"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/327 E., 2023/617 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Sarıkaya Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2019/206 E., 2022/85 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan ve yargılama sonunda kaldırma kararı sonrasında İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vasisi tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vasisi vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 250,00TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 400,00TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 15.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminatıa karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek süresinde cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesinin 05.10.2017 tarihli, 2014/695 Esas ve 2017/412 Karar sayılı kararı ile erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında şahsi ilişki tesisine, ortak çocuk yararına aylık 150,00 TL tedbir ve 250,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına 150,00 TL tedbir ve 300,00 TL yoksulluk nafakasına, 10.000,00 TL maddî ve 8.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir. Karar erkek vekili tarafından hükmün tamamı tarafından istinaf edilmiştir. Bölge adliye Mahkemesinin 20.11.2019 tarih, 2018/1267 Esas, 2019/1855 Karar sayılı kaldırma kararı ile tarafların ruhsal rahatsızlığının bulunduğunun ileri sürüldüğü, bu hususun araştırılması gerektiği gerekçesiyle erkeğin istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, diğer istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların vesayet altına alındığı, evlilik birliğinin sona ermesinde erkeğin tam kusurlu olduğu gereçesiyle davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk yararına aylık 150,00TL tedbir ve 250,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına 150,00 TL tedbir ve 400,00 TL yoksulluk nafakasına, 10.000,00TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vasisi istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vasisi istinaf dilekçesinde; kusur, nafaka, tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ortak çocuğun velâyeti anneye verilmiş ise de annenin akıl hastalığı nedeniyle kısıtlanıp vesayet altına alındığı, bu nedenle velayetin anneye verilemeyeceği, babanın ise ağır sakatlığı nedeniyle başkasının bakımına muhtaç olduğu, bu durumda velâyetin kısıtlanıp vesayet altına alınan babaya da verilemeyeceği, bu nedenle velâyete ilişkin kararın kaldırılması gerektiği, karar kesinleştiğinde çocuğa vasi atanması gerektiği; kadının akıl hastalığı nedeni ile kısıtlanması sebebi ile davranışlarının iradi olmadığı ve kendisine kusur yüklenemeyeceği, erkeğin ise 4721 sayılı Kanun'un 408 inci maddesi uyarınca ağır sakatlığı nedeni ile kısıtlandığı, kendisine yüklenen kusurlu davranışların gerçekleştiği, kusur belirlemesinde isabetsizlik bulunmadığı; İlk Derece Mahkemesince verilen ilk karara karşı kadın tarafından istinaf yoluna başvurulmadığından erkek yararına nafaka ve tazminat miktarları yönünden usulü kazanılmış hak oluştuğu, bu nedenle yoksulluk nafakası ile manevî tazminatın miktarının artırılmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle velâyet ve kişisel ilişkiye ilişkin İlk Derece Mahkemesi kararının resen kaldırılmasına, erkek vasisinin yoksulluk nafakası ve manevî tazminata ilişkin istinaf taleplerinin kabulüne, kararın hüküm kısmının ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerlerine yeniden hüküm kurulmasına, ortak çocuğun velâyet hakkının kaldırılmasına, karar kesinleştiğinde ortak çocuğa vasi atanması için Sulh Hukuk Mahkemesine ihbarda bulunulmasına, ortak çocuk yararına iştirak nafakası hükmedilmesine yer olmadığına, kadın yararına aylık 300,00 TL yoksulluk nafakasına, 8.000,00 TL manevî tazminata, sair yönlere ilişkin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vasisi vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vasisi vekili temyiz dilekçesinde özetle; usulü kazanılmış hak oluştuğuna dair gerekçesinin haksız olduğunu, ilk verilen karardaki miktarların o zamana göre makul olduğunu, bu nedenle karar itiraz edilmediğini, ilk kararın kaldırılmış olması nedeniyle usulü kazanılmış hakkın oluşmayacağını belirterek yoksulluk nafakası ve manevî tazminatın miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadının istinaf talebinde bulunmaması nedeniyle erkek yararına usulü kazanılmış hak oluşup oluşmayacağı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesininikinci fıkrası, 175 inci maddesi,405 inci ve 408 inci maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 355 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vasisi vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının ...'a yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,04.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.