Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5463 E. 2024/2042 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında açılan boşanma davasında, evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı, sarsıldıysa kusurun kimde olduğu ve boşanmaya karar verilip verilmeyeceği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller ve tanık beyanları değerlendirildiğinde, davacı kadının boşanma nedeni olarak ileri sürdüğü iddiaları ispatlayamadığı, davalı erkeğe isnat edilen kusurlu davranışların varlığını gösterir yeterli ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek, ilk derece mahkemesinin boşanma talebini reddeden kararı, istinaf incelemesi sonucunda onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2191 E., 2023/825 K.

DAVA TARİHİ : 26.03.2019

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 6. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/266 E., 2021/446 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalı erkeğin davacı kadına şiddet uyguladığını, birlik görevini yerine getirmediğini, eve geç saatlerde geldiğini, bazı günler hiç gelmediğini, davalı erkeğin uyguladığı psikolojik baskı nedeniyle davacı kadının rahatsızlıklarının oluştuğunu, evlilik birliği içinde kadının da kazancı ile ortak alınan evi kadına haber vermeden satarak bedelini kendi ihtiyaçları için tükettiğini, huzurdaki boşanma davasının daha önce açılan boşanma davasından farklı sebeplere dayandığını, davalı erkeğin kadını hastalık döneminde yalnız bıraktığını, iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yoksulluk nafakası miktarının ileriki yıllarda memur maaş artış oranınca uyarlanmasına ve 50.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyaları yönünden fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00 TL'nin davalıdan tahsiline hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı erkeğin de boşanmayı talep ettiği, taraflar arasında daha önce boşanma davasının bulunduğunu tarafların bu davayı geri çektiğini, tarafların sonrasında ortak hayatı yeniden kurduklarını, bu nedenle kadının aynı içeriğe ilişkin iddialara dayanamayacağını, taraflar arasındaki ortak yaşamın çekilmez hale gelmesinde asıl kusurlunun kadın olduğunu, kadının davalı erkeğin çevresine asılsız beyanda bulunduğunu, tartışmalarda kadının eline geçen eşyaları erkeğin üzerine fırlattığı, hakaret ettiğini, bu hareketlere önceki boşanma davasından sonra da devam ettiğini, 3 yıldır ayrı odalarda kaldıklarını, dava dilekçesindeki iddialarını kabul etmediklerini, davacı kadının çalışmadığını, erkeğin birlik görevini yerine getirdiklerini iddia ederek davacının kusurlu davranışları nedeniyle boşanmalarına, davacı kadının taleplerinin reddine hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ziynet alacağı davasının tefrik edildiğini, dosya kapsamından taraflar arasında 2017 yılında açılmış boşanma davasının olduğu, davacının ... olduğu ve davayı geri aldığı ve tarafların bu davadan sonra yeniden barışıp bir araya geldiği önceki yaşanan olaylara ilişkin hususların taraflarca affedilmiş sayılacağı, İlk Derece Mahkemesi tarafından dinlenen tanıkların bu tarihten sonraki olaylara ilişkin görgüye dayalı bilgi sahibi olmadıkları, tanık beyanlarında anlatılanların eski tarihli olaylar olduğu davacı kadının davalı hakkındaki iddialarının 2017 yılındaki boşanma davasından sonra devam ettiğine ilişkin somut delil veya görgüye dayalı tanık beyanının dosyaya yansımadığı, böylelikle davalı hakkındaki iddialarını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine, davacı lehine bağlanan 1.000,00 TL tedbir nafakasının dava kesinleşinceye devamına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; açılan ilk boşanma davasının geri çekilmesinin ardından tarafların bir araya gelmediklerini, iki tarafın da boşanmak istediğini, tarafların anlaşmazlığa düştüğü hususun; maddî ve manevî tazminat talepleri olduğunu, dava dilekçesindeki iddialarını ispatladıkları gerekçeleri ile davanın reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, her iki tarafın da boşanmayı karşılıklı olarak kabul ettiğini, red kararına rağmen karar kesinleşinceye kadar davacı lehine nafakaya hükmedilmesinin hatalı olduğunu bildirerek, kararın kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; açılan ilk boşanma davasının geri çekilmesinin ardından tarafların bir araya gelmedikleri ve ayrı yaşadıklarını, iki tarafın da boşanmak istediğini, tarafların anlaşmazlığa düştüğü hususun maddî ve manevî tazminat talepleri olduğunu, dava dilekçesindeki iddialarını ispatladıkları gerekçeleri ile davanın reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu Bölge Adliye Mahkemesi'nin kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davasının kabulü koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.