"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1169 E., 2023/255 K.
DAVA TARİHİ : 13.07.2020
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziantep 7. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/383 E., 2022/130 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı açılan boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın ve fer'îlerinin kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı vekili dava dilekçesinde; kadının erkeği istemediğini, cinsel birlikteliğin olmadığını, evi terk ettiğini, erkek kardeşinin borçlarından dolayı giderken ziynet eşyalarını yanında götürdüğünü, hakaret ettiğini ve erkeğin ailesini istemediğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; tarafların ayrı bir ortak konutunun bulunmadığını, erkeğin hakaret ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, erkeğin ailesinin hakaret ve fiziksel şiddetine karşı sessiz kaldığını, kadını eş olarak görmediğini, hizmetçi olarak gördüğünü, çocuklarının olmadığını erkeğin tedaviye yanaşmadığını savunarak ve iddia ederek asıl davanın reddine 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, lehine 2.000,00 TL tedbir nafakasına karar verilmesini, kararın kesinleşmesi halinde nafakanın yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmesini, 250.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminatın davacı-davalıdan alınarak davalı-davacı tarafa verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalının sürekli olarak davacı-davalıyı istemediğini söyleyip yine istemediğini söyleyerek evden ayrıldığının sabit olduğu, bir kısım tanık beyanlarının davacı-davalıdan duyuma dayalı, soyut genel ifadeler ya da dava dilekçesi ile ileri sürülmeyen olaylara ilişkin olduğu ve kusur değerlendirmesinde esas alınmadığı, davalı tanıkları beyanlarında ise davacı-davalıya kusur olarak izafe edilecek bizzat görgüye dayalı anlatımlarının olmadığı, davalı-davacının sabit görülen davranışı ile evlilik birliğinin yüklediği yükümlülükler bakımından tam kusurlu olduğu, tarafların bağımsız konutunun bulunduğu, SGK müzekkere cevapları gereği erkeğin hastaneye başvurduğu ,erkeğin ailesinin kadına iftira attığının ispat edilemediği gerekçesi ile karşı davanın reddine, 300,00 TL tedbir nafakasının devamına, asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, 5.000,00 TL maddî tazminat ile 5.000,00 TL manevî tazminatın davalı-davacı kadından alınarak davacı davalı erkeğe verilmesine karar vermiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili ve istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; tanık beyanlarının görgüye dayalı bilgisinin bulunmadığını, iddialarının gerekçeli olarak değerlendirilmediğini, sosyal ekonomik durum araştırmalarının yetersiz olduğunu, hükmedilen tazminat miktarlarının fazla olduğunu, tanık beyanlarının çelişkili olduğunu, ortak konutun bulunmadığını, yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiğini ve erkeğin nişanlandığını belirterek, her iki dava yönünden Mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı-davacının İlk Derece Mahkemesince kabul edilen kusurlarının gerçekleştiği, davacı-davalının ispatlanmış bir kusurunun bulunmadığı, boşanmaya neden olan olaylarda davalı-davacının tam kusurlu olduğu, gerçekleşen kusur durumuna göre asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine ilişkin kararın ve gerekçesinin doğru olduğu, Kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, evlilik süresi, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına ve günün ekonomik koşullarına göre, İlk Derece Mahkemesince davacı-davalı lehine takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarlarınn makul olduğu, her ne kadar istinaf incelemesinde davacı-davalının nişanlandığı iddia edilmiş ise de bu husus ayrı bir davanın konusunu oluşturduğu gerekçesi ile istinaf istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili özetle; tanık beyanlarının görgüye dayalı bilgisinin bulunmadığını, iddialarının gerekçeli olarak değerlendirilmediğini, sosyal ekonomik durum araştırmalarının yetersiz olduğunu, hükmedilen tazminat miktarlarının fazla olduğunu, tanık beyanlarının çelişkili olduğunu, ortak konutun bulunmadığını, yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiğini ve erkeğin nişanlandığını ileri sürerek her iki dava yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı açılan boşanma ve fer'îlere ilişkin davalarda taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, asıl davanın kabulünün ve karşı davanın reddinin yerinde olup olmadığı, kadın yararına maddî tazminat ve manevî tazminata hükmedilme şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, yoksulluk nafakası kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Taraflar arasında görülen evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı olarak karşılıklı açılan boşanma davalarının yapılan yargılaması sonunda; İlk Derece Mahkemesince asıl davanın ve fer'îlerinin kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir. Hükme karşı davalı-davacı kadın vekili tarafından kabul edilen asıl dava ve fer'îleri ile reddedilen karşı davası yönünden istinaf yoluna başvurulmuş; Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir. Hüküm davalı-davacı kadın vekili tarafından kabul edilen asıl dava ve fer'îleri ile reddedilen karşı dava yönünden temyiz edilmiştir.
2.Yapılan incelemede taraflar arasında Gaziantep 7. Aile Mahkemesi'nin 2023/625 Esas sayılı dosyasına kayden boşanma davası açılmış olduğu görülmüştür.
3.6100 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasına göre, davalar arasında bağlantı bulunması durumunda, davaların birleştirilmesine karar verilir. Aynı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrasına göre, davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda bağlantı var sayılır.
4.Boşanma davalarında tarafların kusurlarının belirlenmesi, boşanmanın eki niteliğinde bulunan maddî ve manevî tazminat, yoksulluk nafakası gibi taleplerin sağlıklı değerlendirilerek doğru karar verilebilmesi, bu davaların birlikte görülmesi ve delillerin birlikle değerlendirilmesiyle mümkündür. Her iki boşanma davası arasında bağlantı bulunduğundan, davaların birleştirilerek görülmek suretiyle esas hakkında hüküm kurulması için, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesinin kararının bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple,
1.Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesinin kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.