"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/647 E., 2022/2400 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/1131 E., 2020/681 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın davacı- davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı ... erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... erkekvekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; davalı- davacı kadın ile altı yıldır evli olduklarını, bu evliliklerinden çocuklarının olmadığını, davalı- davacı kadın ile birbirlerini tanımadan evlendiklerini, aralarında fikren ve ruhen kişilik farklılıkları olduğunu, kadının hiçbir zaman evlilik birliğinin gerektirdiği sorumlulukları yerine getirmediğini, çok asabi bir mizaca sahip olduğunu, en küçük sorunları dahi büyütüp evde tartışma ve kavga ortamı yaratmaya çalıştığını, müvekkiline hiçbir zaman saygı göstermediğini, karşı ağza alınmayacak küfür ve hakaretlerde bulunduğunu, aralarında duygusal olarak hiçbir bağın kalmadığını, ilerleyen zamanlarda kadının konutu terk ettiğini, üç aydır eve gelmediğini, müvekkilinin ise evlilik birliğinde tüm sorumluluklarını yerine getirdiğini ancak kadının ağır kusurları nedeniyle ortak hayatı sürdürmelerinin artık mümkün olmadığını beyan ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde belirtilen iddiaların doğru olmadığını ve soyut söylemlerden ibaret olduğunu belirterek asıl davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2.Davalı -davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı- davalı erkeğin, kadına karşı sürekli hakaret ve aşağılayıcı tavırlar sergilediğini, müvekkilini insan yerine koymadığını, müvekkiline "seninle konuşacağıma eşşekle konuşurum" diyerek müvekkilini aşağıladığını, müvekkilinin evin tüm ihtiyaçlarını karşıladığını ancak eve getirdiği yemekleri ... erkeğin sakladığını ve müvekkiline yedirmediğini, müvekkilini 5-6 kez evden kovduğunu, müvekkilinin kimi zaman akrabalarının, kimi zaman da abilerinin yanında kaldığını, müvekkilinin en son kovulduğu olayda müvekkilin eve girmek istediğini ancak davacı- davalı erkeğin buna müsade etmediğini, müvekkilinin barışmak istediğini, bunun için köy büyüklerini araya koyduğunu bu nedenle köy büyükleri ile ortak konuta gittiğini ancak davacı- davalı erkeğin onları kapı dışarı ettiğini, müvekkiline gerek fiziksel gerekse psikolojik şiddet uyguladığını, müvekkilinin davacı yüzünden akrabalarının yanında hiçbir maddî dayanağı ve kişisel eşyası olmadan sığıntı gibi bir yaşam sürdürdüğünü, maddî olarak çok zor durumda olduğunu beyan ederek öncelikle asıl davanın reddine ve karşı davalarının kabulü ile tarafların evlilik birlikteliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, müvekkil yararına aylık 1.000,00 TL nafakaya, 50.000,00 maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı- davacı kadının, erkeğe hakaret ettiği, defalarca ortak konutu terk ettiği, eşine saygı göstermediği, evde yemek yapmadığı, evin temizliğini yapmadığı ve sürekli gezdiği, davacı- davalı erkeğin ise, çalışmadığını, horoz dövüştürdüğünü, kadına hakaret ettiğini, şiddet uyguladığını, tehdit ettiğini, kadını çalıştırdığı ve kadının kazandığı paraları kendisinin aldığı ceza dosyasında da davacı- davalı erkeğin, davalı kadına fiziksel şiddet uyguladığının sabit olduğunun görüldüğü tüm bu nedenlerle davacı- davalı erkeğin kadına göre daha ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle, her iki davanın da kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun (4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları gereğince tarafların boşanmalarına, tarafların sosyal ve ekonomik durumu ve kusurları göz önünde bulundurulduğunda kadının boşanma ile birlikte yoksulluğa düşeceği, yoksulluk nafakası ve 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında düzenlenen şartların oluştuğu davalı- davacı kadın yararına 400,00 TL tedbir ve 500,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın lehine 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
... erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin daha ağır kusurlu olduğuna dair tespitlerinin yerinde olmadığını, boşanmaya neden olan olaylarda davalı davacı kadının tam kusurlu olduğunu, kadının maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmesinin gerektiğini, tanık beyanlarının çelişkili olduğunu, kadın adına kayıtlı ve gelir getiren birçok taşınmaz bulunduğunu, yeniden araştırma yapılmadan müvekkili aleyhine nafaka, maddî ve manevî tazminata karar verilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, bu nedenlerle karşı dava ile davalı - davacı kadının nafaka ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi için istinaf talebinde bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, boşanmaya neden olan olaylarda düzenli olarak çalışmayan, horoz dövüştüren, hakaret ve tehdit eden, zorla çalıştırıp parasına el koyan ve fiziksel şiddet uygulayan erkeğin ağır kusurlu, davacı-karşı davalı erkeğe hakaret eden, sık sık evi terk eden, saygı göstermeyen ve evde yemek yapmayan kadının az kusurlu olduğu kabul edilmek sureti ile tarafların boşanma davalarının ayrı ayrı kabulü ile ferilerine karar verildiği, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu kusur belirlemesinin doğru olduğu, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut veya beklenen menfaatlerin kapsamı ile günün ekonomik şartlarına göre İlk Derece Mahkemesince kadın yararına maddî - manevî tazminat ile yoksulluk nafakası takdirinin doğru olduğu gerekçesiyle, davacı- davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı -davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf başvurusundaki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, evlilik birlikteliğinin çekilmez hale gelmesinde kadının ağır kusurlu olduğunu, dinlenilen tanık beyanlarının hayatın olağan akışına aykırı, çelişkili ve görgüye dayalı olmayan ifade verdiklerini, müvekkilim hakkındaki tüm mesnetsiz iddialarına rağmen dava süresince dahi barışma girişiminde bulunarak cevap ve karşı dava dilekçesinde müvekkilime kusur olarak atfetmiş olduğu olayları affetmiş sayıldığı ve evlilik birliğinin temelden sarsılmasında kadının tam kusurlu olduğunu ortaya çıkardığını, kadının ekonomik sosyal durum araştırma raporunun gerçeği yansıtmadığını, davalı-davacı kadın adına kayıtlı ve gelir getiren birçok taşınmaz bulunmasına rağmen tutanağa yok olarak yazıldığını, yeniden tarafsız araştırma yapılmadın tazminat ve nafakalara karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek , kararın kusur tespiti tazminatlar ve nafakanın kabulü yönünden bozulmasına karar verilmesi talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yarırına tazminat ve nafaka koşulların oluşup oluşmadığı ve miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı- davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.