Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5371 E. 2024/3872 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kadına hükmedilen yoksulluk nafakasının koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Kadının düzenli bir gelirinin olup olmadığı hususunda çelişkili durumlar mevcut olduğundan, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının detaylı bir şekilde araştırılarak, kadının yoksulluğa düşüp düşmeyeceğinin tespit edilmesi gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1134 E., 2023/86 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 20. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/59 E., 2021/360 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiştir.

Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine, kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin kadını sürekli boşanma ile tehdit ettiğini, başkalarının yanında aşağıladığını, kendisine ve ailesine hakaret edip evden kovduğunu, ekonomik şiddet uyguladığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, kadının çocuğu da alarak konutu terk ettiğini bütün çabalarına rağmen ne konuta döndüğünü ne de çocuğu davalı babasına gösterdiğini, eşini ve çocuğunu sevdiğini ve boşanmayı kesinlikle istemediğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesi’nin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesi’nin 13.03.2018 tarih ve 2015/736 Esas, 2018/221 Karar sayılı kararı ile erkeğin kadını sürekli olarak boşanma hususunda tehdit ettiği ve başka kişilerin yanında dahi küçük düşürücü ve hakaret içeren cümleler sarf ettiği, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu; kadının tespit edilen ekonomik ve sosyal durumu gözönüne alınarak boşandıktan sonra yoksulluğa düşmeyeceği gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına aylık 700,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadının yoksulluk nafaka talebinin reddine, kadın yararına 40.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesi’nin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili, tazminat ve iştirak nafaka miktarı ile reddedilen tedbir ve yoksulluk nafaka talebi yönünden; davalı erkek vekili ise hükmün tümü yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesi’nin 15.09.2020 tarih ve 2018/1591 Esas, 2020/855 Karar sayılı kararı ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 297 nci maddesinin ikinci fıkrası gereğince hükmün sonuç kısmında her bir talep hakkında ayrı ayrı hüküm kurulmalı ve taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin gerektiği, Mahkemece çocuk için takdir edilen nafaka miktarının hükümle birlikte gösterilmemesi doğru olmadığı, kararın bu haliyle 6100 saylı Kanun’un 341 inci maddesinin birinci fıkkrası gereğince istinaf denetimine uygun olmadığı, infazı da iştirak nafakası açısından mümkün olmadığı gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin üç numaralı alt bendi gereğince davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, esası incelenmeden İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına, açıklandığı şekilde davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma nedenine göre, tarafların sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesi’nin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kadına sen okumadın, benim kadar tahsilli değilsin, senden boşanacağım, benim düzenime uyarsan devam edersin, yoksa seni kapı dışarı ederim diyerek tehdit edip aşağıladığı, sen salaksın anlamazsın diyerek hakaret ettiği, ben seni boşayacağım, siktir ol git, hepiniz orospusunuz diyerek davacı ve ailesini evden kovduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadının yoksulluk nafaka talebinin reddine, kadın yararına yoksulluk nafakası talebinin reddine, 40.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin kusurlu olduğunu, tazminat ve nafaka miktarlarının az olduğunu, kadının çalışmadığını, tedbir ve yoksulluk nafaka talebinin reddinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin boşanmak istemediğini, boşanmayı gerektirir bir kusurunun olmadığını ileri sürerek kararın tümü yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere erkeğin kadını aşağıladığı, boşanacağını söyleyerek kapı dışarı etmekle tehdit ettiği, kadına hakaret ettiği, kadını ve ailesini küfür ve hakaret ederek evden kovduğu, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu; yaptırılan ekonomik - sosyal durum araştırması sonucu kadının çalıştığının belirlendiği, buna karşın davacı kadının işten çıktığını bildirdiği, davalı erkeğin uzmanla yaptığı görüşme sırasında eşinin bir geliri ve işi olmadığını belirttiği, kadın yararına yoksulluk nafaka koşullarının oluştuğu; erkeğin ayrılık kararı verilmesi talebinin olduğu, erkek tarafından bu konuda harcı yatırılarak usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığı; ortak çocuğun ihtiyaçları, nafakanın niteliği ile günün ekonomik koşulları değerlendirildiğinde iştirak nafaka miktarının az olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve 1.500,00 TL iştirak nafakasına; davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin diğer itirazlarına konu istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi ve buna bağlı olarak davanın kabulü ile fer'îlerine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının tümü yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davacı kadın vekili katılma yoluyla temyiz başvuru dilekçesinde özetle; belirlenen kusurlara göre hükmedilen tazminat ve nafaka miktarının az olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının tazminat ve nafaka yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulünün yerinde olup olmadığı, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ve yoksulluk nafakası ile miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası. 6100 sayılı Kanun’un 352 inci maddesi, 353 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre ve özellikle 2003 doğumlu ortak çocuk Dalyan'ın inceleme tarihi itibariyle ergin olduğunun anlaşılmasına göre davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için nafaka talep edenin boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceğinin belirlenmesi gerekir. İlk Derece Mahkemesince yaptırılan sosyal ve ekonomik durum araştırması tutanaklarında kadının çalıştığı belirtilmiştir. İlk Derece Mahkemesince kadının boşanma sonucu yoksulluğa düşmeyeceği kanaatiyle kadının yoksulluk nafaka talebinin reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince yaptırılan ekonomik, sosyal durum araştırması sonucu kadının çalıştığı belirlenmişse de davacı kadının işten çıktığını bildirmesi, davalı erkeğin uzmanla yaptığı görüşme sırasında eşinin bir geliri ve işi olmadığını belirtmesi karşısında kadının yoksulluğa düşeceği gerekçesi ile kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesine karar verilmiştir. Gerçekleşen bu durum karşısında kadının düzenli bir gelirinin olup olmadığı hususunda çelişki söz konusudur. O halde, yeniden usulünce tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının SGK kayıtları, vergi kayıtları da dikkate alınarak etraflıca araştırılarak, kadının sürekli ve düzenli bir işte çalışıp çalışmadığının, işten kendi isteği ile ayrılıp ayrılmadığının, çalıştığının tespit edilmesi halinde, çalışması karşılığında elde ettiği gelirin düzenli ve sürekli olup olmadığının, kendisini yoksulluktan kurtaracak düzeyde bulunup bulunmadığının belirlenerek sonuca göre kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesi gerekirken, bu konuda eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası yönünden BOZULMASINA, bozmanın niteliğine göre kadının yoksulluk nafaka miktarına yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

2.Tarafların diğer temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıranlara iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,27.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.