"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1664 E., 2022/1983 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 8. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/867 E., 2022/321 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı açılan boşanma davaları ile ziynet ve çeyiz eşyası alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının birleşen boşanma ve erkeğin birleşen boşanmaya karşı açtığı boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, boşanmanın fer'îlerine, kadının ziynet ve çeyiz eşyası alacağı davasının kabulüne karar verilmiştir. Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine; Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kabulü ile hükmün kaldırılarak kararda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kadının birleşen boşanma ve erkeğin birleşen boşanma davasına karşı açtığı boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, boşanmanın fer'îlerine, ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne ve çeyiz eşyası talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.... erkek dava dilekçesinde; tarafların dilekçe ekinde yer alan protokol uyarınca anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.... erkek 06.02.2019 tarihli dilekçesi ile anlaşmalı boşanma davasından feragat etmiştir.
3.... erkek birleşen davada açılan karşı dava dilekçesinde; kadının eşini istemediğini, başkasını sevdiğini ve ondan tiksindiğini söylediğini, eşini aşağıladığını, yalanlar söylediğini, taraflar arasındaki ceza kovuşturmasına konu olayın sebebinin kadının erkeğin kardeşinin parasını çalması olduğunu, bu konuda ikrarı olduğunu, ceza yargılamasına konu olay sonrası tarafların barıştığını, kadının evlilik sorumluluklarını yerine getiremediğini, çocuğa bakamadığını, cinsellikten kaçındığını, kardeşinin sıkça ortak konuta geldiğini ve ziynet eşyalarının taraflar birkaç aylık evli iken kadının çantasının çalınması ile çalındığını iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine ve erkek yararına 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava ve erkeğin karşı davasına cevap dilekçesinde; erkeğin kadını ailesi ile yaşamaya mecbur bıraktığını, bir süre aile ile yaşandıktan sonra ayrı eve çıkıldığını, ailenin müdahale, hakaret ve fiziksel şiddetlerine sessiz kaldığını, eşine fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret edip aşağıladığını, başkası ile evleneceğini söylediğini, güven sarsıcı davranışları olduğunu, birlik görevlerini yerine getirmediğini, ihtiyaçları karşılamadığını, eşinin evden çıkmasına izin vermediğini, sürekli kovduğunu, düğünde takılan ziynetlerin erkeğin ailesi tarafından alındığını, kadının takıları hiç görmediğini, kadının çalınan takısının ailesinin verdiği sekiz adet altını tümleterek yaptığı bir kolye olduğunu iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakalara TEFE-TÜFE oranında artışa ve kadın yararına 150.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini, 7 adet ... burması bilezik, 1 adet set, küpeler, yüzükler ve diğer takıların aynen iadesine, aynen iadesinin mümkün olmaması halinde yasal faizi ile birlikte, fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 500,00 TL bedelinin iadesine ve çeyiz eşyalarının aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde yasal faiz ile birlikte, fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 500,00 TL bedelinin iadesine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili dilekçe sunarak ziynet ve çeyiz alacağı davasındaki taleplerini açıklamış ve eşyaların 22 ayar, içinde 1 adet kolye, 2 adet küpe ve 1 adet taşlı yüzük olan, 65 gram 1 adet set ve her biri 14 ayar ve 22 gram 7 adet fantezi bilezikten oluştuğunu belirtmiştir.
3.Davalı-davacı kadın vekili 09.03.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile talep edilen ziynet eşyası bedelini 55.336,00 TL daha artırarak 55.836,00 TL'ye çıkardıklarını ve çeyiz eşyası talebini de 250,00 TL daha artırdıklarını beyan etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 06.07.2021 tarih ve 2020/45 Esas, 2021/480 Karar sayılı kararı ile evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşine fiziksel şiddet uygulamış olan, evine bakmayan, evin ihtiyaçları ile ilgilenmeyen erkek ile eşine saygısız davranan, eşini istemediğini, sevmediğini, sevdiği başka birisi olduğunu, evden gideceğini söyleyen, "beni ailem İbrahim'e zorla verdi" diyen, kayınvalidesinin evinden para, ziynet ve oyuncak hırsızlayan, eşinin ilgisinden rahatsız olan ve onunla uyumaktan kaçınan kadının eşit kusurlu oldukları; düğünde takılan ziynet eşyalarının kadından alınarak bozdurulduğu ve ev alındığı ve kadının çeyiz eşyalarını alamadan evden ayrıldığı gerekçesi ile; kadının birleşen boşanma davası ve erkeğin birleşen boşanma davasına karşı boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk Zerrin Nisa'nın velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 300,00 TL tedbir ve 350,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir ve 500,00 TL yoksulluk nafakasına, tarafların maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, kadının ziynet ve çeyiz eşyası alacağı davasının kabulü ile 7 adet, tanesi 15 gram, 22 ayar(22.890,00 TL toplam bedelli) bilezik; 1 adet, 22 ayar(400,00 TL bedelli) altın saat; 1 adet, 50 gram 22 ayar(1.250,00 TL işçilik dahil 12.150,00 TL bedelli) set; 50 adet(18.500,00 TL toplam bedelli) çeyrek altın; 1 adet, 7 gram, 22 ayar(1.526,00 TL toplam bedelli) bilezik; 370,00 TL nakit para, 2 adet 120,00 TL bedelli yün yastık, 1 adet 160,00 TL bedelli yün yorgan,1 adet 30,00 TL bedelli borcam, bir adet 60,00 TL bedelli 6'lı Lav tabağı, markası belirsiz 100,00 TL bedelli porselen tabaklar, 1 adet 40,00 TL bedelli bebek örgü puset battaniye, 15 adet 120,00 TL bedelli yazma, 30 adet 120,00 TL bedelli lifin kadına aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde 500,00 TL ziynet ve 500,00 TL çeyiz eşyası olmak üzere toplam 1.000,00 TL'nin dava tarihi olan 01.02.2019 tarihinden itibaren; 55.586,00 TL'nin ıslah tarihi olan 09.03.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına ödenmesine, birleşen boşanma ve birleşen boşanmaya karşı boşanma davalarının davacıları yararına 4.080,00 TL maktu vekâlet ücretine ve ziynet ve çeyiz alacağı davasında davacı kadın yararına 8.156,18 TL nispi vekâlet ücretine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... erkek vekili kadının boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar, ziynet ve çeyiz alacağı davası; davalı-davacı kadın vekili erkeğin boşanma davaları, kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar ve nafakaların miktarı yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Bölge Adliye Mahkemesinin 10.11.2021 tarihli ve 2021/1527 Esas, 2021/1642 Karar sayılı kararı ile; kadın hakkında vasi atanmasını gerektirecek bir akıl hastalığı bulunup bulunmadığı konusunda resmi sağlık kurulu raporu alınmadan karar verilmesinin doğru olmadığı, erkeğin asıl boşanma davası hakkında olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmadığı, erkeğin birleşen davaya karşı açtığı boşanma davasındaki peşin harcın tamamlanması gerektiği ve erkeğin delil olarak dayandığı kolluk evrakları getirilmeden karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile; belirtilen eksiklikler giderildikten sonra karar verilmek üzere kararın kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşine fiziksel şiddet uygulamış olan, evine bakmayan, evin ihtiyaçları ile ilgilenmeyen erkeğin ağır; eşine saygısız davranan, onu istemediğini, sevmediğini, sevdiği başka birisi olduğunu ve evden gideceğini söyleyen, "beni ailem İbrahim'e zorla verdi" diyen, kayınvalidesinin evinden para, ziynet ve oyuncak hırsızlayan, eşinin ilgisinden rahatsız olan ve onunla uyumaktan kaçınan kadının az kusurlu olduğu; erkeğin asıl dava olan anlaşmalı boşanma davasından feragat ettiği, kadının feragati kabul beyanında bulunmayıp birleşen boşanma davası açtığı, anlaşmalı boşanma davasının çekişmeli davaya dönüşerek konusuz kaldığı; ortak çocuğun yaşının küçük olması, anne şefkat ve bakımına muhtaç olması ve uzman raporu dikkate alınarak velâyetinin anneye verilmesinin uygun görüldüğü; kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği; boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin ve ağır kusurlu erkeğin tazminat taleplerinin reddedilmesinin gerektiği; kadına takılan bir adet set ve 7 adet bileziğin bozdurularak ev alındığı ve ziynetlerin daha sonra kadına iade edilmediği, kolluk evraklarında geçen hırsızlık olayına konu kolyenin işbu davanın konusu olmadığı; tanık anlatımlarından kadının çeyiz eşyalarını yanında götürdüğü, götürmediklerini ise erkeğin kadına teslim ettiği gerekçesi ile; asıl boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kadının birleşen boşanma davası ve erkeğin birleşen davaya karşı açılan boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk Zerrin Nisa'nın velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 300,00 TL tedbir ve 1.000,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir ve 1.2500,00 TL yoksulluk nafakası ile 35.000,00 TL maddî, 35.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, kadının çeyiz eşyası talebinin reddine, kadının ziynet alacağı davasının kısmen kabulü ile 7 adet, tanesi 15 gram, 22 ayar, 22.890,00 TL toplam bedelli fantezi bilezik ve 1 adet, 50 gram, 22 ayar, 1.250,00 TL işçilik dahil 12.150,00 TL bedelli setin kadına aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde 500,00 TL'nin dava tarihi olan 01.02.2019 tarihinden itibaren, 34.540,00 TL'nin ıslah tarihi olan 09.03.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına ödenmesine, birleşen boşanma ve birleşen boşanmaya karşı boşanma davalarının davacıları lehine 5.100,00 TL maktu vekâlet ücreti ödenmesine, ziynet ve çeyiz alacağı davasında kabul edilen kısım üzerinden kadına 5.256,00 TL ve reddedilen kısım için erkeğe 5.100,00 TL vekâlet ücreti ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.... erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflara İlk Derece Mahkemesinin ilk kararındaki aynı vakıaların kusur olarak yüklenmesine karşın, ilk kararda taraflar eşit kusurlu bulunmuşken son kararda erkeğin ağır kusurlu bulunmasının çelişki oluşturduğunu, kadın tanıklarının görgüye dayalı beyanda bulunmadıklarını, ziynet alacağı davasında kadının talebinden fazlasına hükmedildiğini, kadının kendisine verilen kesin süreden sonra ıslah talebinde bulunduğunu, kadının ziynetlerinin çalınmış olduğunu, kadın tanıklarının ziynetler konusunda net ve somut beyanlarının bulunmadığını, reddedilen ziynet alacağı talepleri ve çeyiz eşyası talepleri için erkek lehine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmediğini, erkeğin ekonomik durumunun iyi olmadığını, nafaka miktarlarının fazla olduğunu belirterek; kadının boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen tazminatlar, reddedilen tazminat talepleri, nafakalar, ziynet alacağı davası ve ziynet ve çeyiz alacağı davasındaki yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; konusuz kalan asıl boşanma davasında haklılık durumuna göre kadın lehine vekâlet ücreti takdir edilmemesinin doğru olmadığını, kadının kusurunun bulunmadığını, erkeğin şiddetinin sürekli olduğunu, kadın yararına hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının az olduğunu belirterek; kusur belirlemesi, tazminat ve nafakaların miktarı, asıl davada kadın lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi, reddedilen çeyiz eşyası talepleri ve reddedilen çeyiz eşyası davasında aleyhine hükmedilen vekâlet ücreti yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğe fiziksel şiddet kusuru yüklenmişse de şiddet sonrası tarafların barışıp bir araya gelmiş olması sebebiyle fiziksel şiddetin kadın tarafından affedildiği, yine aynı şekilde kadının kayınvalidesinin evinden eşya hırsızladığı vakıasından sonra da evlilik birliğinin devam ettiği, kadının saygısız davrandığına dair tanık beyanlarının soyut, sebep ve saiki açıklanmayan beyanlar olması nedeniyle kadına bu konuda kusur yüklenemeyeceği, yine kadının eşine ilgisiz olduğuna dair tanık beyanının tarafların erkeğin ailesi ile yaşadığı döneme ait olduğu, tarafların sonrasında ayrı eve çıkmış olmaları nedeniyle bu vakıanın erkek tarafından affedildiği, erkeğe eşine "defol git" diyerek onu evden kovmasının kusur olarak yüklenmemesinin doğru olmadığı, tarafların kusur belirlemesine ilişkin başvurusunun kabul edilmesi gerektiği ancak kusur oranının değişmediği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda evine bakmayan, ihtiyaçlarla ilgilenmeyen ve "defol git" diyerek eşini kovan erkeğin ağır, eşini istemediğini, sevmediğini, sevdiği başka biri olduğunu, zorla evlendirildiğini ve evden gideceğini söyleyen kadının az kusurlu olduğu; erkeğin açtığı asıl dava olan anlaşmalı boşanma davasında kadın lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin doğru olmadığı; kadın tarafından 7 adet 14 ayar bileziğin iadesi talep edilmesine karşın, talep aşılmak suretiyle, 7 adet 22 ayar bileziğe hükmedilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile; kadının istinaf başvurusunun kusur belirlemesi ve anlaşmalı boşanma davasındaki vekâlet ücreti yönünden, erkeğin istinaf başvurusunun da kusur belirlemesi ve ziynet alacağı davası yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle gerekçede belirtildiği şekliyle kusur gerekçesinin düzeltilmesine, anlaşmalı boşanma davası yönünden 9.200,00 TL vekâlet ücretinin erkekten alınarak kadına verilmesine, ziynet ve çeyiz alacağına ilişkin hükümlerin karardan çıkarılarak 7 adet, her biri 15 gram 14 ayar (16.905,00 TL toplam bedelli) bilezik ve 1 adet, 50 gram, 22 ayar(1.250,00 TL işçilik dahil 12.250,00 TL) set olmak üzere belirtilen ziynet eşyalarının erkek tarafından kadına aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde bedelleri toplamı olan 29.055,00 TL'nin 500,00 TL'sinin dava tarihi olan 21.02.2019 tarihinden itibaren, kalan kısmının ıslah tarihi olan 01.06.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına ödenmesine ve tarafların sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.... erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının asıl davada vekil ile temsil edilmediği halde kadın lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını, tanık beyanlarının duyuma dayalı olduğunu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğunu, kadının ziynetlerinin çalındığını, ziynet alacağı davasının kesin süre içinde ıslah edilmediğini, nafaka ve tazminat miktarlarının fazla olduğunu, çeyiz alacağı davasında erkek lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ve kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kadının boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen tazminatlar, reddedilen manevî tazminat, nafakalar, ziynet alacağı davası, asıl davada aleyhe hükmedilen vekâlet ücreti ve ziynet ve çeyiz alacağı davasındaki yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadına kusur olarak yüklenen sözlerin evliliğin ilk zamanlarında gerçekleşmiş olması nedeniyle kusur olarak yüklenemeyeceğini, erkeğin fiziksel şiddetinin sürekli olması nedeniyle bu konuda erkeğe kusur yüklenmemesinin doğru olmadığını, nafaka ve tazminat miktarlarının az olduğunu ve kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi ile tazminat ve nafakaların miktarı yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, erkeğin davasındaki boşanma hükmü yönünden kadın tarafından istinafa başvurulmamak suretiyle hüküm boşanma yönünden kesinleşmiş olmakla, kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı, kusur belirlemesine bağlı olarak kadının boşanma davasının ve tazminat ve nafaka taleplerinin kabulünün, erkeğin manevî tazminat talebinin reddinin doğru olup olmadığı, kadınının boşanmakla yoksulluğa düşüp düşmediği, fer'îlere ilişkin hüküm doğru ise hükmedilen tazminat ve nafaka miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı, asıl davada kadın lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinin doğru olup olmadığı, kadının ziynet alacağı davasını ispatlayıp ispatlamadığı, ziynet ve çeyiz alacağı davasındaki vekâlet ücreti ve yargılama giderleri hükümlerinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(6100 sayılı Kanun) 330 uncu maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 1 inci, 2 nci, 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 182 nci, 220 nci, 222 nci, 226 ncı maddeleri, 327 ve 328 inci maddelerinin birinci fıkraları, 330 uncu maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davalı-davacı kadın vekilinin tüm, ... erkek vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; Bölge Adliye Mahkemesince de kabul edildiği üzere erkeğin birlik görevlerini yerine getirmediği, eşine "defol git" şeklinde söz söylediği, kadının ise sürekli olarak eşini istemediğini, sevmediğini, sevdiği başka biri olduğunu, zorla evlendirildiğini ve evden gideceğini söylediği anlaşılmış olup, bu hale göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü gerekir. Bu itibarla, hatalı kusur belirlemesi yapılarak erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğuna hükmedilmesi doğru bulunmamış, kararın bozulmasını gerektirmiştir.
3.Yukarıda ikinci paragrafta açıklandığı üzere, tarafların boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşit derecede kusurlu oldukları anlaşılmaktadır. 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesine göre, boşanma sonucu maddî ve manevî tazminata hükmedilebilmesi için tazminat yükümlüsünün kusurlu, tazminat talep eden eşin ise kusursuz veya diğerine göre az kusurlu olması gerekir. Eşit kusurlu eş yararına tazminata hükmedilemez. Kadın yararına maddî ve manevî tazminat koşulları oluşmamıştır. Hal böyle iken, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğunun kabulü ve bu hatalı kusur belirlemesine göre kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi isabetsiz olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
4.... erkeğin açtığı asıl boşanma davasında kendisini vekil ile temsil ettirmemiş olan kadın yararına vekâlet ücretine hükmedilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat ve asıl davada kadın yararına hükmedilen vekâlet ücreti yönlerinden BOZULMASINA,
2.Davalı-davacı kadın vekilinin tüm, ... erkek vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Tuğba'ya yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran İbrahim'e geri verilmesine,
Dosyanın ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.