Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5414 E. 2024/4068 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kadının kusur oranı, velayet, iştirak nafakası, yoksulluk nafakası ve maddi-manevi tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller ve taraf beyanları değerlendirilerek, davalı kadın vekilinin temyiz sebeplerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/146 E., 2023/395 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 22. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/36 E., 2020/459 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının hamile kaldıktan üç ay sonra müvekkiline ortada bir şey yokken hakaret etmeye ve devamlı olarak "Senden kurtulacağım, seninle yaşanmaz, senden ayrılacağım" gibi aşağılayıcı ve kırıcı sözler söylemeye başladığını, ortak çocuk doğduktan sonra da hakaretlerin devam ettiğini, 18.08.2018 tarihinde müvekkiline hakaret yağdırarak çocuğunu alıp evden ayrılıp babasının evine gittiğini, daha sonra müvekkilinin cep telefonuna ağır hakaret ve ithamlar içeren mesajlar gönderdiğini, müvekkilinin babasının telefonuna da hakaret mesajı gönderdiğini, kadının annesinin 17.11.2018 tarihinde müvekkilinin ofisine gelerek tehdit ettiğini, davalının 19.12.2018 tarihinde müvekkilinin babası ile birlikte çalıştığı iş yerine gelerek müvekkilinin babasına sinkaflı küfür ettiğini, aynı gün daha sonra davalının babasınında iş yerine gelerek "Sen ne şerefsiz adamsın bu işi kan temizler, kızımı niye kovdun bana şimdi kendi kızını vereceksin" diyerek müvekkilinin babasına hakaret ve tehditte bulunduğunu, müvekkilinin babasının bu olaylar üzerine kalp spazmı geçirdiğini ve hastaneye kaldırıldığını belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın süresinde cevap dilekçesi sunmamış, davalı kadın vekili 25.03.2019 tarihli beyan dilekçesinde; davalı kadın için aylık 1.500,00 TL, ortak çocuk için de aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasına, davanın reddine, kadın lehine 50.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar ayrı yaşamaya başladıktan sonra davalının erkeğin babasının iş yerine gelerek kendisine "Ananı avradını sikerim" diyerek küfür ettiği ve davalının müşterek konutu terk ettiği, evlilik birliğinin sarsılmasında kadının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk için 17.09.2019 tarihli celsede dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 350,00 TL olarak hükmedilen ve 07.11.2019 tarihli celsede 07.11.2019 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 500,00 TL'ye yükseltilen tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren aylık 700,00 TL'ye yükseltilmesine ve iştirak nafakası olarak devamına, kadın süresi içinde yoksulluk nafakası talebinde bulunmadığından yoksulluk nafakası talebi hususunda karar verilmesine yer olmadığına, tedbir nafakası talebinin reddine, davalı süresi içinde maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmadığından maddî ve manevî tazminat talebi hususunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının kocalık ve babalık vazifelerini yapmadığını, eşine karşı kırıcı ve kaba davrandığını, davalının baba evine dönmesinden sonra davacı ve ailesinin kendisi ile ilişki kurmadığını, davacının telefonlarına cevap vermediğini, kayınpederinin sinkaflı küfür ederek ofisinden kovduğunu, davalının izin vermemesi nedeniyle davalının çalışmadığını, davalının anne babasının yardımı ile kendisi ve ortak çocuğun geçimini sağladığını, Mahkemenin cevap süresinin birkaç gün geçmesi nedeniyle tazminat talebinin reddine karar vermesinin haksız olduğunu, çocuğun epilepsi hastası olduğunu, hükmedilen nafakanın yetersiz olduğunu, davacının davasını ispat edemediğini, davacının babası olan tanığın tarafgir şekilde beyanda bulunduğunu ileri sürerek; hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların ekonomik ve sosyal durumları, ortak çocuğun ihtiyaçları dikkate alındığında ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir nafakası hakkaniyete uygun ise de, iştirak nafakasının az olduğu gerekçesiyle davalının iştirak nafakasının miktarına ilişkin istinaf talebinin kabulüne, yeniden hüküm kurulmak suretiyle ortak çocuk için aylık 1.300,00 TL iştirak nafakasına, davalının diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla; hükmün tamamı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; boşanma davasında kadının kusurlu olup olmadığı, davanın kabulü, nafakalar ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanunu’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 327 nci, 330 uncu maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,30.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.