"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/591 E., 2023/577 K.
DAVA TARİHİ : 26.10.2018-26.11.2018
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kocaeli 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/891 E., 2023/72 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet ve ev eşyası alacağı davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine, ziynet eşyası alacağı davasının kısmen kabulüne, ev eşyası alacağı davasının açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre, Mahkemece gerek kabul edilen, gerek reddedilen ziynet alacağı bedeli ile ev eşyası bedeli, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalmaktadır.
Açıklanan nedenlerle tarafların ziynet alacağı davasının kabul ve reddedilen kısımlarına ve kadının ev eşyası alacağına yönelik temyiz dilekçelerinin ayrı ayrı miktardan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Tarafların reddedilen yön dışında diğer yönlerden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde; kadının düğün takılarını annesine vereceğini söylediğini, Kocaeli'nden Gümüşhane'ye taşınmak istediğini söyleyerek huzursuzluk çıkardığını, her tartışma sonrası ailesinin yanına Gümüşhane'ye gittiğini ve uzun süreler kaldığını, evlilik birliği sorumluluklarını yerine getirmediğini, erkeğin aile bireylerini dile getirerek tartışma çıkardığını, sonra da psikolojim bozuldu diyerek ailesinin yanına gittiğini, gittikten sonra da erkeğe Gümüşhane'ye gelmesi yönünde baskı yaptığını, ortak çocuk olduktan sonra yatağını ayırdığını, ortak çocuk ile görüşmesini engellediğini, kendine yeni bir hayat kuracağını söylediğini, psikolojik sorunları olduğunu, tarafların 15 gündür ayrı olduğunu belirterek davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, yasal faizi ile birlikte 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, erkeğin kadını sürekli Gümüşhane'ye göndermek istediğini, kadının evi terk etmediğini, terk için ihtar da çekilmediğini, kadını Gümüşhane'ye gönderdikten sonra telefon numarasını değiştirdiğini ve "bana hesap soramazsın" dediğini, evlendikleri gönden beri fiziksel, sözel ve ekonomik şiddet uyguladığını, defalarca tokat, tekme, yumruk attığını ve bu olanları başkalarına söylememe konusunda ölümle tehdit ettiğini, küfür ve hakaret ettiğini, sürekli asabi ve sinirli davrandığını, bu nedenle ortak çocuğun da babasından korktuğunu, sürekli telefonu ile vakit geçirdiğini, kadın ve çocuk ile ilgilenmediğini, erkeğin kendi ailesi ile kadının görüşmesini istemediğini, kadının çalışmasına izin vermediğini belirterek karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, iştirak ve yoksulluk nafakalarının her yıl %10 oranında artırılmasına, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyalarının aynen iadesine, mümkün olmaması halinde bedelinin tahsiline, evdeki kadına ait eşyaların iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesinin 15.06.2021 tarih, 2018/1064 Esas, 2021/387 Karar sayılı kararı ile kadının Kocaeli'deki ortak konuttan sık sık ayrılarak Gümüşhane'ye giderek uzun süre kaldığı, erkeğin ise taraflar arasındaki mesajlaşma kayıtlarından kadına "senin ağzına sıçarım" "aptal" "kadınsan kadınlığını bil" şeklinde hakaret ederek aşağıladığı, kadını kardeşi ile birlikte evden gönderdiği, altınları eşinin haberi olmadan sattığı, mevcut kusur durumuna göre erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl ve karşı boşanma davalarının kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 300,00 TL tedbir ve 350,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına 300,00 TL tedbir ve 350,00 TL yoksulluk nafakasına, nafakaların ÜFE oranında artırılmasına, kadın yararına 13.000,00 TL manevî ve 9.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyası alacağı talebinin kısmen kabulüne, ev eşyası alacağı talebinin ise usule uygun dava açılmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Karar karşı, davacı-davalı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar ile reddedilen tazminatlar, ziynet eşyası davasının kabul edilen kısmı yönünden, davalı-davacı kadın vekili ise kusur belirlemesi, yatılı kurulan kişisel ilişki, kadın ve çocuk yararına hükmedilen nafakaların miktarı, tazminatların miktarı, ziynet eşyası talebinin reddedilen kısmı, ev eşyası alacağı talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar, aleyhe hükmedilen vekâlet ücreti yönünden istinaf yoluna başvurulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesinin 09.11.2022 tarih, 2021/1691 Esas, 2022/1641 Karar sayılı karar ile manevî tazminat yönünden hüküm ile gerekçenin çelişkili olduğu, dava dilekçesindeki ziynet eşyası talebi ile ıslah dilekçesindeki ziynet eşyası talebinin denk olmadığının değerlendirilmediği, ziynet eşyası alacağı için kurulan hükmün infazda tereddüt yaratacağı, kadının adli yardımlı olması nedeniyle ev eşyası talebi yönünden işin esasına girmesi gerektiği gerekçesi ile kararın kaldırılmasına ve dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kadının Kocaeli'deki ortak konuttan sık sık ayrılarak Gümüşhane'ye giderek uzun süre kaldığı, erkeğin ise taraflar arasındaki mesajlaşma kayıtlarından kadına "senin ağzına sıçarım" "aptal" "kadınsan kadınlığını bil" şeklinde hakaret ederek kadını aşağıladığı, kadını kardeşi ile birlikte evden gönderdiği, altınları eşinin haberi olmadan sattığı, mevcut kusur durumuna göre erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl ve karşı boşanma davalarının kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 300,00 TL tedbir ve 1.000,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir ve aylık 750,00 TL yoksulluk nafakasına, nafakaların TÜFE oranında artırılmasına, kadın yararına 33.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyası alacağı talebinin kısmen kabulüne, ev eşyası alacağı talebi yönünden ise vazgeçme nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının gerçeğe aykırı ve soyut tanık beyanları ile erkeğe kusur yüklenmesinin hata olduğunu, hükmedilen tazminatların kaldırılması gerektiğini, kadının kendi isteği ile çalışmamayı seçtiğini, bu nedenle yoksulluk nafakasının kaldırılması gerektiğini belirterek kusur belirlemesi, hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatlar, ziynet alacağı davasının kabul edilen kısmı yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin ortak çocuğu görmeye gelmediğini, çocuğun da babasının yanına gitmek istemediğini, ayrıca erkek tarafından çocuğun kaçırıldığını, bu nedenlerle yatılı kişisel ilişki kararının kaldırılması gerektiğini, erkeğin ağır kusurlu olması nedeniyle hükmedilen tazminatların miktarının az olduğunu, kadın ve ortak çocuk yararına hükmedilen nafakaların miktarının günümüz koşullarına göre düşük kaldığını, ev eşyası alacağı yönünden vazgeçme taleplerinin olduğunu, bu nedenle karar verilmesine yer olmadığına karar verilip lehe vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, bunun yerine davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek kusur belirlemesi, yatılı kurulan kişisel ilişki, kadın ve çocuk yararına hükmedilen nafakaların miktarı, tazminatların miktarı, ziynet eşyası talebinin reddedilen kısmı, ev eşyası alacağı talebine ilişkin karar verilmesine yer olmadığına karar verilmemesi ve lehe vekâlet ücretine hükmedilmemesi yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili katılma yolu ile temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrarlayarak kusur belirlemesi, hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatlar, ziynet alacağı davasının kabul edilen kısmı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrarlayarak kusur belirlemesi, yatılı kurulan kişisel ilişki, kadın ve çocuk yararına hükmedilen nafakaların miktarı, tazminatların miktarı, ziynet eşyası talebinin reddedilen kısmı, ev eşyası alacağı talebine ilişkin karar verilmesine yer olmadığına karar verilmemesi ve lehe vekâlet ücretine hükmedilmemesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikteki geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası verilme şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, kişisel ilişkinin sürelerinin dosya kapsamına uygun olup olmadığı, ev eşyası alacağı davası yönünden verilen kararın ve kadın yararına vekâlet ücretine hükmedilmemesinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 323 üncü maddesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Taraf vekillerinin ziynet alacağı davasının kabul ve reddedilen kısmına, kadın vekilinin ayrıca ev eşyası alacağı davasına yönelik temyizleri yönünden temyiz dilekçelerinin ayrı ayrı miktardan REDDİNE,
2.Taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Başlangıçta yatırılmayan aşağıda temyiz başvuru harcının Semanur'dan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.