"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/717 E., 2023/686 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ürgüp Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2022/338 E., 2023/35 K.
Taraflar arasındaki aile konutu nedeniyle ipoteğin kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir. Kararın davalı şirket tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak eksiklikler giderilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir.
Kararın davalı şirket vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı şirket vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle;davalı eşinin 29.06.2020 tarihinde, 2749 Yevmiye numarası ile 500.000,00 TL bedelle Nevşehir İli, ... İlçesi, ... Mahallesi, 1109 ada, 1 parsel, 122/25452 arsa payı, A1, Blok, 2. Kat., 21 no'lu bağımsız bölüm olarak tapuda kayıtlı kendisi, eşi ve çocuklarıyla birlikte aile konutu mesken olarak kullandıkları taşınmazın zerine şahsının bilgisi ve muvafakati dışında davalı şirket lehine ipotek tesis ettiğini, tarafınca aile konutu/meskenlerine ipotek tesis edildiğinin 07.12.2020 tarihinde öğrenildiğini, şahsının açık rızası alınmadığından yapılan işlemin geçerli olmadığını, aile konutuna yönelik ipotek işleminin yok hükmünde olduğunu iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 194 üncü maddesi gereğince davasının kabulüne,Nevşehir İli, ... İlçesi, ... Mahallesi, 1109 ada, 1 parsef, 122/25452 arsa payı, A1 Blok, 2. Kat., 21 no'lu bağımsız bölüm olarak kayıtlı olan aile konutu üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirket ile davalı eş arasında ticari ilişki bulunduğunu, davalı eşe mal sattığını ve bu satışın bedeli olarak da kendisinden birtakım çek ve senet aldığını ( İş bu çek ve senetlerin vadesi gelmesine rağmen davalı eşin çek ve senetlerin bedellerini ödemediğini, çeke ilişkin icra takibi başlatıldığını, borçlarına karşılık kendisinin açık rızasıyla dava konusu taşınmaz üzerine ipotek konulduğunu, ipotek konulan taşınmazın şirketçe aile konutu olup olmadığının bilinmesinin olanaksız olduğunu, davalı eşin bu dairenin kendisine ait olduğunu söylediğini ve tapuda da aile konutu şerhi olmadığı da dikkate alınarak ipotek işlemi tesis edildiğini, tapu sicilindeki kayda iyi niyetle istinat ederek mülkiyet ya da diğer bir ayni hakkı iktisap eden kimsenin bu iktisabının yasal koruma altında olduğunu davacı eş bu davayı açmış olsa da davalı eş ile birlikte hareket ederek davalı şirketten mal kaçırmak ve şirketin alacaklarını semeresiz bırakmak için iş bu davayı ikame ettirdiklerini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesi’nin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesi’nin 17.03.2022 tarih ve 2020/344 Esas, 2022/81 Karar sayılı kararı ile davalı eş tarafından dava konusu bağımsız bölümün 17.03.2016 tarihinde satın alındığı, Ürgüp İlçe Emniyet Müdürlüğü'nce tanzim edilen 15.01.2021 tarihli tutanak uyarınca davacı ile eşi davalı eş ve çocuklarının 4-5 yıldır davaya konu taşınmazda ikamet ettikleri, davalı eş ile diğer davalılar arasında tanzim edilen 29.06.2020 tarihli ipotek sözleşmesi uyarınca dava konusu taşınmazı tapuda 29.06.2020 tarihinde ipotek kurulduğu ve tapuya tescil edildiği, ipotek tarihi itibariyle taşınmaz davacı ve eşinin aile konutu olduğu, tacir olan davalı şirketin basiretli iş adamı gibi davranma yükümlüğü bulunması nedeniyle mesken olduğu anlaşılan taşınmazın aile konutu olup olmadığını araştırmasının gerektiği, davacının bahse konu ipoteğe açık rızasının bulunmadığı gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 194 üncü maddesi gereğince davanın kabulü ile Nevşehir İli, Ürgüp İlçesi, Karayazı 2 Mahallesi, 1109 Ada, 1 Parsel üzerinde bulunan A1 Blok 21 Nolu bağımsız bölüm üzerine 29.06.2020 tarih, 2749 Yevmiye No ile ve 500.000,00 TL bedelli olarak davalı ... lehine konulan ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesi’nin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı şirket vekili hükmün tümü yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2. Bölge Adliye Mahkemesi’nin 07.09.2022 tarih ve 2022/1653 Esas, 2022/1459 Karar sayılı kararı ile kolluk tarafından düzenlenen 15.01.2030 tarihli araştırma tutunağında dava konusu taşınmazda 4-5 yıldır davacı ve davalı ...'nun oturdukları belirtildiği, söz konusu bilginin ne şekilde tespit edildiğinin belirli olmadığı, bu tutanak tek başına dava konusu taşınmazın ipotek tesis tarihinde tarafların aile konutu olduğunu ispata yeterli olmadığı, dava konusu taşınmazda usulünce keşif yapılıp gösterilen tanıklar taşınmaz başında dinlenerek davaya konu edilen bağımsız bölüm üzerine ipotek tesis edildiği 29.06.2020 tarihinde dava konusu taşınmazın aile konutu olarak kullanıp kullanılmadığının belirlenmesinin gerektiği, uzman bilirkişilerden aile konutu olarak kullanıldığı iddia edilen taşınmazın kroki ve harita üzerinde işaretlenmesinin istenmesi, davacının ve davalılardan ...'nun mernis adresleri ile dava konusu taşınmazın adreslerinin neden farklı olduğunun araştırılmasının gerektiği gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (3) numaralı alt bendi gereğince davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, esası incelenmeden İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına, açıklandığı şekilde davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma nedenine göre, davalı şirket vekilinin sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesi’nin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kaldırma kararı sonrası yapılan keşif ve hazırlanan bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamından davalı eş tarafından dava konusu bağımsız bölümün 17.03.2016 tarihinde satın alındığı, Ürgüp İlçe Emniyet Müdürlüğü'nce tanzim edilen 15.01.2021 tarihli tutanak uyarınca davacı ile eşi davalı eş ve çocuklarının 4-5 yıldır davaya konu taşınmazda ikamet ettikleri, davalı eş ile diğer davalılar arasında tanzim edilen 29.06.2020 tarihli ipotek sözleşmesi uyarınca dava konusu taşınmazı tapuda 29.06.2020 tarihinde ipotek kurulduğu ve tapuya tescil edildiği, ipotek tarihi itibariyle taşınmaz davacı ve eşinin aile konutu olduğu, tacir olan davalı şirketin basiretli iş adamı gibi davranma yükümlüğü bulunması nedeniyle mesken olduğu anlaşılan taşınmazın aile konutu olup olmadığını araştırmasının gerektiği, davacının bahse konu ipoteğe açık rızasının bulunmadığı gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 194 üncü maddesi gereğince davanın kabulü ile Nevşehir İli, ... İlçesi, ... Mahallesi, 1109 Ada, 1 Parsel üzerinde bulunan A1 Blok 21 Nolu bağımsız bölüm üzerine 29.06.2020 tarih, 2749 Yevmiye No ile ve 500.000,00 TL bedelli olarak davalı ... lehine konulan ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı şirket vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B.İstinaf Sebepleri
Davalı şirket vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemenin sadece davacının iddiaları ve davalı tanıklarının çelişkili beyanları doğrultusunda karar verdiğini, davalı şirketin iddia ve taleplerinin değerlendirilmediğini, tanıkların keşif mahallinde dinlenmesi için tebligat yapılması gerekirken davalı tarafından hazır etme yükümlülüğünün yüklenmesinin doğru olmadığını, ipotek tesis işlemenin usulüne uygun yapıldığını ve davacının iyi niyetli olmadığını ileri sürerek karar kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
C.Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu ipoteğin doğrudan doğruya aile konutundan faydalanma ve oturma hakkını engellemediği, hak sahibi eşin könüniyetli ve muvazaalı işlemleri ile aile konutunun elden çıkarılma tehlikesi nedeniyle ipotek işlemine diğer eşin açık rızasının alınmasının gerektiği, toplanan delillerden, davacının ipotek tesisine açık rızasının bulunmadığı, dava konusu bağımsız bölümün tapuda mesken vasfında kayıtlı olup aile konutu olduğu, mahkemece ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi doğru olduğu, Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı şirket temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı şirket vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf başvuru dilekçesini tekrarlamakla birlikte, tapu kaydına güvenerek işlem yapıldığını, davacının haberinin olduğunu, alacağına ulaşmasını engellemek için iş bu davanın açıldığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, malik olmayan eşin açık rızasının alınmamasının ipoteğin kaldırılmasını gerektirip gerektirmediği ile iyi niyetin korunup korunmayacağı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 2 nci maddesi, 194 üncü maddesi, 1023 üncü maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı şirket vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,22.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.