"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/2648 E., 2023/455 K.
DAVA TARİHİ : 26.04.2018
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/97 E., 2019/977 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçelerinde özetle; tarafların evliliklerinin 1. yılından sonra aralarında anlaşmazlıkların çıkmaya başladığını, bu anlaşmazlıkların sürekli tartışamalara ve kavgalara dönüştüğünü, davacının herhangi bir kötü alışkanlığının olmadığını, serbest meslek sahibi olduğunu, evlilik süresinde eşine ve çocuklarına karşı maddî ve manevî tüm sorumluluklarını yerine getirdiğini, ancak bunlara rağmen eşini bir türlü memnun edemediğini, davalının 1.5 yıl önce ortak evden ayrılarak annesinin yanına gittiğini, ancak pişman olarak 3 ay sonra geri döndüğünü, davalının davacıyı suçlar bir biçimde konuştuğunu, sinirli davrandığını, yoktan sebeplerle gece saatlerinde tartışma çıkartıp eşi ve üçüncü kişileri rahatsız ettiğini, davacının evdeki huzursuzluğa dayanamadığı için ortak konutu terk ettiğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin davacıya verilemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap ve ikinci cevap dilekçelerinde özetle; 19 yıllık evlilik birliğinin sona erdirilmesine dayanak ispatı kabil hiç bir somut vakıadan bahsedilmediğini, dava dilekçesinin samimiyetten uzak olduğunu, dava dilekçesinde davalının memnuniyetsiz bir kişi olduğu ve sürekli kavga çıkardığından bahsedilmişse de bu afaki iddiaların boşanmaya sebep arama gayretinden ibaret olduğunu, dilekçede bahsi geçen hususların hilaf-ı hakikat olduğunu, davacının serbest meslek sahibi olduğunun beyan edildiğini, davacının halihazırda işsiz olduğunu, eşler arasında boşanmayı gerektirecek boyutta bir çatışma sözkonusunun olmadığını, ortak hanenin davacının anne ve babasının da bulunduğu binada olduğunu, davacının anne ve babasının da davacının bu sorumsuzca davranışından yakınmakta olduğunu, davalının kimi zaman gündelik temizliğe giderek kimi zaman da annesinden maddî yardım alarak kendisinin ve çocuğunun geçimini sağlamaya çalışmakta olduğunu, davalıya atfedilecek bir kusur bulunmadığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, ortak haneyi terk ederek giden davacı erkeğin kendi kusurundan istifade ederek boşanmak istediğini, davalının aile birliğini korumak için gayret sarf etmekte olduğunu, bu nedenle davanın reddine; dava sonuna kadar davalı kadın lehine 500,00 TL., ortak çocuk lehine 500.00 TL tedbir nafakasına karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacı, tanık bildirmesi için verilen kesin sürede tanık bildirmediği, bir sonraki celse de hazır etmediği, daha sonraki celse hazır ettiği, her ne kadar hazır ettiği tanık dinlenmiş olsa da beyanının karara esas alınmadığı, davacının davasını ispat edemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına süresinde davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; tarafların uzunca bir süredir ayrı yaşadıklarını, davanın reddi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, evliliğin fiilen sona erdiğini, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 243 üncü maddesi uyarınca, Mahkemenin tanıklarının beyanlarını dikkate almamasının usul kanuna aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasına tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı vekili dava dilekçesinde tanık deliline dayandığı, İlk Derece Mahkemesinin 12.09.2018 tarihli duruşmasında davacı vekiline tanıklarını bildirmek üzere 2 haftalık kesin süre verilmiş, aksi takdirde tanık deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağı ihtar edilmiş, davacı vekili, verilen kesin süre içinde tanık listesi sunmamış, takip eden 13.12.2018 tarihli oturuma sağlık mazereti vererek katılmamış, davacı vekilinin sağlık mazereti kabul edilmiş, takip eden 14.03.2019 tarihli oturumda hazır edilen davacı tanığı dinlenmiş, ancak İlk Derece Mahkemesince "davacıya tanık bildirmesi için verilen kesin sürede tanık bildirmediği, bir sonraki celse de hazır etmediği, daha sonraki celse hazır ettiği, her ne kadar hazır ettiği tanık dinlenmiş olsa da beyanının karara esas alınmadığı, davasını ispat edemediği" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olup dinleme gününde davacı vekili mazeretli olduğundan dinlenemeyerek sonraki celse dinlenen davacı tanığının beyanının karara esas alınması gerekirken alınmamasının doğru olmadığı, davacı tanığı Ahmet Metin tarafların karşılıklı olarak tartıştıklarını, birbirlerine seslerini yükselttiklerini beyan etmiş ise de, tartışmaların neden kaynaklandığına, davalının kusurlu bir davranışına tanıklık etmediğinden, dosya kapsamından evlilik birliğinin sarsıldığı ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş olmasının sonuç olarak doğru olduğu gerekçesi ile istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı erkek vekili temyiz başvurusunda özetle; kararın gerekçesiz olduğu, dinlenen tanık beyanları ile evlilik birliğinin temelden sarsıldığı hususunun ispat edildiğini ileri sürüp kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı erkek vekili tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte davalı kadından kaynaklanan bir geçimsizlik ispat edilip edilmediği, davanın kabulü koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.