Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5254 E. 2024/5191 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, velayet ve nafaka hükümleri.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı kusurlu davranışlarının tespiti, çocukların üstün yararının gözetilerek velayetin anneye verilmesi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile dosya kapsamına göre nafaka hükümlerine yer verilmesi usul ve yasaya uygun bulunarak, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/494 E., 2023/471 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Trabzon 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/214 E., 2022/559 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir. Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına, dosyanın yeniden karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraff vekillerinin kusura yönelik istinaf başvurunun kabulüne, sair istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle ; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin kadının kusurlu davranışları ile temelinden sarsıldığını iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin erkeğin kusurlu davranışları ile temelinden sarsıldığını iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesini, ortak çocuklar için aylık 1.500,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 21.12.2021 tarihli ve 2018/447 Esas, 2021/582 Karar sayılı kararı ile; erkeğin iş yerinde fazla zaman geçirmesi nedeniyle eve geç geldiği, eşine ve çocuklarına karşı yeterli ilgi göstermediği, kadının ise, eşine şerefsiz, iktidarsız şeklindeki söylemleriyle hakaret ettiği, öldürürüm şeklinde söylemiyle tehdit ettiği, tarafların evliliğin çekilmez hale gelmesinde eşit kusurlu oldukları, delil olarak sunulan Whatsapp yazışmalarının kim tarafından ve ne zaman gönderildiğinin kesin olarak tespit edilememesi nedeniyle hükme esas alınmadığı gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar için aylık 500,00'er TL tedbir ve 1.000,00'er TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir, 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- karşı davalı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi ve nafakalar yönünden, davalı -karşı davacı kadın vekili katılma yolu ile kusur belirlemesi ve nafakaların miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 15.04.2022 tarihli ve 2022/556 Esas, 2022/533 Karar sayılı kararı ile; davacı, karşı- davalı tarafın dayanmış olduğu mesajların delil mahiyetinde olması ve kadının da bu içerikleri açıkça inkar etmiş olması karşısında, mesajların kadından sadır olup olmadığı hususunun kuşkuya yer bırakmayacak şekilde mahkemece araştırılması, gerekirse erkeğin, cep telefonunun mahkemeye sunulması istenilip yazışma içeriklerinin ve tarihlerinin uzman bilirkişi marifetiyle tespit edilip dosya içeriğine eklenmesi, bunların kadından sadır olduğunun anlaşılması halinde bunların da değerlendirilmesi ve sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile boşanma karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırma sebebine göre, diğer istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin; iş yerinde fazla zaman geçirmesi nedeniyle eve geç geldiği, eşine ve çocuklarına karşı yeterli ilgi göstermediği, kadının ise, eşine tanık beyanları ve bilirkişi raporundaki mesaj kayıtlarıyla sabit olduğu üzere "şerefsiz, iktidarsız, seni parçalayacağım, öldürürm, o. çocuğu, g.tümü yersin, s.ktir i.ne, senin derini yüzeceğim, g.t veren" şeklindeki söylemleriyle hakaret ve tehdit ettiği, sabit görülen eylemler nedeniyle tarafların evliliğin çekilmez hale gelmesinde eşit kusurlu oldukları, dosya kapsamında uyuşmazlığın çözümü noktasında yargılama safhasında gerçekleşen olaylarda gözetilerek 4 defa uzman raporu alındığı, son alınan uzman raporu 3 kişilik heyet oluşturulmak suretiyle alındığı, son olarak heyetten alınan 04.08.2021 tarihli uzman bilirkişi raporunun usul ve yasaya uygun olduğu, uyuşmazlığın çözümünde gerekli teknik bilgi ve verileri içerdiği, ortak çocukların beyanı da değerlendirilmek suretiyle hazırlandığı anlaşılarak hükme esas alınmasına karar verildiği, rapor içeriğindeki tespitler ve ortak çocukların istek ve arzuları değerlendirilerek çocukları üstün yararı gereği tarafların müşterek çocuklarının velâyetinin anneye bırakılmasına ve ortak çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verildiği, tarafların eşit kusurlu olduğu, kadının sosyal ekonomik araştırma tutanağına göre ev hanımı olduğu, daimi bir işte çalışmadığı, gelirinin olmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşme koşulları kadın yönünden oluştuğu, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına göre tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedildiği, çocukların yaşları ve mevcut ihtiyaçları göz önünde bulundurularak tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına göre ortak çocukların her biri için tedbir ve iştirak nafakasına hükmedildiği gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar için aylık 500,00'er TL tedbir ve 1.000,00'er TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir, 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı -karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle, kusur belirlemesi, nafakalar ve velâyet düzenlemesi yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

Davalı- karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle, kusur belirlemesi, nafakaların miktarı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; mahkemece kabul edilen kusurların gerçekleştiği, tarafların birbilerine isnat ettiği diğer kusurlardan erkeğin eşiyle cinsel birlikten kaçındığı hususunun tanık anlatımından ispat edilmiş olduğu, kadının da eşini bıçakla tehdit suretiyle evden kovduğunun yazışma içeriklerinden sabit olduğu, bunun dışındaki taraflar iddialarının tanık beyanı ya da başkaca delille desteklenmediğinden varit görülmediği, böylelikle evlilik birliğinin mahkemece kabul edilen tarafların eşit kusurlu davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığı, her iki davanın da kabulü ile boşanma kararı verilmiş olmasında, bu şekilde yoksulluğa düşeceği açık olan kadının nafaka taleplerinin de kabulünde, tazminat taleplerinin reddinde bir isabetsizlik bulunmadığı, ortak çocukların velâyetinin de usulüne uygun şekilde alınana ve itibar edilmemesini gerektiren bir durum dosyaya yansımayan Sosyal İnceleme Raporu uyarınca anneye verilmiş olmasının, çocuklar yararına nafakaya hükmedilmiş olması ile hükmedilen nafakaların da tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve dosya kapsamı ve hakkaniyet ölçüsünde olduğu, erkeğin işsiz olmasının dahi onu tazminat ve nafaka yükümlülüğünden kurtarmadığı, herkesin kendi kusurlu davranışlarının sonuçlarına katlanması gerektiği gerekçesi ile taraf vekillerinin kusur belirlemesine ilişkin istinaf başvurusunun kabulüne, sair istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı- karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle kusur belirlemesi, nafakalar ve velâyet düzenlemesi yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

Davalı- karşı davacı kadın vekili katılma yolu ile temyiz dilekçesinde özetle kusur belirlemesi, nafakaların miktarı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık kusur belirlemesi, velâyet ve nafakalar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 175 inci maddesi, 182 inci maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.