Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5435 E. 2024/2028 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davalarında, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların kusur oranları, nafaka ve tazminat miktarlarının hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece kadına hükmedilen yoksulluk nafakası ve maddi tazminat miktarının, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile hakkaniyet ilkesi gözetilerek belirlenmesi gerekirken, yetersiz miktarda hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülerek kararın bu kısımlarının bozulmasına, diğer kısımlarının ise onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/410 E., 2023/1103 K.

DAVA TARİHİ : 01.09.2021

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Samsun 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/595 E., 2022/907 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde; kadının Irak vatandaşı olduğunu, daha önceki evliliğinden olan 3 kızının da taraflarla birlikte yaşadığını, kadının erkeği maddî kaynak olarak gördüğünü, taraflar arasında en son 15.08.2021 tarihinde yaşanan olayda birlikte dışarı çıktıklarında kadının engelli olan kızına çarşaf alacağını belirterek erkekten para istediğini, erkeğin de çocuğa devletin ödediği engelli maaşından karşılamasını istediğini, bunun üzerine kadının bağırarak hakaretler ettiğini, erkeğin yeğeni hakkında iftirada bulunduğunu, bunun üzerine erkeğin kadının arabadan inmesini istediğini, kadının da erkeğin telefonunu arabadan dışarı attığını, arabadan inip erkekten önce telefonu alarak erkeğe vermediğini, erkeğe sokak ortasında tokat atarak "köpek" dediğini, araba içinde de kadının kızının fiziksel şiddet uyguladığını, erkeğin darp raporu aldığını, kadının karşı dava dilekçesindeki iddialarının asılsız olduğunu, erkeğin önceki eşinin yanında kalmadığını, sadece çocukları görmeye gittiğini belirterek davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 162 nci maddesi olmadığı takdirde 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, yasal faizi ile birlikte 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, erkeğin kadının ve kadının önceki evliliğinden olan çocuklarının maddî ihtiyaçlarını hiç karşılamadığını, maddî desteğe ihtiyacı olduğu belirtince kadına "çocuğun engelli maaşı ile yetin" dediğini, son olayda kadının erkekten pazar parası istediğini, erkeğin de kadına çocuğun engelli maaşından karşılamasını söylediğini, sinirlenerek "orospu, kahpe" şeklinde hakaretler ile kadının kafasına vurmak kolunu omuzunu ısırmak suretiyle fiziksel şiddet uyguladığını, kadının darp raporu aldığını, kadının telefonunu sinirle araçtan fırlattığını, erkeğin evliliğin başından beri fiziksel, ekonomik ve duygusal şiddet uyguladığını, kadının sosyal ortamlardan soyutlanmasını sağladığını, "seni kumanda ile hareket ettireceğim, sen konuşma hep benim dediğimi yap" dediğini, hakaret ve tehdit ettiğini, erkeğin eski eşinden olan çocukları görme bahanesi ile sürekli eski eşinin yanına gittiğini, ayın yarısını orada geçirdiğini, bu şekilde sadakatsiz davrandığını, kadına sürekli ilgisiz davrandığını, giyimine aşağılayarak beğenmediğini ifade ettiğini, ortak konutta hiçbir eşyayı onarmadığını, ekmek dahi almadığını, kadının gelirini nereye harcadığını her ay düzenli olarak sorduğunu, kadının ailesi dahil kimsenin eve misafir olarak gelmesini istemediğini, çocuklarının yanında kadına sürekli fiziksel şiddet uyguladığını, kadının kızlarından birini dövmeye kalkıştığını, diğerini ise tehdit ettiğini, ablalarının evliliğe müdahalesine izin verdiğini belirterek karşı davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi olmadığı takdirde 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, aylık 5.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 500.000,00 TL maddî ve 500.000,00TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kadının erkeğe karşı şiddet uyguladığı, çocukları ile görüşmesini istemediği, bu duruma tepki gösterdiği ve erkek hakkında "bu adam deli" şeklinde söylemlerde bulunduğu; erkeğin ise bir çok defa şiddet eyleminde bulunduğu, bununla birlikte kadına karşı küfür ve hakaret ettiği gibi kadının engelli çocuğu ağladığında ona karşı sinirlendiği ve dövmeye kalktığı, gerçekleşen kusur durumuna göre erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl ve karşı davaların kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.250,00 TL tedbir ve 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata, ispatlanamadığından erkeğin 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesine göre ve kadının 161 inci maddesine göre boşanma taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; asıl davanın kabulü kararının yerinde olduğunu ancak manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, kadının kusurlarının ispatlandığını, erkeğin kusurunun bulunmadığını, kadının tanıklarının yanlı beyanda bulunduğunu ve tanıklardan Batool ile erkek arasında devam eden ceza davasının bulunduğunu, taraflar arasındaki son olayda kadının fiziksel şiddetine ilişkin video görüntüsü mevcut olmasına rağmen Batool'un kadının erkeğe fiziksel şiddet uygulamadığını beyan ettiğini, erkeğin kadına ve kadının engelli kızına fiziksel şiddet uygulamadığını, kadının tanık beyanlarında belirtilen vakıaların hangi zamanda olduğuna dair net ve kesin ifadelerin mevcut olmadığını, karşı davanın tümüyle reddi ve asıl davanın tümüyle kabulü gerektiğini belirterek karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen nafaka ve tazminatlar, reddedilen manevî tazminat yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının kusurunun bulunmadığını, erkeğin tanıklarının tarafların aile konutu ve evlilik yaşamlarıyla hiç ilgisinin bulunmadığını, erkeğin asıl davasının reddi gerektiğini, esasa etkili delillerin toplanmadığını, erkeğin kusurlu olduğunun tanık beyanları ile ispatlandığını, hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakaları ile maddî ve manevî tazminat miktarlarının çok düşük olduğunu belirterek asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminatların miktarı yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf veiklleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesinde sunduğu itirazları tekrarlayarak karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen nafaka ve tazminatlar, reddedilen manevî tazminat yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesinde sunduğu itirazları tekrarlayarak asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davalarında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikteki geçimsizlik olup olmadığı, var ise geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, asıl ve karşı davaların kabulünün dosya kapsamına uygun olup olmadığı, kadın yararına tazminat ve nafaka verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, erkeğin tazminat taleplerinin reddinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı-davalı erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

3.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci fıkrası, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasının ve maddî tazminatın miktarları yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.Yukarıda (2) ve (3) numaralı paragraflarda belirtildiği üzere, İlk Derece Mahkemesi kararının yoksulluk nafakasının ve maddî tazminatın miktarları yönünden kadın yararına BOZULMASINA,

3.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davacı-davalı erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıdaki temyiz giderinin ...a yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran Shaymaa Abd Ali Moosa'ya iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.