Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5281 E. 2024/460 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı erkeğin açtığı boşanma davasında, evlilik birliğinin davalı kadından kaynaklanan nedenlerle temelinden sarsılıp sarsılmadığı ve tedbir nafakasının miktarı ile boşanma davasının reddinden sonra da devam edip etmeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece verilen tedbir nafakasının 4721 sayılı Kanun'un 169. maddesi uyarınca boşanma davası devam ettiği sürece geçici önlem niteliğinde olması ve davalı kadın tarafından bağımsız bir tedbir nafakası davası açılmamış olması gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1311 E., 2023/94 K.

DAVA TARİHİ : 25.10.2018

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 7. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/812 E., 2020/430 K.

Taraflar arasındaki davacı erkek tarafından açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; kadının ailesine karşı toplumun örf ve adetlerine uygun olmayan tutum ve davranışlarının kabul edilemez hal aldığını ve bu durumun tartışmalarına sebebiyet verdiğini, hasta olan anne ve babasına karşı ahlaki ve sosyal sorumluluğunun kadın tarafından anlayışla karşılanmadığı gibi kavga sebebi haline getirildiğini, tartışmalar sırasında seni tanıdığım güne lanet olsun diye beddualar ettiğini, beyninde tümör oluştuğunu ve kemoterapi tedavisi gördüğünü, vücudunda döküntüler oluştuğunu, hastalıkları sırasında eşinin destek olmadığını, iletişimsizlik nedeniyle birbirlerinden koptuklarını, ruhi ve duygusal ayrılığın fiziki ayrılığa dönüştüğünü, daha önce geçirdiği ameliyat nedeniyle çocuk sahibi olmasının güç olduğunu evlendikten sonra öğrendiğini ve güvenini sarstığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, babasını eve getirmesini, bir bakıcı tutmaları gerektiğini belirttiğini ancak, bunu kabul etmediğini, bu arada, evin yıkıma gitmesi anne ile oğlun babayı bakım evine yatırıp başka bir eve taşınması Türk örf ve adetleri açısından eleştirilip, itiraz edilebilecek bir durum olduğunu, sadece evin kirasını ödediğini, başına gelen bir kazada sonrası dizinde çoklu yaralanma meydana geldiğini, erkeğin bu dönemde eşine sahip çıkmadığını, tedavi sürecini ailesinin evinde geçirmek zorunda kaldığını, bir ay sonra eve döndüğünde ise erkeğin eşyalarını alıp evden ayrıldığını, sonra yine eve döndüğünü bu kez de yatakları ayırarak koltukta yatmaya başladığını, bir gün eşi ve tanımadığı iki adamın eşyaları toplayıp taşıdığını gördüğünü, sorduğunda beni anlamıyorsun ben annemsiz nefes alamıyorum, biraz ara verelim diyerek binadaki tüm konu komşunun önünde eşini terk ettiğini ileri sürerek davanın reddine, kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılan boşanma davasında davacı tanıklarının beyanları ve dosyaya sunulan belgelerin incelenmesinde; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalının kusurunun ispatlanamadığı gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, kadının kusurlarının ispatlandığını, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ileri sürerek kararın tümü yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının asgari ücretle yaşamaya çalıştığını, erkeğin gelirinin sadece belirlenen maaş olmadığını, tedbir nafakası konusunda bir düzenleme yapılmamasının hatalı olduğunu ileri sürerek kararın tedbir nafakası yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı erkek tanıklarının anlatımları davacı erkekten duyuma dayalı olduğu, evlilik birliğinin kadından kaynaklanan nedenlerle temelinden sarsıldığının kabulü için yeterli olmadığı, Mahkeme'nin de kabulünde olduğu gibi davalı kadının kusuru ispatlanamadığı; boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, malların yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorunda olduğu, kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesi doğru olduğu gibi miktarı makul olduğu gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf başvuru dilekçesini tekrarlamakla birlikte evlilik birliğinin kadının kusurlu davranışları nedeniyle sarsıldığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının tümü yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; davanın reddi kararının kesinleşmesi ile nafakanın sona ermesinin hatalı olduğunu, ayrı yaşayan eş yönünden tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının tedbir nafakası yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte davalı kadından kaynaklanan bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, tedbir nafakasının miktarı ve kararın kesinleşmesinden sonra da devam etmesine karar verilmesi gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesi,169 uncu maddesi. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle davalı kadın tarafından 4721 sayılı Kanun'un 197 nci maddesine göre açılan bağımsız tedbir nafakası davasının bulunmadığının, Mahkemece verilen tedbir kararının ise 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesinde yer alan boşanma ve ayrılık davalarında hakim tarafından davanın devamı süresince, gerekli olan özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, malların yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin alınması gereken geçici önlemlerden olan tedbir nafakası mahiyetinde olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklana sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

24.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.