Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5555 E. 2024/2061 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı açılan boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kimin kusurlu olduğu, boşanma, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin yerinde olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının hakkaniyete uygun olduğu gerekçesiyle verdiği karar, usul ve yasaya uygun bulunarak onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1639 E., 2023/450 K.

DAVA TARİHİ : 08.11.2021 - 06.12.2021

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Birecik 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2021/448 E., 2022/123 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- davalı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının, kendisine ve ailesine saygı duymadığını, sürekli hakaret ettiğini, aşağıladığını, ailesinin müdahalesine sessiz kaldığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin fevri çıkışlarının olduğunu, sürekli hakaret ettiğini, evden kovduğunu, psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, sorumsuz olduğunu, birlik görevlerini yerine getirmediğini, annesinin etkisinde hareket ettiğini, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı ve 337 nci maddeleri gereğince adli yardım talebinin kabulüne, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince asıl davanın reddine, davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine her bir çocuk yararına ayrı ayrı aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının davacı-davalı erkeğe karşı aile birliğini temelinden sarsacak şekilde kusurlu hareketlerinin varlığı ispat edilemediği, davacı-davalı erkeğin ise davalı-davacı kadına karşı fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret içeren sözler söylediği, eş ve baba olarak sorumluluklarını yerine getirmediği, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, kadın yararına aylık 700,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, her bir çocuk yararına ayrı ayrı aylık 400,00'şer TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata, ziynet alacağının tefrikine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, erkeğin davasının reddine ve kadının davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, tazminat ve nafaka miktarlarının yüksek olduğunu ileri sürerek kararın her iki dava yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; belirlenen kusurlara göre hükmedilen tazminat ve nafaka miktarlarının düşük olduğunu, erkeğin davasının reddine karar verilmesine karşın kadın yararına vekâlet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek, tazminat ve nafaka miktarları ile vekâlet ücreti yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince kabul edilen kusurlarının gerçekleştiği, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının ispatlanmış bir kusurunun olmadığı, İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, delillerin değerlendirilmesinde, kanunun olaya uygulanmasında, gerekçede ve kusur belirlemesinde hata edilmediği, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne dair kararın doğru olduğu, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tarafların evlilik süresi, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, paranın alım gücü, nafakanın niteliğine, ortak çocukların ihtiyaçları, günün ekonomik koşullarına göre; İlk Derece Mahkemesince kadın ve çocuklar lehine takdir edilen tedbir, yoksulluk, iştirak nafakaları ile kadın lehine hükmedilen tazminatların miktarlarının hakkaniyete uygun olduğu, erkeğin reddedilen, kadının ise kabul edilen boşanma davaları için kadın yararına ayrı ayrı vekâlet ücreti hükmedilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin birinci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf başvuru dilekçesini tekrarlamakla birlikte, kusur belirlemesi ve buna bağlı olarak davaların kabulüne ve reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, tazminat ve nafaka koşullarının oluşmadığını, miktarlarının yüksek olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının her iki dava ve fer'îler yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davaların kabul ve reddine karar verilmesinin hatalı olup olmadığı, tazminat ve nafaka koşullarının oluşup oluşmadığı ile miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesi, 169 uncu, 174 üncü maddesi, 175 inci, 182 nci, 327 nci, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 190 ıncı, 194 üncü, 353 üncü madde, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.