"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1255 E., 2023/27 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü, yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 15. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2016/894 E., 2020/15 K.
Taraflar arasındaki boşanma ve nafaka davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının reddine, kadının tedbir nafakası ve boşanma davasının kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların fikren ve bedenen anlaşmadıklarını, kadının ilgisiz olduğunu, 2016 yılı Ramazan ayının 2. günü evden ayrıldığını ailesinin yanına gittiğini belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı- davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin kendisini memleketine gönderdiğini, sonra bır müddet aramadığını, 25.08.2016 tarihinde " eşyalarını hurdacıya veriyorum, ben burdan gidiyorum " diye masaj attığını, erkeğin sadakatsiz olduğunu belirterek, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince
boşanmalarına, 150.000,00 TL manevî, 200.000,00 TL maddî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davalı- davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; 4721 sayılı Kanun'un 197 ncı maddesi gereği 2.000,00 TL tedbir nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin dava dilekçesi ile dayandığı vakıları ıspat edemediğini, davalı erkeğin kadını 2016 yılı Haziran ayında Sivas'a göndererek İstanbul 'da başka bir kadınla yaşamaya başladığı, bu yüzden davacı kadının 4721 sayılı Kanun'un 197 ncı maddesi gereğince ayrı yaşama hakkına sahip olduğu, kadın lehine boşanmaya ilişkin davada verilen tedbir nafakasının tahsilinde tekerür olmamak kaydı ile önlem nafakasına hükmetmek gerektiği,erkeğin sadakat yükümüne aykırı davrandığı gerekçesi ile erkeğin boşanma ve fer'îlerine ilişkin davasının reddine, kadın lehine hükmedilen 750,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, ( bu dava ile birleşen davalarda hükmedilen tedbir nafakasının tahsilinde tekerrür olmamak kaydı ile ) kadının tedbir nafakasına dair davasının kısmen kabulü ile dava tarihi olan 27.12.2016 tarihinden geçerli olmak üzere mahkemece tedbiren hükmedilen aylık 1.300,00 TL nafakanın 28.11.2017 tarihine kadar bu miktar üzerinden bu tarihten itibaren de aylık 750,00 TL olarak kabulüne, kadının zina sebebiyle açmış olduğu boşanmaya dair davasında davacı tarafın bu konuda usulen açılmış bir davası olmadığından karar verilmesine yer olmadığına, kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı boşanmaya dair davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, kadının tedbir nafakasına dair talebinin kısmen kabulü ile tedbiren hükmedilen aylık 750,00 TL nafakanın karar kesinleşinceye kadar devamına, 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kusur tespiti, her iki dava ve fer'îleri yönlerinden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; tazminatlar ile nafaka miktarları, yoksulluk nafakası yönlerinden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; mahkemece gerekçeli kararın içeriğinde yoksulluk nafakasına karar verildiği yazıldığı halde kısa karar ve gerekçeli kararın hüküm fıkrasında bu konuda bir düzenleme yapılmaması suretiyle çelişki meydana geldiği, dava açılmakla tedbir nafakasına karar verileceği ilkesi söz konusu olduğundan tarafların mali ve sosyal durumları dikkate alınarak tedbir nafakasına karar verilmesi doğru olup miktarı da uygun olduğu, bu nafakanın boşanma hükmünün kesinleşmesi ile sona ermiş olduğu da gözetilerek davacı kadının yoksulluk nafakası talebi olmadığından Mahkemece bu talebin kısa karar ve gerekçeli kararın hüküm fıkrasında değerlendirilmemesi doğru olup yoksulluk nafakası takdirine yönelik gerekçenin de düzeltilerek buna ilişkin İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasına da yoksulluk nafakası konusunda karar verilmesine yer olmadığı ibaresinin eklenmesi gerektiği gerekçesi ile erkeğin kusur tespiti, her iki dava ve fer'ilerine yönelik istinaf talepleri ile kadının tazminatlar ile nafaka miktarlarına yönelik istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine, kadının yoksulluk nafakasına yönelik istinaf talebinin kabulü ile ilgili bendin kaldırılmasına, kadın lehine hükmedilen 750,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, ( bu dava ile birleşen davalarda hükmedilen tedbir nafakasının tahsilinde tekerrür olmamak kaydı ile ), kadının yoksulluk nafakası talebi olmadığından yoksulluk nafakası konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1-Davacı-davalı erkek vekili; kusur belirlemesi, tazmınatlar, tedbır nafakasıma hükmedilmesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2-Davalı-davacı kadın vekili; tazminatların ve tedbir nafakasının miktarı, yoksulluk nafakasına karar verilmemesi usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davalarda taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına tedbir nafakası ile tazminat şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı, yoksulluk nafakası hakkında verilen kararın doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı- davalı erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davalı-davacı kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddi, manevi tazminat miktarları yönünden kadın yararına BOZULMASINA,
2. Davacı-davalı erkek vekilinin tüm davalı-davacı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıdaki temyiz giderinin ...'ye yükletilmesine,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde yatıran ...'e iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,30.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.