Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5229 E. 2024/1838 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında davalı erkeğin davaya cevap vermemesi nedeniyle verilen boşanma kararı, velayet, nafaka, tazminat ve kişisel ilişki düzenlemesinin hukuka uygunluğu uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Çocuğun üstün yararı ve gelişiminin gözetilmesi gerektiği, dosya kapsamında belirlenen kişisel ilişki süresinin çocuğun yaşı dikkate alındığında yetersiz olduğu değerlendirilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/3136 E., 2023/693 K.

DAVA TARİHİ : 13.09.2022

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/9 E., 2022/593 K.

Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile boşanmalarına ve fer'îlerine, ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçelerinde özetle; tarafların 04.07.2013 tarihinde evlendiklerini, tarafların 01.04.016 doğumlu .... adında bir çocuklarının bulunduğunu, davalının evin geçimini sağlamadığını, çocuğun bakımı ile davcı kadının ve ailesinin ilgilendiğini, davalı erkeğin aldığı telefonları satarak eğlence hayatı için kullandığını, davalı erkeğin ailesinden uyuşturucu madde kullandığını öğrendiğini, sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışlarının bulunduğunu, kadının başına ve sırtına vurduğunu, boğazını sıktığını, yere yatırıp darp ettiğini, bu olaydan sonra müvekkilinin ailesinin evine gittiğini belirterek tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuk lehine aylık 1.000,00 TL tedbir- iştirak, davacı kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir- yoksulluk ve 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, düğünde takılan ziynetler için şimdilik 1.000,00 TL 'nin davalıdan alınarak davacı kadına verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Dava dilekçesinin davalı erkeğe 06.09.2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı erkeğin cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesinin 24.09.2019 ve 2018/774 Esas, 2019/768 Karar sayılı kararı ile; davalı erkeğin evin geçimini sağlamadığı, sadakat yükümlülüğüne aykırı güven sarsıcı davranışlar sergilediği, şiddet uyguladığı, ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, davacı kadın lehine takdir edilen 250,00 TL tedbir nafakasının 09.04.2019 tarihinden itibaren kaldırılmasına, yoksulluk nafakasının reddine, ortak çocuğun velâyetinin davacı anneye verilmesine, baba ile yatılı kalacak şekilde kişisel ilişki tesisine, kadın yararına faizi ile birlikte 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata, ortak çocuk lehine aylık 250,00 TL tedbir, aylık 330,00 TL iştirak nafakasına, davacı kadın yararına 05.12.2018 tarihli ara kararla taktir edilen aylık 250,00 TL tedbir nafakasına, ziynet alacağının taleple bağlılık kuralı da dikkate alınarak kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.

2.Davacı kadın vekili tarafından kusur belirlemesi, tazminatların miktarı, nafakalar, ziynet alacağı davasının reddedilen bölümü ile yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönlerinden, davalı erkek vekili tarafından ise tazminatlar, kişisel ilişki yönlerinden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

3.Bölge Adliye Mahkemesinin 08.12.2021 tarihli kararı ile; yeminin usulüne uygun olarak yapılmadığı, yeterli gerekçenin bulunmadığı belirtilerek usuli kazanılmış haklar da gözetilerek kesinleşmeyen yönlerden yeniden bir karar verilmek üzere istinaf edilen yönlerden kaldırılarak İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

4.İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 2018/774 Esas, 2019/768 Karar sayılı hükmün boşanma, boşanmaya bağlı harç, yargılama gideri, vekâlet ücreti, tedbir nafakası ve velâyet hükmü yönünden 08.12.2021 tarihinde kesinleştiğinden bu konularda yeniden karar verilmesine yer olmadığına, velâyeti davacı anneye verilen ortak çocuk yararına aylık 250,00 TL tedbir, 600,00 TL iştirak nafakasına, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, boşanma sebebi olarak kabul edilen olaylarda davalı erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı davranması ve davacıyı darp etmesi, davacı kadının kişilik haklarını zedeleyici nitelikte bulunduğundan, kusur dereceleri de dikkate alınarak davacı kadın yararına kısmen kabul edilerek 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata, kararın kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı erkekten tahsili ile davacı kadına verilmesine, sürekli gelir getiren bir işte çalıştığı ve boşanınca yoksulluğa düşmeyeceği anlaşılan davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, tedbir nafakasının 09.04.2019 tarihi itibariyle kaldırılmasına, ziynet alacağına ilişkin davada ise davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili, kişisel ilişki süresinin arttırılması gerektiğini, müvekkilinin çalışmadığını, ortak çocuk için bağlanan nafakanın azaltılması gerektiğini, davacı lehine verilen maddî ve manevî tazminat talebinin reddi gerektiğini bildirerek istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararında usule, kanuna ve dosya kapsamına aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili, kusur belirlemesi, ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ve miktarı, maddî, manevî tazminat ve kişisel ilişki süresi yönünden kararın kaldırılması ve kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında davalı erkeğin davaya cevap vermediği, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, ortak çocuk lehine tedbir ve iştirak nafakası, davacı kadın lehine maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü maddesi, 182 nci, 327 nci, 328 inci ve 330 uncu maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkeğin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Kişisel ilişki düzenlenirken, çocuğun üstün yararının yanında analık ve babalık duygularının tatmin edilmesine ve geliştirilmesine de özen gösterilmelidir. Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden kurulan kişisel ilişki, ortak çocuğun inceleme tarihi itibariyle 8 yaşını doldurduğu dikkate alındığında kısa olup, çocuğun bedeni ve fikri gelişmesine engel olacağı gibi üstün yararına da aykırıdır. Bu husus gözetilerek baba ile ortak çocuk arasında daha uygun sürelerde kişisel ilişki tesisi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirir. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi esastan ret kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,

2.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, davalı erkeğin kişisel ilişkinin süresine yönelik temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (4) numaralı bendinin çıkarılarak yerine "velâyeti anneye verilen ortak çocuk ile davalı baba arasında her ayın birinci ve üçüncü cumartesi günü sabah saat 10.00'dan pazar günü akşam saat 18.00'e kadar, dini bayramların ikinci günü sabah saat 10.00'dan üçüncü günü akşam saat 18.00'e kadar, her yıl temmuz ayının birinci günü sabah saat 10.00'dan otuz birinci günü akşam saat 18.00'e kadar ve her yıl yarıyıl tatilinin ilk pazartesi günü sabah saat 10.00'dan takip eden ilk pazar günü akşam saat 18.00'e kadar, her yıl babalar günü saat 10.00'dan akşam saat 18.00'a kadar, çocuğun doğum günlerinde tek yıllarda saat 10.00'dan akşam saat 18.00'a kadar kişisel ilişki kurulmasına” ibaresinin yazılması suretiyle kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.