Logo

2. Hukuk Dairesi2023/52 E. 2023/2749 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun belirlenmesi, nafaka ve tazminat taleplerinin hüküm altına alınıp alınmayacağı ve miktarları uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve dosyadaki tüm belgeler birlikte değerlendirilerek, taraflar arasındaki boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğunun tespiti, kadının yoksulluk nafakasına, maddi ve manevi tazminata hak kazandığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/671 E., 2022/1940 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 7. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/29 E., 2021/453 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1995 yılında evlendiklerini, bu evliliklerinden iki çocuklarının bulunduğunu, tarafların 20.08.2018 tarihinden beri fiilen ayrı yaşadıklarını, tarafların sıklıkla şiddeti geçimsizlik yaşadıklarını, kadının ev hanımı olduğunu ve çalışmadığını, evlilik hayatı boyunca evin bakımı ile ilgilenmediğini, çocukların bakımını ihmal ettiğini, ilerleyen zamanlarda dini bir tarikata üye olarak sıklıkla bu tarikatın faaliyetlerine katıldığını, evin düzenini ve müvekkilini tamamen ihmal ettiğini, bütün uyarmalarına rağmen bu dini tarikatın faaliyetlerine devam ettiğini, bunun sonucunda sık sık tartışmaların yaşandığını, evlilik birliğinin çekilmez bir hal aldığını, artık bir arada yaşamanın mümkün olmadığını belirterek davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, müvekkili için dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 5.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davalı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki hususların gerçeği yansıtmadığını, bu nedenlerle asıl davayı kabul etmediklerini, erkeğin hiçbir sebep yokken eşini ve çocuklarını terk ettiğini, daha sonra ise bayram ziyaretine gidiyoruz diyerek çocuklarla birlikte müvekkilini annesine bırakarak terk ettiğini, erkeğin müşterek hanedeki beyaz eşyalar ve özel eşyaların gizlice spotçulara ve ikinci elcilere satıldığını, erkek tarafından kötü niyetli olarak ve mal kaçırmak amacıyla müşterek evin akrabalarına devredildiğini, müvekkilinin iki çocuğuyla ortada kaldığını, erkeğin ağır kusurlu olduğunu, müvekkilinin hiçbir kusurunun olmadığını, üzerine düşen tüm görevleri yerine getirdiğini ileri sürerek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, müvekkili için aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 300.0000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kadına seni terk ediyorum, beni bir daha arama diye telefon ettiği, kadının eve döndüğünde evdeki eşyaların götürülmüş olduğu, eşyaların ikinci el spotçulara satıldığı, kadının bu eşyaların parasını ödeyerek geri almak zorunda kaldığı, ayrıca erkeğin aşırı ... bir hayat yaşadığı ve bu nedenle psikolojisinin bozuk olduğu, kadının ise yemek yapmayı sevmediği, en ufak bir sebepten dolayı tartıştığı, komşularıyla da geçimsiz olduğu, ayrıca dedikodu yaparak eşinin erkek kardeşinin evlenmesine mani olduğu, tarikata gittiği, kendi ailesi geldiğinde yemek yaptığı, eşinin ailesi ile ilgilenmediği, tüm bu nedenlerle erkeğin kadına oranla ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, kadın lehine aylık 750,00 TL tedbir nafakası ile 10.000,00 TL maddî ve 5.000,00 TL manevî tazminata, yasal şartları oluşmayan erkeğin manevî tazminat ve kadının yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; geçimsizliğe kadının sebep olduğunu, kadının tam kusurlu olduğunu, yargılama boyunca gerekli ekonomik sosyal durum araştırması yapılmadığını, aleyhe fahiş miktarda nafakaya hükmedildiğini, 2020 yılının Mayıs ayında emekli olabildiğini ve aylık 2.100,00 TL tutarında bir nafakanın yükümlüsü olduğunu, bu nafaka borçları nedeni emekli aylığının haczedildiğini, kadının ise 2019 yılından beri gelir getirici bir işte çalıştığını, davanın başından beri bağlanmış tedbir nafakası ve bu nafakanın miktarı, haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek kadının boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmolunan tazminatlar ve tedbir nafakası ile kendisinin manevî tazminat talebinin reddine yönelik istinaf talebinde bulunmuştur.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kadının gelir getirici bir işte çalıştığı gerekçesiyle yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiş ise de, sosyal ve ekonomik durum araştırması eksik yapıldığını, müvekkilin sürekli bir işi ve düzenli bir geliri olmadığını, yoksulluk nafakası yasal koşulları oluştuğu halde reddine karar verildiğini, erkeğin tam kusurlu olduğunu, hatta erkek yönünden eksik kusur değerlendirmesi yapıldığını kadının ispatlanan kusuru olmadığını, taraflarla ... zamandır görüşmeyen tanıkların beyanlarına itibar edilerek kadına kusur izafe edilmesinin hatalı olduğunu belirterek kusur tespiti, yoksulluk nafakası talebinin reddi, tazminatların miktarları ve İlk Derece Mahkemesinin 16.03.2021 tarihli ara kararına yönelik süresinde istinaf talebinde bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının evlilik birliğinin kendisine yüklediği yükümlülükleri ihmal ettiği, erkeğin ise eşine hitaben ben sizi terk ediyorum, beni arayıp sormayın, başka bir enayi bulun şeklinde sözler söylediği ve müşterek konuttaki eşyaları sattığı, bunun dışında taraflara başkaca bir kusur yüklenemeyeceği, gerçekleşen bu duruma göre; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin açıklanan bu kusurlu davranışlar nedeniyle kadına nazaran yine ağır kusurlu olduğu, kadının zaman zaman İŞKUR aracılığı ile geçici işlerde çalıştığı ve elde ettiği gelirin asgari ücret düzeyinin de altında olduğu, asgari ücret seviyesindeki gelirin dahi kişiyi yoksulluktan kurtarmayacağı, bu husus ve erkeğin dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumu ile hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, kadın lehine 4721 sayılı Kanun'un 175 ... maddesi uyarınca uygun miktarda yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile bu isteğin reddinin ... görülmediği, yine tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri ile tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, evliliğin süresi, mevcut ya da beklenen menfaatlerin kapsamı, manevî tazminata esas olan fiillerin ağırlığı ve hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde, hükmedilen maddî ve manevî tazminatın az olduğu yine, İlk Derece Mahkemesinin 16.03.2021 tarihli ara kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle kusur gerekçesinin düzeltilmesine, kadın lehine boşanmanın kesinleştiği tarihten geçerli olmak üzere aylık 750,00 TL yoksulluk nafakasına ve 50.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilerek tarafların kusur belirlemesi, kadının reddedilen yoksulluk nafakası talebi ve tazminat miktarları yönünden istinaf talebinin kabulüne, tarafların diğer istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kadının süre yönünden usule uygun olmayan istinaf dilekçesini esas alarak hüküm kurmasının hukuka açıkça aykırılık teşkil ettiğini, kadının gerekçeli karar tebliğ edilmeden istinaf dilekçesi sunduğunu, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden sonra da herhangi bir istinaf dilekçesi sunmamış olduğunu, istinaf dilekçesinin usulen reddedilmesi gerektiğini, kadının tam kusurlu olduğunu, tam kusurlu eş yararına nafaka ve tazminata hükmedilemeyeceğini belirterek kusur belirlemesi, kadının kabul edilen davası, kadın lehine hükmedilen nafakalar ve tazminatlar yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili katılma yoluyla temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf başvuru dilekçesini tekrarla erkeğin istinaf talebinin sürede olmadığını, nafaka ve tazminat miktarlarının yetersiz olduğunu, kusuru olmadığını belirterek kadın lehine takdir edilen nafaka miktarı, kusur dağılımı, maddî ve manevî tazminat miktarı yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davalarında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, nafakalar ve tazminatlar ile miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 ... maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 ... maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

30.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.