Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5489 E. 2024/5189 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusur belirlenmesi, nafaka ve tazminat miktarlarının tespiti hususunda anlaşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları, hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu değerlendirilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/99 E., 2023/205 K.

KARAR : Başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziosmanpaşa 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/288 E., 2022/1005 K.

Taraflar arasındaki boşanma ve çocukla kişisel ilişki kurulması davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına, dosyanın yeniden karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılmasına, kaldırılan yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf davalı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin erkeğin kusurlu davranışları ile temelinden sarsıldığını iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuk için aylık 3.000,00 TL tedbir ve 9.000,00 TL iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 4.000,00 TL tedbir ve 10.000,00 TL yoksulluk nafakası ile 300.000,00 TL maddî ve 400.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile ortak çocuk arasında tedbiren kişisel ilişki kurulmasını talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 08.10.2021 tarihli ve 2017/826 esas, 2021/857 karar sayılı kararı ile; kadının, bedeninde morluklar oluşacak biçimde dayak yediği, hakarete maruz kaldığı, erkeğin sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği; kadının birçok kez onur kırıcı eyleme maruz kaldığı ve fiziksel, psikolojik, sözlü şiddete uğradığı hususlarının sabit olduğu, bu nedenle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, tarafların bir araya gelme olasılığının kalmadığı, tarafların boşanmalarına karar verildiği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir ve 1.500,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakaların yıllık %10 oranında arttırılmasına, kadın yararına 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin birleşen davasının kabulüne, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı davalı kadın vekili tarafından kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatların miktarı yönünden, davalı davacı erkek tarafından delillerinin toplanmaması, kusur belirlemesi, kişisel ilişkinin süresi, nafaka miktarı ve artış oranı, aleyhine hükmedilen tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 28.03.2022 tarihli ve 2022/34 esas, 2022/442 karar sayılı kararı ile; erkeğin 26.10.2020 tarihli delil listesinde, bildirdiği ve dinlenmelerinden açıkça vazgeçmediği, dinlenilmesini istediği ve istinafa konu ettiği tanıklarının dinlenmesi ve hasıl olacak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru olmadığı, bu nedenle tarafların istinaf talebinin esasa ilişkin inceleme yapılmaksızın kabulü ile, İlk Derece Mahkemesinin kararının istinaf edilmediği için kesinleşen boşanma hükmü hariç tamamen kaldırılmasına, usule uygun yargılama yapılıp yeniden karar verilmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırma sebebine göre, diğer istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kusurlu eylem olarak; eşini bedeninde morluklar oluşacak şekilde dövdüğü, eşine hakaret ettiği, eşine karşı birçok kez onur kırıcı söz ve davranışlarda bulunduğu, eşine karşı sadakat yükümlülüğüne aykırı eylemlerde bulunduğu bu nedenle; evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, tarafların bir araya gelme olasılığının kalmadığı anlaşıldığından tarafların boşanmalarına karar verildiği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, velâyet konusunda yapılan yargılamada; küçüğün yaşı itibariyle anne bakım ve ilgisine muhtaç yaşta olması, yargılama sırasında velâyet konusunda iki tane sosyal inceleme raporu alınmış olması, bu raporlarda küçüğün velâyetinin anneye verilmesi ve babayla yatılı ilişki kurulması biçiminde uzmanlarca görüş bildirilmiş olması dikkate alınarak; küçüğün velâyetinin anneye verilmesinin küçüğün üstün yararlarına uygun olduğu, bu nedenle de küçüğün velâyetinin anneye verildiği, baba ile yatılı kişisel ilişki kurulduğu, babanın küçüğün giderlerine maddî gücü oranında katkıda bulunmak zorunda olması, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, erkeğin yurt dışında çalışıp gelir elde ediyor olması; dikkate alınarak küçüğün yararına tedbir ve iştirak nafakasına hükmedildiği, kadının boşanmakla eşinin desteğini yitirmiş olması, öz ailesinin yanına taşınarak orda yaşaması, kendisinin ve küçüğün bakımını tek başına üstlenmesi, güncel yaşam koşulları dikkate alınarak kadının yoksulluğa düştüğü kabul edilerek onun lehine yoksulluk nafakasına karar verildiği, kadının boşanmakla eşinin desteğini yitirmesi, öz ailesinin yanına taşınması, çalışmak zorunda kalması, kendisinin ve küçüğün bakımını tek başına üstlenmesi, bu haliyle güncel ve beklenen çıkarlarının zarar gördüğünün açıkça anlaşılması, boşanmaya sebebiyet veren olaylardaki kusurlu eylemlerinin kadının kişilik haklarına açık bir saldırı olduğunun anlaşılmış olması, tarafların boşanmadaki kusur durumları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınarak kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedildiği gerekçesi ile asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk için aylık 2.000,00 TL tedbir ve 2.000,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakaların yıllık Tüfe oranında arttırılmasına, kadın yararına 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin birleşen davasının kabulüne, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı davalı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatların miktarı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk derece mahkemesince erkeğe eşini bedeninde morluklar oluşacak şekilde dövdüğü, eşine hakaret ettiği, eşine karşı birçok kez onur kırıcı söz ve davranışlarda bulunduğu, eşine karşı sadakat yükümlülüğüne aykırı eylemlerde bulunduğu vakıalarının kusur olarak yüklendiği erkeğin istinaf kanun yoluna başvurmaması nedeni ile ilk derece mahkemesince erkeğe yüklenen kusurlu vakıaların kesinleştiği, erkeğin ayrıca uyuşturucu kullandığı, vakıasının da sabit olduğu, kadının erkeğe yönelik diğer iddialarını ispat edemediği, dosyada mevcut sosyal inceleme raporlarının yeterli ve hükme esas almaya yeterli olması, ve raporlarda ve tüm dosya kapsamında ortak çocuk ile baba arasında yatılı ilişki kurulmamasına dair bir tespit olmaması nedenleri ile davacı davalı kadının bu yöndeki istinaf talebinin reddine karar verildiği, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında Mahkeme tarafından belirlenen maddî ve manevî tazminat miktarının dosya kapsamına göre az olduğu, tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında Mahkeme tarafından hükmedilen yoksulluk nafakası miktarı ile iştirak nafakası miktarının da az olduğu gerekçesi ile davacı davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili hükümlerinin kaldırılmasına, ortak çocuk için aylık 2.500,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına, nafakaların yıllık Tüfe oranında arttırılmasına, kadın yararına 150.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata, kadın vekilinin sair istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatların miktarı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatların miktarı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi, 182 inci maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 nci ve 51 inci maddeleri

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.