"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/257 E., 2023/599 K.
KARAR : Başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Körfez Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/111 E., 2021/441 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili evlilik birliğinin kadının kusurlu davranışları ile temelinden sarsıldığını iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili, dava dilekçesindeki iddiaların gerçek dışı olduğunu, birliğin erkeğin kusuru davranışları ile temelinden sarsıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini, müvekkili yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tanık anlatımlarından taraflar arasında tartışma çıktığı, kadının evi terk ettiği, tarafların uzun süredir ayrı yaşadıkları, tarafların bir daha bir araya gelmedikleri, kadının evi terk ettikten sonra erkeğin gırtlak kanseri olduğu ve ameliyat olduğu, kadının, erkeğin hastalandığında ve tedavi sürecinde yanında olmadığı, arayıp sormadığı, ameliyat olduğunda hastanede ziyaretine bile gitmediği, birliğin temelinden sarsılmasında kadının tamamen kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, davacının Körfez Aile Mahkemesinin 08.09.2015 tarih, 2014/229 Esas, 2015/305 Karar sayılı kararı ile davalıya aylık 350,00 TL tedbir nafakası ödediği anlaşıldığından davalının tedbir nafakası talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, karar kesinleştiğinde Kocaeli 2. Aile Mahkemesinin 09.10.2019 tarih 2019/216 Esas 2019/732 Karar sayılı ilamı ile davacının adına kayıtlı taşınmazlar için verilen tasarruf yetkisinin "davacının muvafakati alınması" şeklinde kısıtlanması kararının kaldırılmasına hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle, hükmün tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; her ne kadar yerel mahkemece yapılan yargılama ve toplanan deliller neticesinde, müşterek evi terk eden, eşinin hastalığında ve tedavi sürecinde yanında olmayan, onu arayıp sormayan, ameliyat olduğunda hastanede ziyaretine gitmeyen davalının boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tamamen kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de, davacı kadının Körfez Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin 2010/577 Esas sayılı dosyasında tedbir nafakası davası açtığı, davalının iaşe yükümlülüğüne uymadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile aylık 200,00 TL tedbir nafakasına hükmedildiği, Körfez Aile Mahkemesi'nin 2014/229 Esas sayılı dosyasında ise, davalının kusurlu tutum ve davranışları sonucu ayrı yaşadıkları ve davacının ayrı yaşamakta haklı olduğu gerekçesiyle daha önce hükmedilen 200,00 TL tedbir nafakasının 150,00 TL artırımla 350,00 TL'ye yükseltildiği söz konusu her iki kararın da temyiz edilmeksizin kesinleştiği göz önüne alındığında, davacı kadının ayrı yaşamakta haklı olduğu, ayrı yaşamakta haklı olduğu anlaşılan kadın lehine, ayrı yaşama döneminde davalının hastalığı ve tedavi sürecinde yanında olmaması, davacıyı arayıp sormaması, hastanede ziyaretini gitmemesi eylemlerinin davalı kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, toplanan delillerden davalı kadına atfı kabil bir kusurun davacı tarafından ispatlanamadığı dikkate alınmadan davanın reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme sonucu davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının tamamıyla kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle hükmün tamamı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C.Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık taraflar arasındaki boşanma davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,12.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.