"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1679 E., 2023/154 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/1 E., 2022/46 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın dava dilekçesinde özetle; tarafların evlendikten sonra Belçika'ya gittiklerini, erkeğin, kadına karşı ilgisiz kaldığını, erkeğin ailesi ile birlikte yaşadıklarını, erkekten duygusal şiddet gördüğünü, erkeğin alkol alışkanlığı olduğunu, hamilelik ve doğumunda eşini yalnız bıraktığını, kadını aldattığını, kadına şiddet uyguladığını, tarafların ayrılıp barışmalarına rağmen bir yılbaşı gecesi davalının alkollü olarak ortak çocuğun canını yaktığı için uyarılınca kadına şiddet uygulayıp hakaretlerde bulunduğunu iddia ederek, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, aylık 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, aylık 300,00TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek cevap dilekçesi ibraz etmemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 22.10.2019 tarih ve 2017/985 Esas, 2019/689 Karar sayılı kararı ile; davalı yakınlarının evlilik birliğine müdahaleleri olduğu, davalının bu müdahaleleri engellemediği, alkol alışkanlığı olup bu hususta taraflar arasında görülen ortak çocuğun mutat mesken olan Belçika devletine iadesine ilişkin 2018/197 Esas sayılı dosyasında alkol alışkanlığının bağımlılık için riskli düzeyde olduğuna ilişkin rapor ile doğrulanması ile tarafların ortak çocukla birlikte Türkiye'ye geldikten sonra davacı kadının Belçika'ya dönmemesi yönünde istekte bulunduğu, çocuk hastalandığında ateşli olmasına rağmen tedaviye götürmediği tanık beyanından anlaşılmakla, davalının evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tam kusurlu olduğu gerekçesi ile açılan davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, Eskişehir 4.Aile mahkemesinin 2018/197 esas sayılı dosyasında verilen karar ve kesinleşme durumu göz önüne alınarak velâyet konusunda karar verilmesine yer olmadığına, kadın için aylık 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın için 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından boşanma davasının kabulü, kabul edilen tazminatlar ve yoksulluk nafakası, velâyet yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2.Bölge Adliye Mahkemesinin 07.12.2021 tarih ve 2020/130 Esas, 2021/1919 Karar sayılı kararı ile velâyete dair uzman raporu alınarak ve 05.03.2020 tarihinde temyiz incelemesi sonucu kesinleşen mutad meskene iade dosyası da getirtilip incelenerek hasıl olacak sonuca göre velâyet, kişisel ilişki ve ortak çocuk için talep edilen nafaka hakkında karar verilmesi gerekirken bu konularda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesinin, kabule göre de davacı kadının yargılamada çalıştığını beyan ettiği anlaşılmakla tarafların mali ve sosyal durumları ayrıntılı olarak araştırılıp tarafların SGK kayıtları da değerlendirilerek davacı kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesi gerekirken bu konuda eksik inceleme ile hüküm tesisinin doğru görülmediği gerekçesi ile istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi'nin kararının kaldırılmasına ve ve dosyanın kararı veren Mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların ortak hanesinin davalı erkeğin yakınlarının ikametlerinde tesis edilmesi nedeniyle yakınlarının sürekli müdahaleleri olduğu, bu müdahalelerin engellenmesine yönelik davalı erkeğin tavır almadığı gibi aile yakınlarının yanında yer alarak geçimsizliğin artmasına yol açtığı, davalı erkeğin alkol alışkınlığına ilişkin çocuğun mutad meskene iadesi talepli açılan davada alkol alışkanlığının bağımlılık için riskli düzeyde olduğuna ilişkin kanaat raporu karşısında davalının alkol alışkanlığı olması, tatil amaçlı Türkiye 'ye gelindiğinde hastalanan çocuğun tedavisi hususunda ateşli olan çocuk için "geçer" diyerek tedavide kayıtsız kaldığı, davalı erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin davacı anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki tesisine, çocuk için aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın için aylık 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın için 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; tanık beyanlarının görgüye dayalı olmadığını, tanıkların Türkiye'de olduğunu, tarafların yurt dışında kaldıklarını, erkeğin alkolik olmadığı yönünde rapor alınmadığını, bu konuda eksik inceleme ile karar verildiğini, ayrıca tarafların 26.10.2017 tarihinde yurt dışında alınan boşanma kararın tanınması ve tenfizi için dava açıldığını, o davada velâyetin erkeğe verildiğini belirterek, kusur belirlemesi, boşanma davasının kabulü, kabul edilen tazminatlar, kadın ve çocuk için kabul edilen nafakalar ile miktarları, velâyet yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalı taraf yurt dışında alınan boşanma kararının tanınması için dava açtıklarını belirtmiş ise de anılan davanın ortak çocuğun geçici velâyetine ilişkin olduğu, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi, boşanma davasının kabulü, kabul edilen tazminatlar, kadın ve çocuk için kabul edilen nafakalar ile miktarları, velâyet yönünden temyiz edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğe yüklenen kusurların gerçekleşip gerçekleşmediği, davacı kadından kaynaklanan kusurlu bir davranışın ispat edilip edilmediği, kusur belirlemesine bağlı olarak kadın yararına tazminatlara ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin usul ve kanuna uygun olup olmadığı, tedbir ve iştirak nafakasının yasal koşullarının oluşup oluşmadığı, tazminat ve nafaka miktarlarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin çocuğun menfaatine olup olmayacağı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci fıkrası, 175 inci, 182 nci, 323 üncü, 324 üncü, 327 inci, 329 uncu, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun50 nci ve 51 inci maddeleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 3 üncü ve 12 nci maddesi. Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesi 3 üncü ve 6 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,30.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.