Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5370 E. 2024/1730 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında boşanma davası nedeniyle açılan davada, davalı erkeğin kusur durumu, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarının tespiti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin, davacı kadına ve müşterek çocuklara fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ve küfür ettiği, eviyle ilgilenmediği ve ortak konutu satması üzerine davacı ve çocukların baba evine gitmek zorunda kaldığı, davalı erkeğin daha sonra eşi ve çocukları ile ilgilenmediği ve başka bir ev temin etmediği gibi hususlar göz önünde bulundurularak davalı erkeğin tam kusurlu olduğu ve boşanmaya sebep olan olaylarda ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/80 E., 2023/739 K.

DAVA TARİHİ : 01.10.2018

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/938 E., 2020/641 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2000 yılında evlendiklerini, bu evlilikten ortak 3 çocuklarının bulunduğunu, kadının tüm sorumluluklarını yerine getirmesine rağmen, davalı erkeğin asabi ve geçimsiz bir kişiliği olduğunu, sürekli kavga ortamı yarattığını, ağza alınmayacak küfür ve hakaretler ettiğini, bu duruma müşterek çocukların da bir çok kez şahit olduğunu, evine ve çocuklarına karşı ilgisiz olduğunu, hatta evi satma bahanesiyle, kadın ve çocukları evden attığını, 3 ay süre ile arayıp sormadığını, herhangi bir ekonomik katkı vermediğini, davalı erkeğin, müvekkiline duygusal ve ekonomik şiddet uyguladığını beyanla, tarafların boşanmalarına karar verilerek, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesini, ortak çocuklardan her biri için aylık 500,00'er TL'den toplam 1.500,00 TL, kadın için de 500,00 TL olmak üzere toplam 2.000,00 TL tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesini, kadın lehine 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata yasal faizi ile birlikte karar verilmesini talep etmiştir

II. CEVAP

Davalı cevap dilekçesi ile; davacı ile 18 yılı aşkın zamandır evli olduklarını, aralarında herhangi bir geçimsizlik olmadığını, dava dilekçesindeki iddiaların doğru olmadığını, davacı ile evlendiklerinde, annesine ait olan apartmanda farklı dairelerde oturmaya başladıklarını, ancak annesinin ölmesi sonrasında, evin izaleyi şu'yu ile satıldığını ve kendisine mirastan kalın payın verildiğini ve evden çıkmasının istendiğini, ancak gidecek yeri olmadığı için eşyalarının halen bu evde olduğunu, bu evin satıldığını öğrenince davacının evi terk ettiğini, davacının evi terk ederken, kendisine ait banka kartını da aldığını, yani maddîolarak herhangi bir mağduriyet yaşamadıklarını, kendisine miras olarak gelen 34.000,00 TL'yi de davacıya verdiğini, onları asla mağdur etmediğini, hakaret ve küfür etmediğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı erkeğin, davacı kadına ve müşterek çocuklara fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ve küfür ettiği, eviyle ilgilenmeyerek, beraber yaşadıkları evi satması üzerine, davacı ve ortak çocukların baba evine gitmek durumunda kaldığı, bundan sonraki süreçte, davalı erkeğin eşi ve çocukları ile iletişime geçmediği gibi, başkaca bir ev temin etmediğinden, mevcut evlilikte davacı erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, tarafların ortak çocukları 2007 doğumlu Aysima ve 2014 doğumlu Yağmur'un halen davacı anne ile birlikte yaşadıkları ortamda herhangi bir ihmal ve istismar olmadan yaşamlarını sürdürdükleri anlaşılmakla, mevcut düzenlerinin korunması için velâyet haklarının davacı anneye verilmesine, ortak çocuklardan her biri için aylık 300,00'er TL tedbir nafakasının, her ay davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar kesinleştiğinde iştirak nafakası olarak devamına, ortak çocuklardan 2002 doğumlu Buse'nin yargılama esnasında reşit olduğu anlaşılmakla, takdir edilen tedbir nafakasının, reşit olduğu 10.03.2020 tarihine kadar devamına, boşanma davası açılmakla ayrı yaşamakta haklı olan davacının, boşanma ile en az eşinin desteğini yitirerek yoksulluğa düşecek olması nedeniyle, dava tarihinden geçerli olmak üzere takdir edilen aylık 300,00 TL tedbir nafakasının, her ay davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, karar kesinleştiğinde yoksulluk nafakası olarak devamına, davalının boşanma ile en az eşinin desteğini yitirecek olması ve davalının davranışlarının, davacının kişilik haklarına saldırı teşkil edecek nitelikte olması nedeniyle, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak davacının maddî ve manevî tazminat taleplerinin kabulü ile, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek istinaf dilekçesinde özetle; tam kusurlu olmadığını, hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının çok yüksek olduğunu, davanın kabulü kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesi talebiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kararın dayandığı deliller ile kanuna uygun sebeplere ve delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri ile re'sen bakılacak kamu düzenini ilgilendiren hususlar dikkate alındığında, İlk Derece Mahkemesinin değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek temyiz dilekçesinde özetle, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olacak ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte davalı erkekten kaynaklanan kusurlu davranışların ispat edilip edilmediği, davanın kabulü koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, tazminatlar ve nafakalar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci ve 182 nci maddeleri, 327 ve 328 inci maddelerinin birinci fıkraları ve 330 uncu maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.