Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5386 E. 2023/3911 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kısıtlı adayının savurganlık ve kötü yönetim nedeniyle kısıtlanıp kısıtlanamayacağı ve vasi veya yasal danışman atanıp atanmayacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, kısıtlı adayının kumar oynama alışkanlığı ve mal varlığını kötü yönetmesi nedeniyle vesayet altına alınmasını gerektirmeyecek düzeyde olduğu, ancak yasal danışman atanmasını gerektirecek ölçüde fiil ehliyetinin sınırlandırılmasının uygun olduğu gerekçesiyle yasal danışman atamasına ilişkin verdiği karar, usul ve yasaya uygun bulunarak onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/405 E., 2023/575 K.

KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki vesayet davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı ... vekili ve kısıtlı adayı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... vekili dava dilekçesinde; kısıtlı adayı ...'un Vergi Dairesine 22.02.2011 tarihi itibariyle gecikme zammı dahil 879.311,58 TL borcu bulunduğunu, kısıtlı adayının bankalardan sürekli kredi çektiğini, ... Kulubünce düzenlenen at yarışlarından geçmiş yıllarda yüksek miktarda kazanç sağlamasına rağmen bu ikramiyelere isabet eden vergi borçlarını ödemediğini, mal varlığını bilinçli olarak kötü yönettiğini iddia ederek kısıtlı adayına vasi veya yasal danışman atanmasına talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Kısıtlı adayı duruşmadaki beyanında; açılan davayı kabul etmediğini, emekli olduğunu, maaşı ile geçinmeye çalıştığını, maaşının bir kısmının vergi borcuna kesildiğini, Vergi Dairesine olan borcu dışında başka borcu olmadığını, para kazandığında vergi borcunun bir bölümünü ödediğini, sonradan ekonomik durumu bozulunca kalanını ödeyemediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 30.06.2015 tarih ve 2011/662 Esas ve 2015/842 Karar sayılı kararı ile, her ne kadar kısıtlı adayı aleyhine mal varlığını kötü yönettiği, bu sebeple vergi borçlarını ödeyemediğinden bahisle vesayet altına alınması istemli işbu dava açılmış ise de; kısıtlı adayının at yarışlarından elde ettiği ikramiyelere dayalı veraset ve intikal vergisi borçlarını ödemediği, bu sebeple birikmiş vergi borcu olduğu, vergi borcunun tahsilini engellemek için muhtelif bankalardan krediler çektiği, ancak vergi borçlarını ödememesi ve bankalardan kredi çekmesinin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 406 ncı maddesi uyarınca vesayet altına alınmasını gerektirmeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 13.02.2018 tarih ve 2017/10331 Esas, 2018/2115 Karar sayılı kararı ile, Mahkemece, kısıtlı adayı hakkında 4721 sayılı Kanun'un 429 uncu maddesi uyarınca sağlık kurulu raporu alınmadığı, kısıtlı adayının mal varlığına ilişkin banka hesap bilgileri, araç kayıtları ve tapu hareketleri dosyaya getirtilmişse de, yapılan harcamaların ve harcamalardan kalan mal varlığının üzerinde yeterince durulmadığı; kısıtlı adayı hakkında 4721 sayılı Kanun'un 429 uncu maddesi uyarınca fiil ehliyetinin sınırlandırılarak kendisine yasal danışman atanması gerekip gerekmediği konusunda denetime elverişli rapor alınması gerektiği, 4721 sayılı Kanun'un 406 ncı maddesi uyarınca vesayet hakkındaki hükümlerin kamu düzenine ilişkin olduğu, Mahkemece re’sen araştırma yapılabileceği de gözetilerek; kısıtlı adayının mal varlığına ilişkin ilişkin detaylı araştırma yapılması, gerekli görülürse tarafların sunduğu delillerin de dosyaya ibrazı sağlandıktan sonra, oluşturulacak bilirkişi kurulundan denetime imkan veren, ayrıntılı rapor alınıp, bütün deliller birlikte değerlendirildikten sonra oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar vermek gerektiği belirtilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kısıtlı adayının Mahkemenin yetki alanında ikamet ettiği, yasal danışman adayının vesayet altına alınması istenene yasal danışman olmayı kabul ettiğini bildirdiği, ... Ruh ve Sinir Eğitim ve Araştırma Hastalıkları Hastanesinden verilen 27.02.2020 tarih ve 545 sayılı raporda kısıtlı adayının 4721 sayılı Kanun'un 405 ve 406 ıncı maddesi uyarınca kısıtlanmasına gerek olmadığının belirtildiği, savurganlık ve kötü yönetim iddiasına dayalı delilleri değerlendirme görevinin Mahkemeye ait olduğu, söz konusu raporda 4721 sayılı Kanun'un 406 ncı maddesi uyarınca savurganlık ve kötü yönetim iddiasına göre kısıtlanması gerekmediği tespitinin Mahkemeyi bağlayıcı yönünün olmadığı, ayrıca söz konusu sağlık kurulu raporunda kısıtlı adayının hastalığının kısmi remisyon halinde olduğunun tespit edildiği, remisyon sözcüğünün kelime anlamının “kronik hastalığı olduğu bilinen kişilerde hastalık aktivitesinin bulunmadığı durumlar için kullanılan tıbbi bir terim” olduğu, bu açıklama karşısında remisyon teriminin tam bir iyileşmeyi kapsamadığı; Mahkemece kısıtlı adayının savurgan olup olmadığı ve malvarlığını kötü yönetip yönetmediğine ilişkin bilirkişi raporu aldırıldığı ve bilirkişi raporunda, 2020 haziran ayından itibaren hesap hareketlerinde TJK bahis oyunları hareketlerinin dikkat çekici bir şekilde artış gösterdiği, kısıtlı adayının harcamalarının hayatın olağan akışı içerisinde normal olmayan bahis internet ve cep telefonu harcamalarının bulunduğu, üçüncü kişilerden hesabına gelen küçük tutarlarla da gönderen kişiler için bahis oynadığı, ikramiye çıkması halinde çıkan tutarları ilgili kişi hesabına aktarıldığının tespit edildiği; bu tespite göre de kısıtlı adayının kumar oynama bozukluğu hastalığının da devam ettiği, Mahkemece somut olayda her şeyden önce kanunun öngördüğü kısıtlama sebepleri için vesayetin kuşatıcı ve kelepçeleyici müdahalesini gerektirir bir yoğunlukta gerçekleşmemiş olduğu kanaatine varıldığı, kısıtlı adayının savurganlık veya kötü yönetim gösterdiği tespit edilmiş ise de (maddi şart), sosyal şart vasi tayini için yeterli yoğunlukta olmadığından, ancak kişinin (kişisel-ekonomik) dar kapsamlı dahi olsa bir fiil ehliyeti sınırlaması ile orantılılık ilkesine uygun bir biçimde korunmasının sağlanması zorunluluğu mevcut olduğundan artık vesayet müdahalesine başvurmaksızın kişiye yasal danışman atanması yoluna gidilmesinin kısıtlı adayının korunması açısından gerekli olduğu, sonuç olarak 4721 sayılı Kanun'un 406 ncı maddesinde öngörülen sosyal olgular (kendisi veya ailesini darlık ve yoksulluğa düşürmek vs.) gerçekleştiğinden bu kişi için 4721 sayılı Kanun'un 429 uncu maddesi uyarınca yasal danışman atanabileceği gerekçesiyle; davanın kabulüyle kısıtlı adayının fiil ehliyetinin sınırlandırılarak kendisine 4721 sayılı Kanun'un 429 uncu maddesinde yazılı [1. Dava açma ve sulh olma, 2. Taşınmazların alımı, satımı ve rehnedilmesi ve bunlar üzerinde başka bir ayni hak kurulması, 3. Kıymetli evrağın alımı, satımı ve rehnedilmesi, 4. Olağan denetim sınırları dışında kalan yapı işleri, 5. ödünç verme ve alma, 6. Anaparayı alma, 7. Bağışlama 8. Kambiyo taahüdü altına girme, 9. Kefil olma] işlerinde görüşü alınmak üzere, kendisine Av. ...'in yasal danışman olarak atanmasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde kısıtlı adayı ve davacı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Kısıtlı adayı temyiz dilekçesinde; davacının ve bilirkişinin iddialarının asılsız olduğunu, kara listede olduğu için bankalardan kredi çekemediğini, son 10 yılda hiç kredi çekmediğini, emekli maaşının çok düşük olduğunu, Turkcell şirketinin yan kuruluşu olan Paycell'den düşük miktarlarda kredi çekmesinin kötü yönetim kabul edilemeyeceğini, telefon faturasının bazı dönemler yüksek gelmesinin nedeninin kumar oynaması değil Paycell'den çektiği krediler olduğunu, başkaları adına da kumar oynamadığını, 16 yıldır vergi borcunu ödediğini, maaşının 1/4'ünün vergi borcu nedeniyle kesildiğini, doktor raporunda kısıtlamanın gerekmediğinin tespit edildiğini, buna rağmen yasal danışman atanmasının hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasın talep etmiştir.

2. Davacı ... vekili temyiz dilekçesinde; eksik inceleme ile karar verildiğini, vasi tayini gerekirken yasal danışman atanmasının Hazinenin hak ve menfaatlerine aykırı olduğunu, kısıtlı adayının dava açıldığı tarihte 879.311,58 TL vergi borcu olduğunu, hacze yeter yeterli mal varlığına ulaşılamadığını, sağlık raporundaki tanıya göre vasi atanması gerektiğini, 4721 sayılı Kanun'un 406 ncı maddesi uyarınca kısıtlama talebinin reddi niteliğinde kararın bozma ilamına aykırı olduğunu, direnme niteliğinde karar olduğunu belirterek kararın bozulmasın talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 406 ncı maddesi uyarınca kısıtlı adayının kısıtlanması ve kısıtlı adayına vasi atanması gerekip gerekmediği, 4721 sayılı Kanun'un 429 uncu maddesi uyarınca yasal danışman atanması koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır. Dava, 4721 sayılı Kanun'un 406 ncı maddesi uyarınca kısıtlama, mümkün olmaması halinde 4721 sayılı Kanun'un 429 uncu maddesi uyarınca yasal danışma atanması istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 4721 sayılı Kanun'un 406 inci maddesi, 411 nci maddesi, 429 uncu maddesi.

3. Değerlendirme

1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, mahkemece bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olduğu, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Tarafların yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Güven'e yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,