Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5434 E. 2024/2331 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında yoksulluk nafakasına hükmedilip hükmedilmeyeceği uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Toplanan delillerden kadının boşanma davası açılmadan önce kendi kusurlu eylemleri nedeniyle işten çıkarıldığı, dava sürecinde asgari ücretle çalışmaya başladığı, erkeğin de güvenlik görevlisi olarak çalıştığı, tarafların gelir düzeylerinin birbirine yakın olduğu ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 175. ve 176. maddelerindeki yoksulluk nafakası şartlarının oluşmadığı gözetilerek, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası yönünden yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/323 E., 2023/932 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Çarşamba Aile Mahkemesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'ilerine, kadının ziynet eşyası alacak talebinin kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz yoluna başvurulamaz. Temyize konu edilen miktarın, kesinlik sınırının altında kalması hâlinde 6100 sayılı Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre kadının ziynet alacağı davasında kabul edilen ve temyize konu edilen miktar Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalmaktadır. Açıklanan nedenlerle davalı-davacı erkeğin ziynet alacağına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.

Davacı-davalı kadın vekilinin tüm, davalı-davacı erkek vekilinin sair yönlerden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin bahis sitelerinde kumar oynadığını, sürekli borçlandığını, kadının telefonundan kadından habersiz kredi çektiğini, bu kredinin borcunu kadına bıraktığını, kadının iki sene önce işyerindeki erkek arkadaşı ile yaptığı görüşme kayıtlarını silmediğini ve bunları tehdit unsuru olarak kadına karşı kullandığını iddia ederek asıl davanın kabulüne karşı davanın reddine, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, çocuğun velâyetinin kadına verilmesine, çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, ziynet alacağının aynen iadesine aksi takdirde bedeline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin bazen ekonomik sıkıntılar nedeniyle borçlandığını ancak eşi ve çocuğunu zor durumda bırakmadığını, en son çektiği 50.000,00 TL krediyi kadının bilgisi dahilinde çektiğini ve hatta borçlar ödendikten sonra kalan kısmının kadının hesabında olduğunu, ziynet eşyasını kadının kendisinin sattığını, kadının çalışmaya başladığı tarihten itibaren iş arkadaşlarıyla evli bir kadına yakışmayacak davranışlarda bulunduğunu, işyerindeki ... isimli erkekle yazışmalarını erkeğin görmesinden sonra bu durumun işyeri tarafından da öğrenilmesinden sonra kadının işine son verildiğini iddia ederek asıl davanın reddine karşı davanın kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, çocuğun velâyetinin erkeğe verilmesine, erkek yararına 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yapılan yargılamada; erkeğin evin infak ve iaşesini ihmal edecek şekilde şans oyunları oynama alışkanlığının olduğu, kadının evden ayrılmasından sonra kadının hesabından kadının rızası dışında 50.000,00 TL kredi çektiği; kadının başka erkekle normal arkadaşlık ilişkisini aşan sevgili tarzı yazışmalarının olduğu, bu haliyle tarafların eşit kusurlu olduğu anlaşılmakla asıl ve karşı davanın kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine baba ile kişisel ilişki düzenlenmesine, çocuk yararına aylık 600,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakasına, kadın yararına 50.400,00 TL toptan yoksulluk nafakasına, kadının maddî ve manevî tazminat ile erkeğin manevî tazminat talebinin reddine, kadının ziynet eşyası alacağı talebinin kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, karşı davanın kabulü, kendi tazminat taleplerinin reddi, toptan hükmedilen yoksuluk nafakasının ve iştirak nafakasının miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, kadının davasının kabulü, velâyet, kendi tazminat taleplerinin reddi, yoksulluk nafakası takdiri ve toptan hükmedilen yoksulluk nafakası miktarı, iştirak nafakası ile ziynet alacağının kabulü yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, yoksulluk nafakasının toptan takdir edilmesi yönünden taraflarca istinaf yoluna başvurulmadığı, tarafların kusur ve ekonomik sosyal durumları, paranın satın alma gücü dikkate alındığından hükmedilen toptan yoksulluk nafakası miktarının uygun olduğu bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından tarafların istinaf istemlerinin ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-davalı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, karşı davanın kabulü, kendi tazminat taleplerinin reddi, toptan hükmedilen yoksuluk nafakasının ve iştirak nafakasının miktarları yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, kadının davasının kabulü, velâyet, kendi tazminat taleplerinin reddi, yoksulluk nafakası takdiri ve toptan hükmedilen yoksulluk nafakası miktarı, iştirak nafakası ile ziynet alacağının kabulü yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlıkevlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davasında; ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tarafların reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri, yoksulluk ve iştirak nafakaları ile miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 2 inci, 4 üncü, 6 ıncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesi birinci ve ikinci fıkrası,175 inci, 176 ncı, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 330 uncu maddesi, 6098 sayılı Türk Boçlar Kanunu'nun 50 ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı-davalı kadın vekilinin tüm, davalı-davacı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Toplanan delillerden, kadının dava açılmadan önce kendi kusurlu eylemleri nedeniyle işten çıkarıldığı, daha sonra İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sürecinde kadının perde dikim evinde asgari ücretle işe başladığı, erkeğin güvenlik görevlisi olarak çalıştığı, tarafların gelirlerinin birbirlerine yakın ve denk olduğu, 4271 sayılı Kanun'un 175 inci ve 176 ncı maddesindeki koşullar kadın yararına somut olayda oluşmadığı halde, davacı-davalı kadın yararına yoksulluk nafakasına karar verilmesi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı-davacı erkek vekilinin ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

2.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,

3.İlk Derece Mahkemesi kararının kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası yönünden erkek yararına BOZULMASINA,

4.Davacı-davalı kadın vekilinin tüm, davalı-davacı erkek vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'e yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran ...'a iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...