Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5249 E. 2024/3795 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Erkek tarafından açılan boşanma davasında, boşanmanın kabulü, kusur oranı, nafaka ve tazminat miktarlarının tespiti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların iddia ve savunmaları, deliller, uygulanabilir hukuk kuralları, hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile gerekçeleri dikkate alındığında usul ve kanuna uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/226 E., 2023/394 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kırşehir 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/273 E., 2022/395 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir. Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince eksik inceleme sonucu, davalının hukuki dinlenilme hakkına aykırı karar verildiği gerekçesiyle, başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak eksiklikler giderildikten sonra karar verilmek üzere, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kesinleşen boşanma talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının, müvekkilini evden kovduğunu, eşi olarak görmediğini, sürekli kavga ettiğini iddia ederek;tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı erkeğin, birlik görevlerini yerine getirmediğini, zaman zaman ortak ikamete geldiğini, hakaret edip şiddet uyguladığını, tehdit ettiğini, alkol kullandığını belirterek davanın reddine karar verilmesini aksi halde müvekkili lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 04.02.2021 tarih ve 2019/201 Esas, 2021/89 Karar sayılı kararı ile evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkek eşin alkol kullandığı, "şerefsiz, nankör" gibi sözlerler hakaret ettiği kadının ise erkeği evden kovduğu, tarafların birbirlerini eş olarak benimsemedikleri sürekli kavga ettikleri ve beş yıldır ayrı yaşadıkları, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde tarafların eşit kusurlu olduğu, gerekçesi ile; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, 23.09.2019 tarihli celsede kadın yararına hükmedilen aylık 400,00 TL tedbir nafakasının 100,00 TL arttırılarak aylık 500,00 TL tedbir nafakası olarak devamına, kararın kesinleşmesi ile yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın kabul edilen davanın tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Bölge Adliye Mahkemesinin 28.06.2022 tarih ve 2021/536 Esas 2022/1139 Karar sayılı kararı ile, ".... davalı kadının delil listesinde bildirdiği tanık ....'nin HMK'nin 241. maddesi gereğince dinlenilmesinden vazgeçilmiştir. Davalı vekili dinlenilmeyen tanığından açıkça vazgeçmemiş, 6100 sayılı kanunun 241 inci maddesi koşulları da oluşmamıştır. Öyleyse dinlenilmesinden açıkça vazgeçilmeyen adı geçen tanığın Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 240 ıncı ve devamı maddeleri gereğince usulüne uygun olarak dinlenilmesi, gerçekleşecek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme sonucu, davalının hukuki dinlenilme hakkına aykırı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır." gerekçesi ile başvurunun kabulü ile eksiklikler giderildikten sonra karar verilmek üzere, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine ve kaldırma sebebine göre sair istinaf itirazlarının incelenmemesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların sürekli kavga ettikleri, beş yıldır ayrı yaşadıkları, davacı erkek eşin alkol kullandığı, "şerefsiz nankör " gibi sözler ile hakaret ettiği, kadının ise, erkeğin eşyalarını toplayıp kapının önüne koyarak evden kovduğu bunun üzerine erkeğin kalp krizi geçirdiği , barakada yaşamaya başladığı evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde tarafların eşit kusurlu olduğu, eşit kusurlu olan tarafların birbirlerinden maddî ve manevî tazminat alamayacağı kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakası şartlarının oluştuğu gerekçesi ile; davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın lehine dava tarihinden itibaren bağlanan ve celse arasında arttırılan aylık 400,00 TL tedbir ve aylık 600,00 TL yoksulluk nafakasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkek tarafından çekilen ve müvekkili ile çocuklarına gönderilen tehdit, hakaret dolu CD'nin çözümünün yapılmadığını, İlk Derece Mahkemesinin ortak çocuk ...'nun beyanını dikkate almamasının doğru olmadığını, kusur oranlamasının yanlış değerlendirildiğini, nafaka miktarının çok az olduğunu, erkeğin güncel mali ve sosyal durumunun değerlendirilmediğini belirterek; hükmün tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince davalı tanığı ... Deniz Ş.'nin davacı ile arasında husumet ve menfaat çatışması bulunabileceği, bu nedenle beyanının taraflı olabileceği gerekçesiyle hükme esas alınmadığı belirtilerek tarafların eşit kusurlu oldukları kabul edilmiş ise de; aksine ciddi ve inandırıcı delil ve olaylar bulunmadıkça asıl olanın tanıkların gerçeği söylemiş olmaları, akrabalık veya diğer bir yakınlığın başlı başına tanıkların beyanını değerden düşürücü bir sebep sayılamayacağı, dosyada kadının tanığı ... 'in olmamışı olmuş gibi ifade ettiğini kabule yeterli delil ve olgu da bulunmadığı, kadının tanıklarının beyanlarının hükme esas alınması gerektiği, davacı erkeğe yüklenen ve kesinleşen kusurlu davranışlar yanında davacı erkeğin ayrıca davalı kadına sürekli şiddet uyguladığı, tehdit ettiği ve eve gelmediği, bu vakıaların da davacı erkeğe yüklenmesi gerektiği, İlk Derece Mahkemesince verilen ilk karara karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmadığından usuli kazanılmış hak ilkesi gereğince davalı kadına ilk kararda yüklenilmeyen '' davalının, davacının eşyalarını toplayıp kapının önüne koyduğu, davacının bunun üzerine kalp krizi geçirdiği, sonrasında davacının barakada yaşamaya başladığı,'' vakıaları kadına yüklenilemeyeceğinden gerekçeden çıkarılması gerektiği, yine davalı kadına yüklenen ''sadakat yükümlülüğünün ortadan kalktığı'' vakıasına davacı erkek tarafından açıkça dayanılmadığından ve de ispatlanmadığından bu vakıanın da gerekçeden çıkarılması gerektiği, İlk Derece Mahkemesince taraflara yüklenen ve gerçekleşen sair kusurlu davranışlar da dikkate alındığında boşanmaya sebep olan olaylarda davalı kadının az, davacı erkeğin ise ağır kusurlu olduğu, gerçekleşen bu durum karşısında davacı erkek boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu ise de, kadın da kusurlu olup, evlilik birliğinin sarsıldığı ve devamında fayda kalmadığı görüldüğünden davalı kadının, boşanma davasına itirazı hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğundan boşanma kararının verilmesinin isabetli olduğu, hatalı kusur belirlemesinin düzeltilmesi gerektiği, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri ile tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü yaşları, evliliğin süresi, beklenen menfaatlerin kapsamı, tazminata esas olan fiilin ağırlığı, günün ekonomik koşulları, kadının zorunlu ihtiyaçları ve hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasının az olduğu ve istinafa konu sair yönlerden kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile; kadının istinaf başvurusunun kusur belirlemesi, nafakaların miktarları ve tazminatların reddi yönlerinden kabulü ile kusur gerekçesinin düzeltilmesine, diğer yönlerden İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçe değiştiğinden tamamı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle; davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın lehine dava tarihinden itibaren 400,00 TL, 18.10.2022 tarihinden itibaren 600,00 TL, tedbir nafakasının Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle aylık 1.000,00 TL'ye yükseltilmesine ve kararın kesinleşmesinden sonra aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakası olarak devamına, kadın lehine 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata, harç, yargılama gideri ve vekâlet ücretine, davalı kadının sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin daha ağır kusurlu olduğunun tespit edildiğini, boşanma kararı verilmesinin hatalı olduğunu beyan ederek; kusur tespiti, kabul edilen boşanma davası yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur tespiti nafaka ve tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık erkek tarafından açılan boşanma davasında davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci ve 176 ncı maddeleri 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına,

yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,23.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.