Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5532 E. 2024/4525 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu, boşanmaya karar verilip verilmeyeceği, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin olup olmadığı hususları uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu gözetilerek, temyiz edilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/643 E., 2023/460 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Diyarbakır 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/376 E., 2022/48 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerinin kaldırılarak kaldırılan yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; daha önce de taraflarca boşanma davası açıldığını ancak aile bireylerinin araya girmesi ve müvekkilinin aile birliğini ayakta tutma çabası sonucu vazgeçildiğini, müvekkilinin Diyarbakır'a tayini çıktığında kadının, ailesinin yanına giderek müvekkilini yalnız bıraktığını, davalı karşı davacı kadının müvekkilinin ailesinin yaşadığı Eskişehir'e gitmeyi reddettiğini, kadının annesinin evliliğin ilk gününden itibaren taraflara müdahale ettiğini, çocuğun doğumu zamanı müvekkilinin annesi eve geldiğinde davalı karşı davacı kadının " köpekler geldi kemik atayım yesinler" diye hakaret ettiğini, çocuğun doğumunda tarafların annelerinin kavga ettiklerini, müvekkilinin eve gelerek kavgayı ayırdığını, polise haber verdiğini, davalı karşı davacının bu olay üzerine uzaklaştırma kararı aldığını, süre dolunca da kadının beraber yaşamayı kabul etmediğini, müvekkilinin 25.02.2019 tarihinde terk ihtarı çektiğini ve 28.02.2019 tarihinde davalı karşı davacıya tebliğ edildiğini ancak kendisine verilen 2 aylık süre içerisinde eve dönmediğini, kadının hastalık boyutuna varacak derecede temizlik konusunda titiz olduğunu, ortak çocuğun 17.01.2019 tarihinde müvekkilinin bilgisi dışında geniz ameleyatı olduğunu beyan ederek tarafların terk nedeniyle ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuklarının velâyetlerinin müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı karşı davalı erkeğin müvekkilinin annesini darp edip hakaret etmesi üzerine davacının Diyarbakır ... Noterliği'nin 05.10.2018 tarih ve 30860 yevmiye nolu ihtarnamesi ile kadının evi/lojmanı boşaltmasını istediğini, müvekkilinin de kendisine verilen 15 günlük süre içerisinde ortak konutu boşaltarak kiraya çıkmak zorunda kaldığını, ortak konutu terk etmediğini, müvekkilinin evden çıkmasını isteyen erkeğin daha sonra müvekkiline eve dön ihtarı göndermesinin hukuken kabul edilemeyeceğini, ayrıca erkeğin eve dön ihtarı ile ihtar öncesi kadının kusurlarını affetmiş sayılacağını, davacı karşı davalının ailesinin sürekli evliliğe müdahale ettiklerini, erkeğin de müdahaleye destek vererek kadına kabullenmesi için baskı uyguladığını, davacı karşı davalının babasının "oğlum sana karı mı yok" dediğini, erkeğin müvekkilinden maaş kartını istediğini vermeyince her ay düzenli para istediğini, yine müvekkilinden gizli olarak annesine para verdiğini, mesaj ile müvekkiline hakaret ettiğini, davacı karşı davalının annesinin de müvekkiline hakaret ettiğini, babasının ise ''hele o çocuk doğsun onları ayıracağız'' dediğini, davacı karşı davalının müvekkilinin kimse ile görüşmesini istemediğini, müvekkili annesi ile telefonda konuşurken davacı karşı davalı ve annesinin ''hele bir gelsin onun götünü keseceğiz, saçını başını yolacağız'' dediğini, davacı karşı davalının yerinden kalkıp müvekkilinin üzerine yürüyerek elinden telefonunu alıp duvara fırlattığını, müvekkilini sertçe ittiğini, müvekkilinin boynunda cam çizikleri ve elinde morlukların meydana geldiğini, olay ile ilgili kovuşturmanın devam ettiğini, doğum olduktan sonra da aynı evde tarafların anneleri arasında tartışma çıktığını, bunun üzerine erkeğin eve gelerek müvekkilinin annesini tekmeleyip saçından sürüklediğini, darp ettiğini, davacı karşı davalının müvekkilini alo 183' e şikayet edip "çamaşır suyu koktuğunu, çocuklara bakmadığını" söylediğini beyan ederek davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilmesine, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına, kararın kesinleşmesi ile yoksulluk nafakası olarak devamına, ortak çocuklar için 1.500,00'er TL tedbir nafakasına ve kararın kesinleşmesi ile iştirak nafakası olarak devamına, nafakalara ÜFE +%15 oranında arttırım uygulanmasına, mahkeme aksi kanaatte ise üfe oranında artış yapılmasına, faizi ile 60.000,00 TL maddî, 60.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacı karşı davalı erkeğin kayınvalidesine hakarette bulunup/darp etmiş olduğu, davalı karşı davacı kadının da davacı karşı davalıya karşı hakarette bulunduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda davacı karşı davalı erkeğin ağır, davalı karşı davacı kadının hafif kusurlu olduğu gerekçesi ile her iki davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, tarafların ortak çocukları yararına ayrı ayrı takdir edilen aylık 1.000,00 TL tutarındaki tedbir nafakasının aynen devamına, karar kesinleştikten sonra ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 1.250,00 TL iştirak nafakası olarak devamına ve her yıl TÜİK’in belirlediği ÜFE oranında arttırılmasına, davalı karşı davacı kadının öğretmen olması sebebiyle düzenli bir geliri bulunduğu gerekçesi ile davalı karşı davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadının mevcut ve beklenen menfaatlerinin zedelendiği gerekçesi ile 20.000,00 TL maddî tazminatın boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davacı karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacıya verilmesine, davalı karşı davacı kadının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davalı karşı davacı kadın vekili; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, kişisel ilişki, maddî tazminat miktarı, manevî tazminat talebinin reddi, kadın yararına tedbir nafakası hükmedilmesi gerektiği yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davacı karşı davalı erkek vekili; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, maddî tazminat ve iştirak nafakasının miktarı yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, erkeğin kadını darp etmesi ve erkeğin ailesinin birliğe müdahalesine sessiz kalması eylemlerinin kusur belirlemesinde dikkate alınmaması usul ve yasaya aykırı olduğu, İlk Derece Mahkemesince, dosyaya delil olarak sunulan mesaj kayıtları uyarınca "davalı karşı davacı kadının da davacı karşı davalı erkeğe karşı hakarette bulunması" kadına kusur olarak atfedilmiş ise de, mesajlara ilişkin görüntü kayıtları incelendiğinde 17.12.2018 tarihli mesajın 25.02.2019 tarihli eve dön ihtarından öncesi döneme denk geldiği için erkek tarafından kadının bu eyleminin affedildiği, diğer kayıtlarda ise herhangi bir tarih, GSM numarası bilgisinin yer almadığı, bu mesajların gönderildiği zamanın tespit edilemediği gibi kadın tarafından erkeğe gönderildiği de kesin olarak anlaşılamadığı, bu nedenle İlk Derece Mahkemesince "eşine hakaret etme" vakıasının kusur olarak kadına yüklenmesinin doğru olmadığı, davacı karşı davalı erkeğin, davalı karşı davacı kadının kusurundan kaynaklanan bir sebeple evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını kanıtlayamadığı için davacı karşı davalı erkeğin davasının reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulünün usul ve yasaya aykırı olduğu, davalı karşı davacı kadını ve annesini darp eden, kayınvalidesine hakarette bulunan, ailesinin birliğe müdahalesine sessiz kalan erkeğin tamamen kusurlu olduğu, davalı karşı davacı kadının dava açılmakla ayrı yaşamaya hak kazandığı, kadın yararına mahkemece tedbir nafakası takdir edilmemesinin yerinde olmadığı, kadın yararına hükmedilen maddî tazminat miktarının az olduğu, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin tamamen kusurlu olduğu, kadının boşanma sebebiyle mevcut ve beklenen menfaatlerinin zarar gördüğü ve kocanın kusurlu davranışlarının, kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği, bu sebeplerle kadın yararına manevî tazminat takdir edilmesi gerektiği gerekçeleri ile davalı karşı davacı kadın vekilinin davacı karşı davalı erkeğin boşanma davasının kabulü ve kusur tespitine yönelik istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kusura ilişkin gerekçesinin yukarıda açıklandığı üzere düzeltilmesine, hüküm fıkrasının ilgili bentlerinin çıkarılmasına, yerine yeniden hüküm tesisine, davacı karşı davalı erkeğin davasının reddine, davalı karşı davacı kadının tedbir nafakası talebinin kısmen kabulüne, dava tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde karar kesinleşinceye kadar aylık 250,00 TL tedbir nafakasının davacı karşı davalıdan alınarak, davalı karşı davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile 50.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminatın davacı karşı davalıdan alınarak, davalı karşı davacıya verilmesine, davalı karşı davacı kadın vekilinin sair, davacı karşı davalı erkek vekilinin tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı karşı davalı erkek vekili; kendi davasının reddi, kusur belirlemesi, kadının davasının kabulü, kadın yararına tedbir nafakası hükmedilmesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar ve miktarları yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

. Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü ve erkeğin davasının reddinin doğru olup olmadığı, kadın yararına tazminat ve tedbir nafakası koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu`nun 50 ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,11.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.