"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/680 E., 2022/261 K.
KARAR : Bozmaya uyularak hüküm tesisi
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'ilerine hükmedilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı yapılması davacı davalı erkek vekili tarafından talep edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 25.06.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde duruşmalı temyiz davacı-davalı ... ile vekili Avukat ... geldiler. Karşı taraf temyiz eden davalı-davacı ... ve vekili gelmedi. Gelenin sözlü açıklanması dinlendi. İşin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1-Davacı-davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; birliğin kadının kusurlu davranışları ile temelinden sarsıldığını iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesini, ortak çocuklardan ... için aylık 600,00 TL, ... için aylık 400,00 tedbir ve iştirak nakasına, müvekkili yararına 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle, birliğin erkeğin kusurlu davranışları ile temelinden sarsıldığını iddia ederek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklar için aylık 750,00'şer TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık. 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 26.05.2015 tarihli kararı ile, erkeğin davasının reddine, kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuk ... ergin olduğundan velâyeti hususunda karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuk ...'nin velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk için aylık aylık 400,00 TL tedbir ve 500,00 TL iştirak nafakasına, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına 25.000,00 maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 26.05.2015 tarihli kararına karşı süresi içinde davacı davalı erkek vekili tarafından hükmün tamamı yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 01.06.2016 tarihli kararı ile; "Boşanma veya evliliğin iptaline ilişkin kararlarda; tarafların Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, adı, soyadı, doğum yeri ve tarihi, baba ve ana adları ile kadının evlenmeden önceki soyadı ve aile kütüğünde kayıtlı olduğu yer bilgileri ile evlilik içinde doğmuş çocuklar ve bunların kimlik bilgilerine yer verilmesi zorunludur (5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu m.27, HMK. m. 297/1-b). Mahkemece; hükümde davacıdavalının adı, soyadı ile tarafların doğum tarihi ve yeri, baba ve ana adları, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numaraları yazılmamıştır. Bu hususlar gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır." gerekçesi ile hükmün bozulmasına bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemenin 01.12.2016 tarih ve 2016/719 Esas, 2016/761 Karar sayılı kararı ile erkeğin davasının reddine, kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuk ... ergin olduğundan velayeti hususunda karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuk ...'nin velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk için aylık aylık 400,00 TL tedbir ve 500,00 TL iştirak nafakasına, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına 25.000,00 maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
2. Karara karşı davacı davalı erkek tarafından hükmün tamamı yönünden, davalı davacı kadın tarafından, kişisel ilişki, nafaka ve tazminatların miktarı yönünden temyiz isteminde bulunulmuştur.
3. Dairenin 22.10.2018 tarihli kararı ile; "Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları dava şartlarından (HMK. m. 114/1-d) olup, bu husus kamu düzeniyle ilgilidir. Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırmakla yükümlüdür. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. ( HMK. m. 115/1) Davada, davalı-davacı kadının ruhsal rahatsızlığı ileri sürülmüş ve bu iddia dosya arasındaki bir kısım delille de doğrulanmıştır. Bu durumda mahkemece yapılacak iş; Türk Medeni Kanununun 405. ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 56. maddesi uyarınca davalı-davacı kadının vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediğinin araştırılması ve bu hususun bir ön sorun sayılarak sonucuna kadar yargılamanın bekletilmesinden ibarettir. Bu yön göz önünde tutulmadan yargılamaya devam olunarak işin esası hakkında karar verilmesi usul ve kanuna aykırı bulunmuştur." gerekçesi ile hükmün bozulmasına, bozma sebebine göre diğer yönlerin incelenmesine şimdilik yer olmadığına karar verilmiştir.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile "tarafların 17.06.1995 tarihinde evlendikleri, bu evlilikten 27.11.1995 doğumlu ... ile 11.09.2008 doğumlu ... adında ortak iki çocuklarının olduğu, davacı birleşen dosyada davalı erkeğin eşi ve çocuklarıyla ilgilenmediği, eşine fiziksel ve sözlü şiddet uyguladığı, kadındaki darp izlerinin tanıklar tarafından görüldüğü, eşine hakaret ettiği, bağırıp çağırdığı, otizmli olup özel ilgiye muhtaç olan müşterek çocuk ...'nin hastalığı ile ilgilemediği, terapilere katılmadığı, aralarında çıkan tartışma da kızı ve eşini evden kovduğu, kadının araması üzerine arkadaşının müşterek çocukla birlikte kadını gelip aldığı, tarafların bu şekilde ayrı yaşamaya başladıkları, ayrı kalınan dönemde de davacı birleşen dosyanın davalısı erkeğin eşine telefon açarak hakaret ettiği, çocuklarının yanında dükkanı boşaltması konusunda erkeğin kadına baskı yaptığı, bu hususların tanık anlatımları ile sabit olduğu, buna karşın davalı birleşen dosyada davacı kadının da eşinin ailesini müşterek hanede istemediği, geldiklerinde iyi davranmadığı, onları istemediğini belli ettiği ve yüzlerine karşı söylediği, evlilik birliğinin yüklediği yükümlülükleri yerine getirmediği, evin tertip ve düzeniyle ilgilenmediği, yemek yapmadığı, evin düzenini sağlamaktan imtina edip tarafların dağınık ve düzensiz bir ev ortamında yaşamalarına sebebiyet verdiği, eşini aşırı kıskandığı, sürekli başkasıyla ilişkisi olduğu yönünde isnatta bulunduğu, aşırı kıskançlık nedeniyle eşini çalışma arkadaşlarına ve sosyal çevresine karşı mahçup ettiği, tüm bu nedenlerle taraflar arasında geçimsizlik bulunduğu, tarafların fiilen ayrı yaşadıkları, taraflar arasındaki evlilik birliğinin erkeğin ağır kusurlu, kadının hafif kusurlu davranışları nedeniyle onarılması mümkün olmayacak derecede temelinden sarsıldığı, evliliğin devamında taraflar, ortak çocuklar ve toplum bakımından korunmaya değer bir fayda kalmadığı kanaatine varılmakla davacı birleşen dosyada davalı ...'in açmış olduğu Mahkememizin 2019/680 Esas sayılı davası ile davalı birleşen dosyada davacı ...'in iş bu dava dosyası ile birleşen Mahkememizin 2013/351 Esas sayılı dosyası ile açmış olduğu boşanma davalarının kabulü ile tarafların boşnamalarına karar vermek gerekmiştir. Müşterek çocuk ...'nin baba hakkında cinsel istismar iddiası nedeniyle davacı birleşen dosyada davalı ... hakkında yapılan adli soruşturma neticesinde şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ve bu karar kesinleşmiş olup iddia olunan bu olay mahkememizce velayet ve kişisel ilişki yönünden delil olarak değerlendirilmemiş ise de; ortak çocuk ...'nin fiili ayrılık döneminde anne yanında kalması, alınan sosyal inceleme raporları, uzman psikolog ve hekim raporları ile idrak çağındaki çocuğun mahkeme huzurunda alınan beyanında baba ile görüşmeyi reddettiğini alenen beyan etmesi karşısında yerleşik Yargıtay uygulamaları da dikkate alınarak çocuğun ısrarlı red beyanı karşısında çocuk ile baba arasında kurulmuş olan tedbiren şahsi ilişki tesisinin kaldırılmasına, velayetinin tedbiren ve hükmen anneye verilmesine, çocuğun beyanı karşısında babanın çocuk ile arasında kişisel ilişki kurulması talebinin reddine, çocuğun yaşı, ihtiyaçları, tarafların mali ve içtimai durumları ile hakkaniyet ölçüsü de gözetilerek çocuk için nafaka talebinin kabulüne karar verilmiştir. Tarafların müşterek çocukları ... 27.11.1995 doğumlu olup müşterek çocuğuin yargılamanın devamı sırasında reşit olduğu anlaşılmakla velayeti ve iştirak nafakası talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiş, tedbir nafakası yönünden yapılan değerlendirmede ise; dava açıldığında fiilen anne yanında olan ... için birleşen dosya dava tarihinden (talep tarihinden) reşit olduğu 27.11.2013 tarihine kadar geçerli olmak üzere tedbir nafakası talebinin kabulü ile aylık 750,00 TL tedbir nafakası bağlanmasına karar verilmiştir. Davalı birleşen dosyada davacı kadının emekli olup düzenli geliri bulunduğundan tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmişmiştir. TMK'nın 174.maddesinde; mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu tarafın kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceği, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebileceği hükme bağlanmıştır. Yargılamaya konu davada toplanan delillerle erkeğin ağır, kadının hafif kusurlu olduğu kabul edilmekle kadının yaşı, evlenip ayrılmış olması, yeniden evlenme şansı, sosyal çevreleri de dikkate alındığında boşanma yüzünden mevcut veya beklenen çıkarlarının zarara uğradığı kanısına varılmakla kadının madd3i tazminat talebi kısmen kabul edilmiş, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı mahiyetinde olduğu anlaşılmakla manevi tazminatın bir sebepsiz zenginleşme aracı olamayacağı hususu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, hak ve nesafet kuralları ile kusur durumu dikkate alınarak kadının manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, boşanmaya neden olan olaylarda erkek ağır kusurlu kabul edildiğinden manevi tazminat talebi reddedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." gerekçesi ile asıl ve birleşen davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk ... velayetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulması talebinin reddine, ortak çocuk için aylık 400,00 TL tedbir ve 750,00 TL iştirak nafakasına, dava açıldığında anne yanında olduğu anlaşılan müşterek çocuk ... için birleşen dosya dava tarihi olan 27.05.2013 tarihinden reşit olduğu 27/11/2013 tarihine kadar geçerli olmak üzere aylık 750,00 TL tedbir nafakası bağlanmasına, kadın yararına yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminata, erkeğin manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı- davalı erkek vekili temyiz dilekçesince özetle; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi ve aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar, reddedilen manevi tazminat talebi, çocukla kişisel ilişki kurulmaması yönünden hükmün bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, maddî tazminatın miktarı yönünden hükmün bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, bozmanın amacına uygun karar verilip verilmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedinci fıkrası ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.
3.Değerlendirme
1.Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı, bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olduğu anlaşılmakla; davalı davacı kadın vekilinin tüm, davacı davalı erkek vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Mahkemenin 26.05.2015 tarihli ilk kararı ile davalı davacı kadın yararına 25.000,00 TL maddi ve 15.000,00 TL manevî tazminata, ortak çocuk için aylık 500,00 TL iştirak nafkasına hükmedilmiş, hükmün münhasıran davacı davalı erkek tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 01.06.2016 tarihli ilamı ile hükümde tarafların kimlik bilgileri bulunmadığından bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Bozma sonrasında son kararda davalı davacı kadın yararına 50.000 TL maddi ve 50.000 TL manevi tazminata, ortak çocuk için aylık 750,00 TL iştirak nafakasıa hükmedilmiştir. Ne var ki ilk kararla kadın yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminat ile iştirak nafakasının miktarı davalı davacı kadın tarafından temyiz edilmemesi nedeniyle davacı davalı erkek yararına usulü kazanılmış hak oluşmuştur. Bu sebeple Mahkemece usuli kazanılmış hakka aykırı şekilde davalı davacı kadın yararına maddi ve manevi tazminata ve iştirak nafakasına hükmedilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan Mahkeme kararının maddî ve manevî tazminatın ve iştirak nafakasının miktarı yönünden davacı davalı erkek yararına BOZULMASINA,
2. Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı davacı kadın vekilinin tüm, davacı davalı erkek vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile kararın bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ONANMASINA,
Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL vekâlet ücretinin ...'den alınıp ...'ya verilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,25.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.