Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5255 E. 2023/4412 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Bozma sonrası verilen kararda, bozma kapsamı dışında kalıp kesinleşen hususlarda yeniden hüküm kurulup kurulamayacağı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bozma kararıyla sadece velayet ve kusur belirlemesi yönünden hüküm bozulmuş, diğer hususlar kesinleşmiş olmasına rağmen, mahkemece bozma sonrası yapılan yargılamada kesinleşen hususlarda (asıl ve birleşen davanın kabulü/reddi ve vekâlet ücretleri) da yeniden hüküm kurulması doğru görülmeyerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/160 E., 2023/102 K.

KARAR : Kısmen kabul, kısmen ret

Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece ... kadının davasının kabulüne, davalı-davacı erkeğin davasının reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı- davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... kadın dava dilekçesinde özetle; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, çocuk için aylık 400,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, 15.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı erkek asıl davaya cevap vermemiştir.

2.Davalı-davacı erkek birleşen dava dilekçesinde özetle; tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince

boşanmalarına ortak çocuklarının velâyetinin kendisine verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 05.02.2015 tarihli kararı ile davalı-davacının, davacı-davalının beline ekmek bıçağını sokarak yaralanmasına sebebiyet verdiği, davacının şikayet tarihinden sonra evine dönmeyip, öncelikle Çanakkale Kadın Sığınma Evin'de kalıp, halen eşinden ayrı yaşadığı gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, aylık 200,00 TL tedbir, yoksuluk nafakası olarak devamına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki tesisine, çocuk için aylık 175,00 TL tedbir, 200,00 TL iştirak nafakası olarak devamına, 5.000,00 TL maddî ve 2.000,00 TL manevî tazminatın, davalı-davacıdan alınarak davacı-davalıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 16.11.2016 tarihli kararı ile; Mahkemece, erkeğe dava dilekçesi ve ön inceleme duruşma günü tebliğleri usulsüz olup, davalının savunma hakkı kısıtlandığı, davalıya usulüne uygun; şekilde dava dilekçesinin tebliği, cevap dilekçesi sunma hakkı tanınması, dilekçeler aşaması tamamlandıktan sonra ön inceleme duruşma gününün tebliği, bundan sonra tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların tespiti, taraflarca üzerinde anlaşılamayan ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar için usulüne uygun şekilde delil gösterildiği taktirde tahkikat aşamasına geçilerek gösterilen deliller toplanıp, birlikte değerlendirerek bir sonuca ulaşılması gerektiğinden, bu hususlara riayet edilmeksizin yazılı şekilde davalının yokluğunda hüküm tesisi hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğinde olduğundan bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 04.02.2019 yönelik tarafların uzun süredir ayrı oldukları, ayrı yaşadıkları nedeni ile taraflar arasındaki evlilik birliğinin ortadan kalktığı, tarafları birlikte yaşamağa zorlamanın, onların bir arada yaşamalarının ne toplum ne de taraflar bakımından bir faydasının olamayacağı gerekçesi ile her iki davanın kabulüne 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, davacı yararına hükmedilen aylık 200,00 TL tedbir nafakasının iş bu karar tarihi itibarı ile sonlandırılmasına, çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, kadının tazminat taleplerinin reddine yönelik karara karşı, süresi içinde ... kadın tarafından; kusur belirlemesi ve velâyet yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 15.10.2019 tarihli kararı ile; Mahkemece boşanmaya sebebiyet veren olaylarda ... kadın tamamen kusurlu bulunarak tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de, yapılan yargılama ve toplanılan delillerden, davalı-davacı erkek tarafından dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında ... kadına kusur olarak yüklenen sadakatsizlik vakıasına dayanılmadığı tarafların dayanmadığı vakıaların hükme esas alınamayacağı, toplanan delilerle erkeğin eşine karşı fiziksel şiddet uyguladığı boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı-davacı erkeğin tamamen kusurlu olduğu, ortak çocuğun 11.12.2014 tarihli ara karar ile tedbiren velâyetinin anneye verildiği bu tarihten itibaren çocuğun anne yanında kaldığı, mahkemece bozma ilamından sonra anne ve ortak çocuk ile ev ortamında görüşülerek aldırılan sosyal inceleme raporunda, çocuğun, anne ile yaşamaktan mutlu olduğunu beyan ettiği, sosyal inceleme raporunda, ev ortamının çocuğun yaşaması için uygun olduğu, annenin çocuğun velâyetini almasına engel bir durumunun bulunmadığı, çocuğun anne ortamına alışmış ve uyum sağlamış olduğu, velâyetin anneye verilmesinin uygun olacağı belirtildiği, anne yanında kalmasının çocuğun bedeni, fikri, ahlaki gelişmesine engel olacağının ve hemen meydana gelecek tehlikenin varlığı ispat edilmediği, o halde velâyetin anneye verilmesine karar verilmesi gerekirken babaya bırakılması doğru olmadığından bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

C. Üçüncü Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 13.11.2020 tarihli kararı ile bozma ilamına uyulmasına karar verilerek ... kadının boşanma davasının kabulüne tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, davalı-davacı erkeğin davasının reddine, kadın yararına aylık 200,00 TL tedbir, 400,00 TL ye çıkartılmasına, bu miktarda yoksulluk nafakası olarak devamına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk için aylık 350,00 TL iştirak nafakasına, kadın için 8.000,00 TL maddî, 9.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine yönelik karara karşı davalı-davacı erkek tarafından kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, nafakalar ve tazminatlar yönünden temyiz edilmiştir.

2. Dairenin 19.04.2021 tarihli kararı ile davalı-davacı erkeğin "kusur belirlemesi ve velâyet düzenlemesine" yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar verilmiş, bu karara karşı davalı-davacı erkek vekili karar düzeltme talebinde bulunmuştur.

3. Dairenin 21.12.2021 tarihli kararı ile somut olayda kusur belirlemesi ve velâyet dışında kalan hükümler bozma ilamının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olup, bozma ilamına uyulduktan sonra İlk Derece Mahkemesince yapılacak iş; kusura ilişkin gerekçe ile velâyet ve çocuk yararına nafaka yönünden hüküm kurmaktan ibaret iken, kesinleşen konularda da yeniden hüküm kurulması doğru olmamıştır. Ne var ki bu husus ilk inceleme sırasında gözden kaçırıldığından davalı-davacı erkeğin bu yöne ilişkin karar düzeltme isteğinin kabulüne, taraflarca temyiz edilmeyerek kesinleşen kısımlara yönelik olarak onama ilamının kaldırılmasına, hükmün açıklanan sebeple kesinleşen konularda yeniden hüküm kurulması yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

Mahkemenin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, Mahkemece ilgili Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda daha önceki verilmiş olan kararımızda kesinleşen maddî ve manevî tazminat ve diğer konulara ilişkin ayrıca bir karar verilmesi uygun görülmemiş, önceki karar doğrultusunda daha önceki verilen kararlara ilişkin ayrıca bir karar verilmesine yer olmadığına ilişkin hüküm oluşturulduğu gerekçesi ile ... kadının davasının kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, davalı davacı erkeğin davasının reddine, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki tesisine, çocuk için aylık 400,00 TL iştirak nafakasının babadan alınarak anneye verilmesine, ... kadın kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden asıl dava ve birleşen dava için ayrı ayrı karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince belirlenen 9.200,00 TL vekâlet ücretinin kadına ödenmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı- davacı erkek vekili; velâyet yönünden verilen karar hem çocuğun gelişimi ve psikolojisi için uygun olmadığı, Mahkemenin göstermiş olduğu kanun yolu hukuk kurallarına aykırılık teşkil ettiği, hüküm kesinleşmiş unsurlarıyla onanmış iken yerel mahkemece yeniden değerlendirme yapılarak hem asıl dava bakımından hem de birleşen dosya bakımından karşı yan lehine vekâlet ücreti takdir edilmesi usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; velâyet, kanun yolunun yanlış gösterilmesi, asıl dava ve birleşen davada yeniden hüküm kurulmak suretiyle yeniden kurulan vekâlet ücretleri yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, bozma kapsamı dışında kalan yönlerden yeniden hüküm kurulmasının hatalı olup olmadığı, vekâlet ücretleri, velâyet düzenlemesi ile Mahkemece kanun yolunun yanlış gösterilmesinin bozma sebebi olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 176 ncı maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu anlaşılmakla; davalı-davacı erkek vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Mahkemece verilen 04.02.2019 tarihli karar ile, her iki davanın kabulüne 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ... yararına hükmedilen aylık 200,00 TL tedbir nafakasının iş bu karar tarihi itibarı ile sonlandırılmasına, çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, karara karşı ... kadın tarafından; münhasıran kusur belirlemesi ve velâyet yönünden temyiz isteminde bulunulmuştur. Dairemizin 15.10.2019 tarihli kararı ile; Mahkemece boşanmaya sebebiyet veren olaylarda ... kadın tamamen kusurlu bulunarak tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı-davacı erkeğin tamamen kusurlu olduğu ve ortak çocuğun velâyetin anneye verilmesine karar verilmesi gerekirken babaya bırakılması doğru olmadığından bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 13.11.2020 tarihli kararı ile ... kadının boşanma davasının kabulüne tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, davalı-davacı erkeğin davasının reddine, kadın yararına, tazminatlara, tedbir ve yoksulluk nafakasına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına iştirak nafakasına karar verilmiş, hüküm davalı-davacı erkek tarafından temyiz edilmiştir. Dairemizin 19.04.2021 tarihli kararı ile temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar verilmiş, bu karara karşı davalı-davacı erkek vekili karar düzeltme talebinde bulunmuştur. Dairemizin 21.12.2021 tarihli kararı ile somut olayda kusur belirlemesi ve velâyet dışında kalan hükümler bozma ilamının kapsamı dışında kalarak kesinleştiği, bozma ilamına uyulduktan sonra Mahkemece yapılacak iş; kusura ilişkin gerekçe ile velâyet ve çocuk yararına nafaka yönünden hüküm kurmaktan ibaret iken, kesinleşen konularda da yeniden hüküm kurulması doğru olmadığı gerekçesi ile davalı-davacı erkeğin bu yöne ilişkin karar düzeltme isteğinin kabulüne, taraflarca temyiz edilmeyerek kesinleşen kısımlara yönelik olarak onama ilamının kaldırılmasına, hükmün açıklanan sebeple kesinleşen konularda yeniden hüküm kurulması yönünden bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma sonrası verilen son kararda asıl ve birleşen davaya yönelik hüküm bozma kapsamı dışında kalarak kesinleştiği hususu dikkate alınmadan yeniden ... kadının davasının kabulüne, davalı-davacı erkeğin davasının eddine karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.

3. Mahkemece bozma sonrasında yapılan yargılama sonucunda vekâlet ücretlerine yönelik hükmün bozma kapsamı dışında kalarak kesinleştiği hususu dikkate alınmadan asıl dava ve birleşen davaya ilişkin vekâlet ücretleri yönünden yeniden hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan Mahkeme kararının asıl davanın kabulüne ve birleşen davanın reddine karar verilmesi ile vekâlet ücretleri yönünden BOZULMASINA,

2. Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı-karşı davacı erkek vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile kararın bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ONANMASINA,

Peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,03.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.