Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5258 E. 2024/1987 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Akıl hastası olan davalı erkeğe karşı açılan evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeniyle boşanma davasının reddine ilişkin kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin akıl hastası olması nedeniyle evlilik birliğinin temelden sarsılmasında kusurunun bulunmadığı ve bu durumda boşanmaya karar verilemeyeceği gerekçesiyle, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek, temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/317 E., 2023/515 K.

DAVA TARİHİ : 07.06.2021

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Of Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2021/187 E., 2022/440 K.

Taraflar arasındaki Boşanma ve feri'leri davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalının ailesinin devamlı evliliklerine müdahalede bulunduklarını, bu nedenle Trabzon'a yerleştiğini, davalı tarafından birçok kez hakarete ve aşağılamayla birlikte psikolojik ve duygusal şiddete maruz kaldığını, annesine ve dini değerlerine küfrettiğini, ancak boşanma yoluna başvurma sürecine kadar davacının evlilik birliğinin gerekenlerini yapmakta özen gösterdiğini, ayrıca davacının evlilik birliği içerisinde birçok kez cinsel şiddete maruz kaldığını, ayrıca davalının çocukları arasında ayrımcılık yaptığını, çocuklarının ahlaki değerlerini ve gelişimlerini de kötü etkilediğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesini, çocuklar lehine 500,00'er TL olmak üzere toplam 1.500,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, her yıl artış oranı belirlenerek karar kesinleştikten sonra nafakanın ortak çocuklar için iştirak nafakasına dönüştürülmesine, davacının 12 adet çeyrek altınının davalıdan alınarak davacıya aynen iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde davacının dava dilekçesindeki iddialarının gerçek dışı olduğunu, davalının akıl sağlığının tam olmaması nedeniyle Of Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/493 Esas sayılı dosyası ile kısıtlandığını ve davacının vasi atandığını, eşi davacının yaklaşık 6 ay önce vasilikten ayrılmak isteğini Mahkemeye bildirdiğini ve vasilik görevinden çekildiğini, davacının vasilikten çekildikten hemen sonra davalıyı ortak konuttan kovarak sokağa attığını, davalının mahalledeki insanlar tarafından bir yere yerleştirildiğini, davalının bu kötü muameleye rağmen eşinden boşanmak istemediğini, ortak konuta çocuklarının yanına dönmek istediğini, ayrıca davalı tarafından dava dilekçesinde iddia edilen 12 adet çeyrek altını almadığını, ziynet eşyası alacağının reddedilmesi gerektiğini, yine ortak çocuklar için istenen iştirak nafakasının miktarının oldukça yüksek olduğunu ve davalının bu miktarı ödemesinin oldukça güç olduğunu, bu nedenlerle açılan davanın reddine, karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğin akıl hastası olduğu ve Of Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2012/493 Esas 2013/217 Karar sayılı kararı ile kısıtlandığı, akıl hastalığı hukuki sebebine dayalı bir dava bulunmadığı (TMK md. 165), akıl hastası olan erkeğin hareketleri iradi olmadığından, kendisine kusur yüklenemeyeceği, bu sebeple 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasına dayalı "evlilik birliğinin temelinden sarsılması" hukuki sebebine dayanılarak boşanmaya karar verilemeyeceği, bu kapsamda davalı erkeğin kısıtlandığı ve hareketleri iradi olmadığı gerekçesi ile davanın reddine, ziynet talebinin feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına süresinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; tarafların bir yıla yakındır ayrı yaşadıklarını, tekrar bir araya gelmelerinin mümkün olamayacağını, davalının akıl hastası olduğunu, vasisi olduğunu, vasisi ile gerçekleştirilen görüşme neticesinde evliliğin devamının mümkün olmadığının izah edildiğini, İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen hükmün hatalı olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılarak istinaf talepleri doğrultusunda boşanma davasının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, İlk Derece Mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, dolayısıyla kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili; temyiz dilekçesinde; tarafların ayrı yaşadığını, birliğin tekrar tesisinin mümkün olmadığını, evliliğe engel olmayan akıl hastalığının boşanmaya engel olmasının çelişkili olduğu, akıl hastalığı nedeni ile yaptığı eylemlerin bilinçsiz yapıldığı kabulünün kadını evliliğe mahkum etmek olduğunu, tarafların bir yıldır ayrı yaşadığını ve tekrar bir araya gelmelerinin mümkün olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadın tarafından açılan evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, akıl hastası erkeğe kusur izafe edilip edilmeyeceği, davanın reddi kararının doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 405 inci, 6 ncı,166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun ( 6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci, 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının davacıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.