"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/554 E., 2022/2330 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/37 E., 2020/717 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1991 yılında evlendiklerini, ortak iki çocuklarının bulunduğunu, kadının, müvekkilinin dayısının kızı olup babasının baskı ve zorlaması ile evlendiğini, müvekkilinin korktuğunun başına geldiğini ve ortak çocukların engelli olarak dünyaya geldiğini, davalının çocukları engelli bakım evine yatırdığını, müvekkilinin bu yürek burkan olay karşısında yıkıma uğradığını, davalının annelik ve eş olma sorumluluğunu hiçbir suretle yerine getirmediğini, müvekkilinin kendi kazancıyla edindiği ortak konutu mülkiyetine geçirttiğini, tarafların evliliklerinin fiilen bittiğini, tarafların sekiz seneden beri yatak odalarını ayırdıklarını ve bu durumun tarafların akraba, komşu, arkadaş çevreleri tarafından bilindiğini, davalının duygusuz tavrı ile eş ve annelik görevlerini aksatmasının tüm aileyi mutsuz ettiğini, ortak çocuklara karşı sevgisiz ve tahammülsüz tutumu ile müvekkiline karşı saygısız ve baskıcı tutumu nedeniyle mevcut evliliğin çekilmez hale geldiğini iddia ederek; tarafların evlilik birliğiinn sarsılması hukuki nedeni ile boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların Almanya'da kaldıkları süre içerisinde iki çocuk sahibi olduklarını, iki çocuklarının da zihinsel engelli olduğunu, davacının bu boşanma davasını açmasındaki amacının çocukların bakımını ve ilgisini davalıya yüklemek olduğunu, tarafların arasında hiçbir uyumsuzluk olmadığını, davacının çocuklar ile ilgilenmekten bıktığını, bu açıdan davanın kurgulanmış dayanaklara dayandırıldığı için esas açısından da reddinin gerektiğini, beyan ederek; davanın usul ve esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı kadına kusur olarak yüklenebilecek hadiselerin varlığı kanıtlanamadığını, tarafların fiilen ayrı yaşadıklarından bahsedilmiş ise de; fiili ayrılığın tek başına boşanma sebebi olamayacağını, terk hukuki nedenine dayalı olarak açılmış bir dava da bulunmadığı, davalı vekilinin boşanmayı kabul ettikleri yönündeki beyanlarının, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun ( 4721 sayılı kanun) 184 üncü maddesi gereğince kabul beyanının hukuki sonuç doğurmayacağı, aynı Kanunu'nun 166 ıncı maddenin üçüncü fıkrası şartlarının da oluşmadığı gerekçesiyle, kanıtlanamayan davanın reddine karar verildiği, davalı kadının tedbir nafakası talebin ise, tarafların her ikisinin de çalışmadığı, davacının hastalık maaşı aldığı, mal varlığının bulunmadığı, %30 engelli olduğu, davalının da trafik kazası geçirdiği için çalışmadığı, sosyal yardım alarak geçindiği, bir taşınmazının olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına göre 4721 sayılı Kanunun 169 uncu maddesinde düzenlenen tedbir nafakası koşulları oluşmadığını, ortak çocukların 18 yaşını doldurmuş olmaları sebebiyle çocuklar için tedbir nafakası talebinin aktif husumet yokluğu sebebiyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanmanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu kadının kusurlu olduğunu, İk Derece Mahkemesinin kusur belirlemesine yönelik kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek, kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince delillerin yeterince toplandığı, delillerin değerlendirilmesinde, hukuki nitelendirmede, kanunun olaya uygulanmasında ve istinaf eden tarafa göre kusur belirlemesinde hata yapılmadığı, davacı erkek açısından ortak hayatın devamının kendisinden beklenilmeyecek derecede temelinden sarsan ve çekilmez hale getiren davalı kadına yüklenebilecek kusurlu bir tutum ve davranışın ispatlanamadığı gerekçesiyle; davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek; kusur belirlemesi, reddedilen boşanma davası yönünden temyize başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkan vermeyecek bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davacı erkeğin boşanma davasının reddinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun'un 6 ıncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.