Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5355 E. 2024/3876 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, kadına hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının yeterli olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ve ihlal edilen kişilik hakları nazara alınarak, hükmedilen tazminat miktarlarının hakkaniyete uygun olmadığı ve az olduğu değerlendirilerek, bozma kapsamı dışında kalan diğer hususların ise onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1818 E., 2023/303 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 16. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/213 E., 2020/398 K.

Taraflar arasındaki kadın tarafından açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 162 nci ve 166 ncı maddesi gereğince reddine, 4721 sayılı Kanun’un 161 inci maddesi gereğince kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir. Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak eksiklikler giderilmek üzere Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın 4721 sayılı Kanun’un 162 nci ve 166 ncı maddesi gereğince reddine, 4721 sayılı Kanun’un 161 inci maddesi gereğince kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin işini bahane ederek eve bazı geceler çok geç, bazı geceler ise hiç gelmediğini, nüfus kaydından eşinin başka bir kadından iki tane çocuğu olduğunu öğrendiğini, bu kadınla olan ikametgahlarında komşuların dahi onları evli olarak bildiğini, davacıdan gizli yine bu kadın adına Karabağlar'da işyeri açtığını, bu süreçte davalının durumu kabullendirmek için baskı yaptığını, hakaret ettiğini ve fiziksel şiddet uyguladığını ve yaklaşık iki hafta öncede ortak haneyi terk ettiğini davacının bu yaşadıkları nedeniyle intihara teşebbüs ettiğini iddia ederek 4721 sayılı Kanun'un 161 inci, 162 inci ve 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 5.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 500.000,00 TL maddî, 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; kadının eş olarak sorumluluklarını yerine getirmediğini, geç yatıp, geç kalktığını, evde yemek yapmadığını, evin tertip düzeni ile ilgilenmediğini, sürekli maddî beklenti içinde olduğunu, hesapsızca harcama yaptığını, aşağıladığını, .... ile olan ilişkisinden olma çocuklarını 2011 yılında öğrendiğini, erkek boşanmak istediğinde ise "boşanırsa intihar edeceğini söyleyerek davalıyı tehdit ettiğini, tavuk gibi erkenden uyuyorsun diyerek hakaret ettiğini, evlenmeden önce sigara içmediğini söyleyerek davalıyı kandırdığını, günde bir paket sigara içtiğini, kadının çocuklarının annesi ....'un evine giderek ziyaret ettiğini, gündelik yaşamına devam ettiğini, hatta bu kadından olma erkek çocuk için bunu ben büyüteyim, bu çocuk benim olsun şeklinde beyanlarda bulunduğunu, bu ilişkiden 2011 yılından beri haberdar olmasına rağmen evliliği devam ettirdiğini, kadının panik-atak hastası olup intihara teşebbüs ettiği iddiasının doğru olmadığını, davalıya ait şirketten düzenli olarak maaş aldığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

.... İlk Derece Mahkemesi’nin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesi’nin 12.04.2018 tarih ve 2016/507 Esas, 2018/267 Karar sayılı kararı ile, erkeğin .... isimli kadından olma 28.10.2011 ve 09.08.2013 doğumlu çocuklarının olduğu, bu çocukları kendi nüfusuna kaydettirdiği, .... isimli kadının da soyismini Koptur olarak değiştirdiği, bu hali ile erkeğin uzun süredir başka bir kadınla ilişkisinin olduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu; her ne kadar davacı kadın vekili tarafından 4721 sayılı Kanun’un 161 inci, 162 nci ve 166 ncı maddelerinde yer alan 3 ayrı boşanma sebebine dayanılmış ise de tek dava harcı yatırıldığından 4721 sayılı Kanun’un 161 inci maddesi gereğince zina sebebine dayalı boşanma davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, 162 nci ve 166 ncı maddelerine dayalı müstakil dava olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, dava tarihinden geçerli olmak üzere kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve 2.500,00 TL yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesi’nin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili, hak düşürücü sürenin geçtiğini, karar verilmesine yer olmadığına karar verilen talepler yönünden ve reddedilen tazminat nedeniyle vekâlet ücretine karar verilmemesi, tazminat ve nafaka miktarları yönünden; davacı kadın vekili ise katılma yoluyla davanın birden fazla hukuksal sebebe dayalı tek boşanma davası olduğunu, ayrı harca tabi olmadığını, diğer sebepler yönünden de talebinin kabul edilmesinin gerektiği, tazminat ve nafakalar ile miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2. Bölge Adliye Mahkemesi’nin 27.03.2020 tarih ve 2018/1170 Esas, 2020/431 Karar sayılı kararı ile birbiriyle çelişmeyen birden fazla hukuki sebebe dayalı olarak boşanma davası ikame olunabileceği, boşanma davalarının aynı dava içinde birden fazla sebeple açılması mümkün olduğu, somut olayda davacı kadının zina ve hayata kast ve pek fena muamele hukuksal sebebi ve genel boşanma sebebine dayanarak boşanma davası açmış olduğu, bu durumda Mahkemece davacı kadının ileri sürdüğü her boşanma sebebinin bulunup bulunmadığını belirlenmeli ve sonucuna göre karar verilmesinin gerektiği; dava dilekçesinde maddî ve manevî tazminata yasal faiz uygulanmasını talep ettiği ancak bu hususta olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (...) bendinin üç numaralı alt bendi gereğince tarafların istinaf başvurusunun kabulü ile, esası incelenmeden İlk Derece Mahkemesince verilen zina nedeniyle boşanma ve buna bağlı harç,yargılama gideri ve vekâlet ücretine ilişkin hüküm fıkraları aleyhine, taraflarca istinaf yoluna başvurulmadığından bu hususlarda yeniden karar verilmesine yer olmadığına, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına, açıklandığı şekilde davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma nedenine göre, tarafların sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesi’nin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesi’ni yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin .... isimli kadından olma 28.10.2011 ve 09.08.2013 doğumlu çocuklarının olduğu, bu çocukları kendi nüfusuna kaydettirdiği, .... isimli kadının da soyismini Koptur olarak değiştirdiği, bu hali ile erkeğin uzun süredir başka bir kadınla ilişkisinin olduğu, davalı tarafça her ne kadar davacının bu birliktelikten haberdar olduğu iddia edilmiş ise de, bu durumun hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, aradan geçen 7 yıllık süre zarfında davacı tarafından boşanma davası açılmadığını, açılan boşanma davasının da temel nedeninin davalının başka kadınla olan ilişkisi olarak belirtildiğini, bu birlikteliği ve çocukları bilerek evlilik birliğini devam ettiriyor olsa idi bu aşamada neden boşanma davası açıldığına dair davalı tarafın savunması olmadığı gibi farklı bir durumda dosyaya beyan edilip ispat edilmediği, bu hali ile davalının ağır kusurlu hareketleri nedeniyle tarafların evlilik birliğinin devamının eşlerden beklenemeyecek derecede temelinden sarsıldığı; 4721 sayılı Kanun’un 162 nci ve 166 ncı imaddeleri gereğince açılan davaların ispat edilemediği gerekçesi ile kadının 4721 sayılı Kanun’un 162 nci ve 166 ncı maddelerine dayalı boşanma taleplerinin reddine, 161 nci maddesi gereğince davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, aylık 1.000,00 TL tedbir ve 2.500,00 TL yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

.... İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri

1. Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin hakaret ve şiddetinin de ispatlandığını, diğer sebeplere bağlı taleplerinin de kabulüne karar verilmesinin gerektiğini, tazminat ve nafaka miktarlarının az olduğunu ileri sürerek kararın, reddedilen diğer boşanma talepleri ile tazminat ve nafaka miktarları yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; yeterince inceleme ve araştırma yapılmadığını, eksik inceleme ile hüküm tesis edildiğini başka bir kadınla ilişki olduğunu ve bu birliktelikten iki tane çocuğunun olduğunun davacı tarafından en başından beri bilinmekte olduğunu, reddedilen davalar ve tazminatlar yönünden vekalet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu, tazminat ve nafaka miktarlarının yüksek olduğunu ileri sürerek kararın tazminat ve nafakalar ile vekâlet ücreti yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince verilen zina nedeniyle boşanma ve buna bağlı harç, yargılama gideri ve vekâlet ücretine ilişkin hüküm fıkraları aleyhine, taraflarca istinaf yoluna başvurulmadığı, gönderme kararından sonra bu yönden yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin gerektiği; yeniden karar verilmesine yer olmayan konuda harç,yargılama gideri ile vekâlet ücretine de son karar ile yeniden karar verilmesinin doğru olmadığı; erkeğin zina hukuksal sebebe dayanan boşanma kararına yönelik istinaf başvurusunun kesinleşen yön olması nedeniyle dilekçesinin reddine; erkeğin zina eyleminin 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi kapsamında aynı zamanda evlilik birliğinin temelinden sarsmaya yeterli vakıa olduğu, ancak ilk karardan sonra istinaf edilmeyerek 4721 sayılı Kanun’un 161 nci maddesi gereğince verilen boşanma hükmünün kesinleştiği, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma talebinin konusuz kaldığı; pek fena muamele ve onur kırıcı davranış sebebine dayalı boşanma isteminde ise dosya kapsamındaki kanıtlara göre bu boşanma sebebinin kanıtlanmadığına ilişkin İlk Derece Mahkemesince kararda yazılı olduğu şekilde karar verilmesinde bir yanlışlık olmadığı; birden fazla hukuksal sebebe dayalı olarak açılan boşanma davasında taleplerden bazılarının reddine karar verilmesinin davanın kabulüne karar verildiği gerçeğini değiştirmediği, bu nedenle ayrıca vekâlet ücretini gerektirmediği; boşanma davalarında davanın kabul veya reddine göre vekâlet ücretine hükmedilmesinin gerektiği, boşanmanın fer'î nitelikli taleplerinin kısmen kabul ve reddine karar verilmesinin bu durumu değiştirmediğini; tarafların ekonomik durumları, kusurun niteliği, mevcut ve beklenen menfaatin zarar görmesi, belirlenen kusurların aynı zamanda kadının kişilik haklarını ihlal ettiği, kadın yararına tazminat koşullarının oluştuğu, ancak miktarlarının az olduğu; tazminatlara ilişkin faiz hükmünün kesinleşmeden itibaren uygulanmasının gerektiği; dosya kapsamından kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceğinin anlaşıldığı, ağır ya da tam kusurlu olmadığı, kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin isabetli ancak miktarının az olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle hükmün “1.”bendinin kaldırılarak yerine “İlk derece mahkemesince verilen zina nedeniyle boşanma ve buna bağlı harç,yargılama gideri ve vekâlet ücretine ilişkin hüküm fıkraları aleyhine, önceki hükümde taraflarca istinaf yoluna başvurulmadığından bu hususlarda "YENİDEN KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA," yazılmasına, vekalet ücretine ilişkin “9.” bendin hükümden çıkarılmasına, davacı kadın vekilinin evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasının reddine ilişkin hüküm kısmının kaldırılarak yerine evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, davalı erkek vekili tarafından zina hukuki sebebine dayalı açılan boşanma davasının reddine yönelik istinaf dilekçesinin kesinlikten reddine, kadın yararına aylık 5.000,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata; tarafların diğer itirazlarına konu istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin birinci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

.... Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle;erkeğin zinasının sabit olduğunu, belirlenen tazminat miktarlarının az olduğunu, tazminatlara ilişkin faizin dava tarihinden itibaren başlamasının gerektiğini, boşanma hükmünün kesinleşme tarihinin tespit edilmesinin gerektiğini, maddî tazminatın yazımdan kaynaklı yerinde düzeltilebilir maddi hata olduğundan düzeltilmesinin gerektiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının tazminat ve nafaka miktarları ile faiz başlangıç tarihi yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; erkeğin çocukları olduğunu hak düşürücü süre öncesinde öğrendiğini, zina nedenli davanın reddi gerektiğini, kadın yararına tazminat ve nafaka koşullarının oluşmadığını, miktarlarının yüksek olduğunu, reddedilen yönlerden vekâlet ücreti verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın belirtilen yönlerden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, tazminat ve nafaka koşullarının kadın yararına oluşup oluşmadığı ile tazminat ve nafaka miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı, tazminata uygulanacak faizin başlangıç tarihinin ne zamandan itibaren başlamasının gerektiği ve vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 174 üncü ve 175 inci maddeleri. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 Sayılı Kanun) 50 nci ve 51 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalanı temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat miktarı azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda (2) numaralı paragraflarda belirtildiği üzere davacı kadın yararına hükmedilen tazminat miktarları yönünden BOZULMASINA,

2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin diğer temyiz tirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran davacıya iadesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,27.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.