Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5348 E. 2024/2055 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadın tarafından açılan boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylar, kusur durumu ve fer'i sonuçlarının belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ve hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu değerlendirilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1650 E., 2023/282 K.

DAVA TARİHİ : 09.07.2021

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Göksun Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2021/248 E., 2022/144 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 09.03.1999 tarihinde evlendiklerini, bu evliliklerinden ortak üç çocuklarının bulunduğunu, taraflar arasında anlaşmazlığın evliliklerinin ilk gününden bu güne kadar devam ettiğini ve anlaşmazlığın davalı tarafından kaynaklandığını, davalının müvekkilini tartakladığı ve müvekkiline vurduğunu, davalı tarafın müvekkiline aşağılayıcı sözler sarf ettiğini, davalının müvekkiline karşı sürekli baskıcı, tehdit, hakaret ve şiddete varan boyutlarda eylemlerde bulunduğunu, davalının başka kadınlarla gayri resmi birlikteliğinin olduğunu, çocukları ile ilgilenmeyen aile yükümlülüklerinin hiçbirini yerine getirmeyen biri olduğunu, çalışması için zorladığını bunun üzerine müvekkilinin oturdukları yerdeki apartmanın merdivenlerini sildiği, kapıcılık yaptığı, evlerde temizliklere gittiğini, kalorifer yaktığını, buralardan kazandığı paralara dahi el koyduğunu, bu nedenlerle tarafların boşanmalarına, davalının taşınır ve taşınmazlarına tedbir konulmasına, ortak çocuklarının dava süresince müvekkiline, boşanmadan sonra ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesini, müvekkili için 1000,00 TL, ortak çocuk için 1000,00 TL olmak üzere tedbir nafakasına, boşanmadan sonra nafakanın yoksulluk ve iştirak nafakası olarak devamına, müvekkili lehine 50.000,00 TL maddî tazminat ile 50.000,00 TL manevî tazminatın dava tarihinden işleyecek faizi ile birlikte davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaların asılsız olduğunu, tarafların 09.03.1999 tarihinde evlendiklerini, müvekkilinin davacıyı tartakladığı ve vurduğu beyanlarının gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinden kaynaklanan bir anlaşmazlığın olmadığını, dava dilekçesindeki beyanların bazı maddelerinde çelişkili olduğunu, müvekkilinin evliliklerinin ilk gününden bu yana sadakat yükümlülüğüne aykırı bir davranışta bulunmadığını, müvekkilinin kendini eşine ve çocuklarına adadığını, davacının müvekkilini sürekli olarak kıskandığını, müvekkilinin sorumsuz olduğundan bahsedildiğini ancak buna bu zamana kadar göz yummanın ne davacı için nede çocukları için mümkün olmadığını, müvekkilinin davacıya çalışması için herhangi bir baskı kurmadığını, davacının kendi isteği ve rızası ile çalıştığını, Kahramanmaraş'da alınan evi müvekkilinin aldığını, açıklanan bu nedenlerle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, boşanma kararı verildiğinde ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesini, müvekkili lehine 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının, davacıya karşı hakaret ve fiziksel şiddet eylemleri, güven sarsıcı davranışta bulunarak sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, tüm bu hususların tanık anlatımlarıyla desteklenmesi de göz önünde bulundurulduğunda davalı erkek tam kusurlu bulunmuş olup, evlilik birliğinin temelinden sarsılması ve ortak hayatın çekilmez hal alması nedenleri ile davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin davacı anneye verilmesine, baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, tedbir ve iştirak nafakasının kısmen kabulü ile ortak çocuk yararına aylık 200,00 TL tedbir nafakasının tahsilde tekerrür oluşturmayacak şekilde dava tarihinden karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştikten sonra nafakanın aylık 450,00 TL iştirak nafakası olarak devamına, davalıdan alınarak ortak çocuk yararına kullanılmak üzere davacı anneye ödenmesine, davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, davacı kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından dava tarihinden geçerli olmak üzere davacı kadın için aylık takdiren 250,00 TL nafakanın boşanma kararının kesinleşmesine kadar tedbir, boşanma kararının kesinlemesinden sonra nafakanın takdiren aylık 550,00 TL yoksulluk nafakası olarak devamına, davacının maddî tazminat talebinin kısmen kabul ile 7.500,00 TL maddî tazminatın kararın kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı kadına verilmesine, davalının davacıya yönelik kişilik haklarına saldırı mahiyetinde eylemleri bulunduğu, anlaşıldığından davacının manevî tazminat talebinin kısmen kabulü ile 7.500,00 TL manevî tazminatın kararın kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı kadına verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere boşanmaya sebep olan olaylarda davalı kusurlu olduğundan davalının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesi istemiyle tüm yönlerden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve esas yönünden uygun olduğu anlaşılmakla istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek ve kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu davanın reddi gerektiğini beyanla; boşanma hükmü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, velâyet düzenlemesi, ve eksik inceleme yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadın tarafından açılan boşanma davasında evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsılıp sarsılmadığı, sarsılmış ise kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı, eksik inceleme bulunup bulunmadığı, davanın kabulü, kusur belirlemesi, nafakalar, tazminatlar ve velayet düzenlemesi noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 330 uncu maddesi, 335 inci vd. maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.