"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1290 E., 2023/238 K.
DAVA TARİHİ : 08.07.2020
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziantep 8. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/379 E., 2022/176 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 02.05.2017 tarihinde evlenmiş olup çocukları bulunmadığını, davacı erkeğin ileri derecede işitme kaybı nedeniyle işitme ve konuşma engelli ve bu nedenle %55 oranında sürekli özürlü olduğunu, davacı erkeğin davalıdan 17 yaş büyük olan davalı kadınla evlenmesinin amacı; yeterli olgunluğa ve anlayışa sahip olacağını düşünmesi olduğunu, davalı kadın eşine karşı ilgisiz ve sorumsuz davrandığını, davalı kadının evi terk etme sebebinin ne olduğunu anlamaya çalışmış şayet bir sorun varsa çözüm bulmak istediklerini bildirmiş ise de davacı müvekkilimin tüm çabaları karşılıksız kaldığını, taraflar evlilik birliğinin kurulmasının ardından bir yıldan daha az bir süre birlikte yaşamış olup davalı, davacı eşine karşı sorumluluklarını yerine getirmediğini, davalı taraf ne davacı müvekkilime karşı nede müvekkilimin ailesine karşı bir aidiyet duygusu geliştiremediğini, kadının kendisini terk ettiğini beyanla tarafların boşanmalarına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda hiç bir kusuru olmayan davacı müvekkilim lehine 30.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddi gerektiğini, iddiaların yersiz olduğunu, davalının, davacının kendisinden yaşça küçük olduğunu bilerek ve bu durumu kabullenerek evlendiğini, aynı şekilde davacı yan da müvekkilin yaşça büyük olduğunu bilerek müvekkille evlendiğini, davacı yan, müvekkilin evi terk ettiğini, annesinin rahatsızlığından dolayı köye gitmiş annesi yaşlı olduğundan bir süre ona bakmak istemiş ancak hemen akabinde davacı tarafça eşyaları gönderilmiş olup henüz ne olduğunu anlamadan davacı ve ailesi boşanmak istedikleri yönünde haberler göndermeye başladıklarını, boşanmak istemediğini, yükümlülüklerini yerine getirdiğini belirterek davanın reddine, davacı yanın maddî tazminat ve manevî tazminat yönündeki taleplerinin reddine, dava tarihinden itibaren müvekkil için aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak müvekkile verilmesine, bu nafakanın dava sonunda yoksulluk nafakası olarak devamına, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekmektiği, davacı, davalının evi terk ettiği iddiasında bulunduğunu, oysa dinlenen davacı tanığının beyanları incelendiğinde; bu tanıkların sözlerinin bir kısmının temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olduğu, bir kısım beyanın ise görgüye dayalı bilgilerinin bulunmadığı ve bir kısmı ise de, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibaret olduğunu, bazı tanık beyanının ise görgüye dayalı bilgileri olmamakla birlikte davacı erkekten duyduklarını aktarmış olup aktarma beyanlarının görgüye dayalı olmaması nedeniyle hükme esas alınması mümkün olmadığını, affedilen ve hoşgörüyle karşılanan olaylar taraflara kusur olarak yüklenemeyeceğini, özellikle davalı kadının bağımsız konutta oturma isteğine rağmen davacı erkeğin asgari yaşam olanaklarına sahip bir konutta oturma konusundaki davalının bu isteğini karşılamada yeterli çabayı sarf etmediğini, eşini kendi ailesiyle birlikte oturmaya zorladığını ve davalının kusurunun ise ispat edilemediğini belirterek ispat edilemeyen davanın reddine, davalı kadının tedbir nafakası talebinin kısmen kabulü ile dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere davalı kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakası ile belirlenen aylık 300,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı erkek istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın kabülüne karar verilmesi istemiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı erkek temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek ve kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; boşanma, kusur belirlemesi, eksik inceleme yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olacak nitelikte ve ortak hayatın devamına imkan vermeyecek derecede davalı kadından kaynaklanan bir geçimsizlik ispat edilip edilmediği, kusur belirlemesi ve buna bağlı olarak davanın reddine karar verilmesinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekilininin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.