"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/655 E., 2023/678 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 5. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/813 E., 2022/1078 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davacı-davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin ailevi sorumluluklarını yerine getirmediğini, erkeğin ailesinin kadına ve ailesine ağır hakaretler ettiğini, erkeğin bu duruma sesiz kaldığını, kadına ve eve maddi destek sağlamadığını, kadının ailesi ile görüştürmediğini, kadının ailesine ağır hakaret ettiğini, ayrı yattığını, sürekli ayrılmaktan bahsettiğini, kadını evden kovduğunu, kadına fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, kadının işten gelip kendi evini temizleyip erkeğin ailesinin evine giderek yemek yaptığını, erkeğin babasının kadını hizmetçi olarak aldıklarını belirttiğini, gece geç saatlere kadar erkeğin ailesinin evinde kaldıklarını, yatmak için evlerine geçtiklerini, en son tuvaleti temizlemediği gerekçesiyle erkeğin annesi kadın ile tartışmaya başlayınca erkek tarafından dövüldüğünü belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakanın her yıl TEFE-TÜFE oranında artırılmasına, 500.000,00 TL maddî ve 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; kadının erkeğin anne ve babasına hakaret ve küfür ettiğini, kadının erkeğin ablasına telefon ederek erkeğin ailesine küfürler ettiğini, erkeğin annesinin ayağının kırık olduğu dönemde kadının erkeğin annesine saldırarak ayağına tekme attığını, kadının babasının erkeğin babasına küfür ettiğini, kadının ağzının bozuk olduğunu, kadının babasının ortağı olduğu şirkette çalıştığını, eve bir tane ekmek dahi almadığını, kendisine bir araç aldığını ancak üzerinde hak iddia edilmesin diye aracı annesinin üzerine aldığını, kadının evi terk ederek ailesinin yanına gitmeleri nedeniyle 3 yıllık evlilikte sadece 7 ay bir arada yaşadıklarını, ailesinin yanına her gittiğinde kadının babasının erkeğin babasını arayarak ağır küfürler ettiğini, böylece ailelerin de arasını açtığını, kadının küstüğünde yatağını ayırdığını belirterek karşı davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, erkek yararına 500.000,00 TL maddî ve 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığı, kadının ailesi ile görüşmesini istemediği, kadının annesi ortak konuta geldiğinde yanına gitmediği, bayramda bile kadının ailesine gitmeyeceğini söylediği, kadına "benimle yaşayacaksan aileni sileceksin" dediği, sürekli ailesinin yanına gittiği, kadına "seni istemiyorum, sen nasıl bir insansın" şeklinde söz söylediği, ayrı yattığı, kadının ailesinin evinin temizliğini yapmasını istediği, erkeğin babasının da "bizim zaten hizmetçiye ihtiyacımız var" şeklinde söz söylediği, erkeğin annesinin ve babasının "benim böyle karım olsa boşarım sana avrat mı yok" şeklinde söz söylediği, erkeğin bu durumlara sessiz kaldığı, mesaj içeriklerinden anlaşılacağı üzere kadına hakaret ettiği, erkeğin kadının ailesine, kendi ailesini seçtiğini beyan ettiği ve kadını ailesinin evine bıraktığı; kadının ise erkeğin ailesine hoş geldin bile demediği, kadının babasının erkeğin babasına "senin avradını sinkaf ederim" şeklinde söz söylediği, kadının bu duruma sessiz kaldığı, kadının erkeğe "sen nasıl erkeksin" şeklinde hakaret ettiği, erkeğin annesinin ayağının kırık ve alçılı olmasına rağmen annesinin dizine sopa ile vurduğu, ağır hakaret ettiği, erkeğin ailesi ile görüşmek istemediği, mevcut kusur durumuna göre tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, tarafların benzer düzeyde gelirleri olduğundan kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına tedbir nafakası takdirine yer olmadığına, tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının kusuru bulunmadığını, aksi düşünülse bile eşit kusur tespitinin hatalı olduğunu, kadının asgari ücret ile çalışıyor olmasının yoksulluğa düşmeyeceğini göstermeyeceğini, kadın yararına tazminatlara hükmedilmesi gerektiğini belirterek kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve tazminatların reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflara yüklenen kusurların doğru olduğu ancak Mahkemece kusurun derecesinin yanlış tespit edildiği, erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu, kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinde ve nafakanın miktarında bir isabetsizlik bulunmadığı, çalışan ve düzenli geliri bulunan kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesinin doğru olduğu, kadın yararına maddî ve manevî tazminata karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kadının kusur tespiti, reddedilen maddî ve manevî tazminatlara ilişkin istinaf taleplerinin kısmen kabulü ile kararın hüküm kısmının ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerlerine yeniden hüküm kurulmasına, kararın kusura ilişkin gerekçesinin açıklandığı şekilde düzeltilmesine, kadın yararına 100.000,00TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata, kadının sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesinin kusur konusunda vardığı kanaatin daha somut ve gerçekçi olduğunu, kadının bildirdiği bir çok vakıayı ispat edemediğini, hükmedilen tazminatların haksız olduğunu belirterek kusur belirlemesi, hükmedilen tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, erkeğin ağır kadının az kusurlu olduğuna ilişkin tespitin dosya kapsamına uygun olup olmadığı, kadın yararına tazminat verilme şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,28.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.