"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1122 E., 2023/187 K.
DAVA TARİHİ : 12.05.2020- 20.05.2020
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kahramanmaraş 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/237 E., 2022/41 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun ayrı ayrı esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- davalı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının sürekli olarak eşine, eşinin ailesine ve yakın akrabalarına hakaret ve küfür ettiğini, haksız ithamlarda bulunduğunu, bu saatten sonra gelirsen seni eve almam, annemin evine giderim, sen beni aldatıyorsun gibi iddialarla gerilim yarattığını, alkol alıyorsan alırken öl, kıldığın namazları Allah kabul etmesin, inşallah hasta ol, Allah bana yaşattığının daha ağırını sana yaşatsın şeklinde beddua ettiğini, anne-babasıyla, ağabeyiyle, kuzenleriyle görüşmesi, onlar tarafından evlerine davet edilmesi veya söz konusu akrabaların kendi evlerine davet edilmesinden davalı- davacının rahatsız olduğunu, davetlerde eşini yalnız bıraktığını, hamileliğin düşükle sonuçlanmasından erkeğe ve ailesini sorumlu tuttuğunu iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, erkek yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminatın yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; hamile olduğunu öğrendiğinde muayene gittiğini, muayene sırasında HIV hastası olduğunu öğrendiğini, eşini aradığını, erkeğin aldırmaz tavırlarla, yıllardır bende var bir şey olmaz dediğini, hastalığı kendisinden gizlediğin, bu hastalık yüzünden bebeğini kaybettiğini, erkeğin tedaviye yanaşmadığını, kadının iki kez operasyon olmak zorunda kaldığını, erkeğin ve ailesinin kadına ve ailesine karşı hakaret ettiğini, ailesinin etkisinde kaldığını, erkeğin ailesinin müdahalesine sessiz kaldığını, ileri sürerek 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince asıl davanın reddine, davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, kadın yararına enflasyon oranında artırılmak üzere aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının erkeğe şerefsiz şeklinde hakaret ettiği, eve bu saatten sonra gelirsen seni eve almam, içki mi içiyorsun, sen beni mi aldatıyorsun şeklinde sözler söylediği, beddua ettiği, erkeğin ailesinin evine gitmek ve görüşmek istemediği, erkeğin ailesinin davetlerine katılmadığı ve eşini bu konuda yalnız bıraktığı; erkeğin ise kendisinde bulunan bulaşıcı HPV hastalığından davalıyı bilgilendirmediği, hastalığı gizlediği bunun sonucunda davalıya ait 24.12.2020 tarihli sağlık kurulu raporu ile sabit olduğu üzere cinsel yolla bulaşan ve yüksek riskli serviks kanserine yol açabilecek HPV hastalığını davalıya bulaştırdığı, kadının hastalığın kendisine bulaştığını söylemesi üzerine bende de var, birşey olmaz şeklinde umursamaz tavırlarda bulunduğu ve tedaviye yanaşmadığı, davalının çocuğunu düşürmesinden sonra ve kendi ailesinin yanında kaldığı dönemde davalı ile ilgilenmediği, küfür ve hakaret ettiği, erkeğin ailesinin tarafların evliliklerine müdahale ettiği ve erkeğin bu duruma sessiz kaldığı, eve geç saatlerde geldiği, kadının ailesini istemediği, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, nafakanın 04.09.2021 tarihinden sonra kaldırılmasına, kadın yararına 100.000,00 TL maddî ve 120.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı- davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, kadın yararına tazminat şartlarının oluşmadığını, miktarlarının da yüksek olduğunu ileri sürerek kararın kusur belirlemesi ile tazminatlar yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı- davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğu tedbir nafakasının kaldırılması ile yoksulluk nafaka talebinin reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, tazminat miktarlarının düşük olduğunu ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, tedbir, yoksulluk nafakası ile tazminat miktarları yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile toplanan deliller ve dosya kapsamına göre tarafların İlk Derece Mahkemesince kabul edilen kusurlarının gerçekleştiği, boşanmaya neden olan olaylarda kadın eşin hafif, erkek eşin ise ağır kusurlu olduğu, İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, delillerin değerlendirilmesinde, kanunun olaya uygulanmasında, gerekçede ve kusur belirlemesinde hata edilmediği, asıl ve karşı davanın kabulüne dair kararın doğru olduğu, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tarafların evlilik süresi, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, paranın alım gücü, günün ekonomik koşullarına göre; İlk Derece Mahkemesince kadın eş lehine takdir edilen tazminatların miktarlarının hakkaniyete uygun olduğu, dava tarihinden sonra işe girdiği anlaşılan düzenli ve yeterli geliri bulunan kadın eşin tedbir nafakasının ise girdiği tarih itibariyle kaldırılması ve yoksulluk nafakası talebinin reddine dair kararında da doğru olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin birinci alt bendi gereğince tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı- davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin ve buna bağlı olarak kadın yararına tazminat hükmedilmesinin hatalı olduğunu, tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesinin gerektiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ile tazminatlar yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı- davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, hükmedilen tazminatın az olduğunu, yoksulluk nafaka talebinin kabulüne karar verilmesinin gerektiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, tazminat miktarı ve reddedilen yoksulluk nafaka talebi yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tazminat şartlarının kimin yararına oluştuğu, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesinin doğru olup olmadığı ile tazminat miktarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü madde, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.