verilmemesi halinde kişisel ilişki kurulmasına, kadına 800,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı-davalı kadın vekili birleşen davaya cevap dilekçesi sunmamıştır.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı erkek vekili asıl davaya cevap dilekçesinde; erkeğin tır şöforlüğü yaptığını, seferde olduğu 2018 yılı Ekim ayında kadının ... isimli kisi ile ilişkisi olduğunu öğrendiğini, erkeğin yaşadığı mahallede elden ele dolaşan bir ses kaydının ortaya çıktığını, bu ses kaydının erkeğe de gönderildiğini, bu kayıtta kadının ...'dan önce de başka bir erkekle ilişkisinin olduğunu ...'a anlattığının anlaşıldığını, ayrıca erkeğin yazın kadını ve çocukları yüzme kursuna götürdüğünü, erkek kurstan ayrılınca ... isimli kişinin havuza gelerek kadınla samimi şekilde yüzdüğünü, beraber yürüyüşler yaptıklarını, lokantaya gittiklerini belirterek tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin babaya verilmesine, erkek yararına yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesiyle; cevap dilekçesindeki iddialarını yineleyerek birleşen davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'u 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin babaya verilmesine, erkek yararına yasal faizi ile birlikte 50.000,00TL maddî ve 50.000,00TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava açıldıktan sonra tarafların 05.10.2019 tarihinde yeniden barışıp biraraya gelerek Mersin iline yerleştiklerinin, bir ay boyunca birlikte yaşadıklarıın ancak yine erkeğin ailesinin araya girmesi üzerine ayrıldıklarının dinlenen tanık beyanlarından anlaşıldığı, boşanmaya sebep olan davranışlara erkeğin ilgisiz, sevgisiz tutum ve davranışları, manevî desteğinin yetersiz olması, ailesinin eşine karşı davranışları, evliliğe yapılan müdahaleler karşısında sessiz kalması nedeniyle; kadının ise evlilik birliğinin taraflara yüklemiş olduğu özeni göstermemesi nedeniyle kusurlu olduğu, kadının sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğinin söylenemeyeceği, tarafların dava açıldıktan sonra barışarak bir araya geldiği, Mersin iline giderek orada bir süre yerleştikleri değerlendirildiğinde tarafların dava açılmasından önce gerçekleşen olaylar nedeniyle birbirlerin affettikleri, bu nedenle gerçekleşen olaylar nedeniyle tarafların eşit kusurlu sayılmaları gerektiği gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin babaya verilmesine, anne ile kişisel ilişki kurulmasına, tarafların tazminat istemlerinin reddine, kadın yararına aylık 250,00 TL tedbir ve 500,00 TL yoksulluk nafakasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının eşine karşı kusur oluşturan hareketlerinin affedildiğini, buna rağmen eşit kusurlu kabul edilmesinin hatalı olduğunu, hem asıl dava hem de birleşen dava yönünden boşanmaya karar verilmiş olmasının ve kadının tazminat taleplerinin reddini hatalı olduğunu belirterek birleşen davanın kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının sadakatsiz olduğunun sabit olduğunu, buna rağmen tarafların eşit kusurlu görülmesinin haksız olduğunu belirterek kadının davasının kabulü ile kusur belirlemesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemece taraflara eşit kusur yüklenerek her iki boşanma davasının kabulüne karar verilmişse de; toplanan delillere göre tarafların boşanma davası açıldıktan sonra yargılama sırasında 05.10.019 tarihinde barışarak bir araya geldiklerinin, 1 ay kadar birlikte yaşadıklarının sabit olduğu, tarafların birbirlerinin kusurlarını affetmiş veya hoş görmüş sayılmaları gerektiği, bu durumda davanın reddi gerekirken boşanmaya karar verilmiş olmasının hatalı olduğu gerekçesiyle tarafların istinaf taleplerinin kabulü ile kararın tamamen kaldırılmasına, yerine yeniden hüküm kurulmasına, her iki boşanma davasının reddine, kadın yararına aylık 250,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir.
2.Bölge Adliye Mahkemesinin 17.05.2023 tarihli ek kararı ile; temyiz harç ve masraflarına ilişkin eksikliğin giderilmesi hususunda çıkartılan muhtıranın elektronik tebligat yoluyla 08.05.2023 tarihinde tebliğ edildiği ancak süresi içinde temyiz harçları ve gider avansının yatırılmadığı gerekçesiyle davalı-davacı erkek vekilinin temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararı ve ek kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili karar ve ek karara karşı sunduğu temyiz dilekçelerinde özetle; tarafların 4 yılı aşkın süredir ayrı yaşadığını, bu sürede kadını affetmediğini ve bir araya gelmediklerini, kadının sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğinin sabit olduğunu, bu kusurun kadına yüklenmesi gerektiğini, ek karar yönünden ise taraflarına muhtıra tebliğ edilmediğini, yerine sadece taraflarınca sunulan temyiz dilekçesinin tebliğ edildiğini, depremde avukatlık ofisinin hasar görmesive müvekkillerin ödeme yapmakta güçlük çekmesi sebebiyle temyiz ve harç masraflarının başvuru sırasında yatıramadığını, muhtıranın gönderilmemesi nedeniyle sürenin başlamayacağını belirterek birleşen davanın reddi ve ek karar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında af hususunun bulunup bulunmadığı, birleşen davanın reddi kararının dosya kapsamına uygun olup olmadığı, erkeğin temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına dair Bölge Adliye Mahkemesince verilen ek kararın doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Bölge Adliye Mahkemesinin temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına dair 17.05.2023 tarihli ek kararının KALDIRILMASINA,
2.Davalı-davacı erkek vekilinin asıl hükme yönelik yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,28.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.