"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/646 E., 2022/1013 K.
KARAR : Dava kabul
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davalarından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece kadın yararına maddî ve manevî tazminatlara, kadının yoksulluk nafakası isteminin reddine, tedbir nafakası kararının da karar tarihi itibariyle kaldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı- davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin hiçbir işte çalışmadığını, müvekkilinin geliri ile geçimini sağladıklarını, sadakatsiz olduğu, müvekkilinden habersiz şirket kurduğunu belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde ileri sürülen iddiaların hiç birisinin doğru olmadığını davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; tarafların arasında kültürel uyumsuzluk olduğunu, davalı kadının başına buyruk yaşamaya başladığını, davacıya küfür ve tehditlerde bulunduğunu, saygısız tavırları olduğunu, küçük düşürdüğünü, şiddet uyguladığını, işi nedeniyle ...'de bulunan kocasının yanına gelmeyi reddettiğini, birkaç kez işyerine gelip hakaret ettiğini belirterek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, 27.06.2016 tarihli, 2014/1389 Esas ve 2016/857 Karar sayılı ilamıyla; davalı erkeğin sadakat yükümlülüğüne uymayan güven sarsıcı hallerinin bulunduğu, davacı kadının da davalı erkeğe ve ailesine küfür ettiği, davalı erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın ve birleşen davanın 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası gereğince boşanmalarına, kadın lehine 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata, 05.04.2016 tarihli ara kararla verilen tedbir nafakasının kesinleşmeye dek devamına, kadının koşulları bulunmayan yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili tarafından kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 2016/24449 Esas ve 2018/11087 Karar sayılı ilamıyla davalı-davacı erkeğin dinlenmeyen tanıklarından ... hakkında beyanının tespiti için bulunduğu yer mahkemesine talimat yazıldıktan, diğer tanık ...'ın ise usulüne uygun şekilde çağrılarak dinlenildikten ve neticeten tarafların tüm delilleri birlikte değerlendirildikten sonra hasıl olacak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken açıklanan yönlerde işlem yapılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamış, hükmün bozulmasına dair karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemece 17.12.2021 tarihli, 2019/52 Esas ve 2021/979 Karar sayılı ilamı ile erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışları nedeniyle ağır kusurlu olduğu, kadının ise; davalının ailesine ve eşine hakaret etmek ve ortak konuta bazen geç saatlerde gelmek suretiyle güven sarsıcı davranışlar sergilediği gerekçesi ile boşanma hususunda ilam kesinleştiğinden karar verilmesine yer olmadığına, 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL maddî tazminatın davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, yoksulluk nafakası isteminin reddine, tedbir nafakası kararının da bu karar tarihi itibariyle kaldırılmasına dair karar verilmiş, karara karşı süresi içinde davalı-davacı erkek tarafından kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, eksik inceleme ve mazeret dilekçesinin reddi yönünden temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Dairenin 2022/4254 Esas ve 2022/5801 Karar sayılı ilamıyla Mahkemece sözlü yargılama için ayrı gün tayin ederek tarafları davet etmek ve sonucu uyarınca karar vermek gerekirken bu hususlara riayet edilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğu şeklinde belirtilerek temyiz edilen hükmün gösterilen sebeplerle bozulmasına dair karar vermiştir.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışları nedeniyle ağır kusurlu olduğu, kadının ise; davalının ailesine ve eşine hakaret etmek ve ortak konuta bazen geç saatlerde gelmek suretiyle güven sarsıcı davranışlar sergilediği gerekçesiyle boşanma hususunda ilam kesinleştiğinden karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminatın davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, kadının yoksulluk nafakası isteminin reddine, tedbir nafakası kararının da bu karar tarihi itibariyle kaldırılmasına, karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı- davacı erkek vekili; erkeğin sadakatsizliğin ispatlanmadığı, kadının sadakatsiz olduğunun tanık beyanları ile sabit olduğu, fakat bu durum yerel mahkemece değerlendirilmediği, açıklanan sebeplerle davanın reddi gerekirken kabul edilmesi usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davada kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, buna bağlı olarak kadının boşanma davasının ve fer'î taleplerinin kabulü kararının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Mahkeme kararının ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine ,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
12.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.